Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kayıp silah sayısı dört yılda yüzde 720 artmış

Kayıp silah sayısı dört yılda yüzde 720 artmış


Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in gündeme getirdiği “envantere kayıtlı olmayan silah teslimatı” iddiası, Türkiye’deki kayıp silahları yeniden gündeme getirdi.

Konuyu defalarca Meclis’e taşıyan eski CHP Balıkesir milletvekili Mehmet Tüm, “Peker’in açıklamalarından görüyoruz ki kayıtlı olmayan silahlar da belirli bir gruba dağıtılmış. Darbeden sonra bir de envantere kayıtlı olan büyük bir silah kaybı var” dedi.

 

Diken’den Ayşegül Kasap’ın haberine göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde rekor seviyede silah kaybı olduğunu belirten Tüm, “Bunun hesabını vermesi gereken Soylu’dur. İçişleri Bakanlığı hala kayıp silahları arıyor” dedi. Tüm ayrıca kayıp silahların ‘ruhsatsız silah’ satışlarıyla legalleştirildiğini de öne sürdü.

 

Peker, tweetlerinde özel harp envanterine kayıtlı olmayan silahların AKP gençlik kollarına verildiğini öne sürmüştü:

 

“15 Temmuz’un hemen akabinde ülke genelinde demokrasi nöbetleri tutulurken ağustosun ilk haftasında Ekrem Gökçeker’den alınan, Özyurtların bünyesinde olan Renault beyaz Fluence marka arabayla, Esenyurt cumhuriyet meydanının arkasında karanlık bir sokakta (DAP hotelin arka tarafında) arabaya koyulan bir kasa kalaşnikof silah İstanbul Balat’a gitti.”

 

Peker’in iddialarında ismi geçen Ahmet Onay da Peker’i doğrulamıştı:

 

“Sedat Peker ‘in twitlerinde ismi geçen kişilerle bir arada bulundum. Dönemin AK Parti Gençlik Kolları İl Başkanı Taha Ayhan ve yanındaki kişilerle birlikte Balat’ta ki ismi geçen kilisenin yakınlarında bulundum. Sebur Soğanlu ile birlikte gittim. Yanımızda da adını bilmediğim bir kişi daha vardı, (arabayı kullanan, beyaz Fluence) ancak o süreçte yaralarımın tam iyileşmemesinden dolayı araçtan inmedim. Birbirlerine ne alıp verdiklerini de görmedim.”

 

İçişleri Bakanlığı’nın faaliyet raporunda yer alan istatistiklere göre kayıp ve çalıntı silah sasyısı yıllara göre şöyle:

 

2014’te 14 bin 682 silah

 

2015’te 91 bin 120 silah

 

2016’da 107 bin 628 silah

 

2017’de 106 bin 740 silah

 

2014-2017 yılları arasında kayıp silah oranında yüzde 720’lik bir artış olduğuna dikkat çeken Tüm şöyle devam etti:

 

“Biz o dönemde defalarca Meclis’te gündeme getirdik bunu. İçişleri Bakanlığına sorduk. Yanıt alamadık. İçişleri Bakanlığı resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada bu silahların 1944’den beri kayıp olduğunu söyledi. Ama İçişleri Bakanlığı’ndan alınan istatistikler öyle demiyor.”

 

İçişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde kayıp silah artışlarının 15 Temmuz’dan sonra olduğu belirtilirken Twitter hesabından ise 1944’ten sonra kaybolduğu savunuldu.

 

Tüm, “Madem bu silahlar 73 yıldır kayıp, o halde neden 2014 rakamlarına bu sayıyı yazmadınız?’ diye sordum. Soruma tabii ki yanıt veremediler” diyor.

 

CHP’li eski vekil Tüm’ün kayıp silahları araştırması aslında bir cinayet üzerine başlıyor. Ankara’da 2016 yılında Mustafa Maraş, bir traktör sürücüsünü öldürdü. Cinayette seri atış yapabilen MP5 kullanılmıştı. Katil mahkemedeki savunmasında, “Silahı 15 Temmuz darbe gecesi Ankara Emniyeti’nin önünde dağıtmışlardı” dedi.

 

Tüm şöyle devam etti:

 

“Ben de bu cinayetten hemen sonra milletvekili olarak Ankara valiliği ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü aradığımda bana çelişkili yanıtlar verildiği için konuyu derhal araştırmaya karar verdim. İlk işim İçişleri Bakanlığı’nın silahlanma raporlarını okumak oldu.”

 

Kayıp silahların peşine düşen Tüm Meclis’te üç soru önergesi, iki de araştırma önergesi verdi. Ama hepsi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

 

Tüm, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıtlaması için şunları sormuştu:

 

• Kayıp çalıntı silah sayısında yüzde 720’lik artışın sebebi nedir?

 

• Bu silahların nerede ve kimlerde bulunduğuna dair bir çalışmanız var mı?

 

• Noyan gibi kişiler bu silahları nereden temin etti?

 

Ancak soruların hiçbirine hâlâ yanıt verilmedi.

 

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu da geçmiş dönemlerdeki “kayıp silahlar” konusunu hatırlattığı yazısında, “Susurluk kazasından sonra, güya kırmızı bültenle aranan katliam hükümlüsü Çatlı’nın öldüğü araçta, bir silah bulundu. Başbakanlık Teftiş Kurulu, bu silahın izini araştırdığında, adres elbette dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’a çıktı” diyor ve şunları kaydediyor:

 

“Ağar’ın talimatı ve şimdilerde yeniden kahraman ilan edilen Korkut Eken’in girişimleriyle, yurtdışı operasyonlarda kullanılmak üzere, 1993’te İsrail’in Hospro firması aracılığıyla silahlar alınmıştı. Alınan silahlardan 10’u susturucularıyla birlikte kayıptı. Hibe edildiği belirtilen silahlar için para ödenmiş ancak silahlar envanterde çıkmamıştı. Ve o silahlardan biri Çatlı’nın öldüğü araçtaydı.

 

Bir orduya yetecek silah alınmıştı o dönem.

 

2 adet 12.7 çapında Baretta dürbünlü tüfek, 8 pompalı av tüfeği, 280 Uzi otomatik tabanca, 20 adet 7.62 mm. Galli tüfek, 100 adet susturucu, 145 silah üstü dürbün…

 

Ve bu silahlardan 20 adet 9 mm Mikro Uzi, 10 adet Süper Mg, 11 adet 22 kalibre Baretta marka tabanca ile bu tabancalara ait susturucular ile 1 adet AL 50 Hv roketatar ortada yoktu.

 

Uzi silahlar, faili meçhul cinayetlerde kullanılmıştı, biliniyor, susuluyordu.

 

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda, kayıp silahların Ağar’ın talimatıyla, yurtdışı operasyonlarda kullanılmak üzere, Eken’in silahları, Çatlı’ya verdiği belirtildi. Çatlı, daha sonra silahlardan birini iade etmemişti. Her zamanki gibi, çok gizli görevin Öcalan’ın öldürülmesi olduğu iddia edildi ama belli ki görevlerin bunla ilgisi yoktu.”

Exit mobile version