Kadıköy’deki Surp Takavor Ermeni Kilisesi’nin duvarında dans eden ve hakimliğe sevk edilen üç kişi serbest bırakıldı. DW Türkçe’ye konuşan kilisenin üyesi Murad Mıhçı, “Tekil bir olay değil, bir zihniyetin ürünü” dedi.
Üç kişinin kapısının üstüne çıkıp dans ettiği İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki Surp Takavor Kilisesi’nin üyesi, aktivist ve yazar Murad Mıhçı, olayla ilgili “Bunun hiçbir şekilde alkolle ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bu tamamen zihniyetin göstergesidir” dedi.
Sosyal medyada dün akşam paylaşılan, ajanslar tarafından da servis edilen görüntülerde kilisenin önündeki meydanda çok kişinin bulunduğu, ayrıca kilisenin kapısının üzerine üç kişinin çıktığı, iki kişinin de dans ettiği görülüyor.
Görüntülerin yayılması sonrası olaya karıştığı iddia edilen üç kişi gözaltına alındı. Daha sonra ise sevk edildikleri hakimlikçe ikisi adli kontrolle olmak üzere serbest bırakıldı.
‘Yasaklardan sonra Kadıköy’e çok farklı bir kitle gelmeye başladı’
DW Türkçe’ye konuşan Murad Mıhçı, polisin olaya müdahale etmemiş olmasına dikkat çekti.
Mıhçı, şunları söyledi: “Oradaki kaygı verici olaylardan birisi, o üç kişinin kapının önünde o dansları ederken, o kadar toplumun içinde birinin ‘Arkadaşlar nereye çıktığınızın farkında mısınız’ demeyişi… Emniyet’in de bunu görüp, görmezden gelişi. Çünkü şikayetten dolayı, emniyetten de gelmişler o saatte. Bunun hiçbir şekilde alkolle ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bu tamamen zihniyetin göstergesidir.”
Kilise üyesi, pandemi yasaklarının kalkmasından sonra Kadıköy’e ‘çok farklı bir kitlenin geldiğine’ vurgu yaparak, “Özellikle pandemi yasakları gevşetildikten sonra değişik yerlerden değişik kitlelerin, değişik plakalarla geldikleri söyleniyor; ve bunu görüyoruz” dedi.
Kilisenin önündeki meydanda önceden ‘basın açıklaması okunmasına bile izin verilmediğini’ söyleyen Mıhçı, “Ben bunun tekil bir olay değil, bir zihniyetin ürünü olduğunu düşünüyorum” ifadesini kullandı.
‘Bu insanlar böyle bir şeyi bir cami önünde yapamazlar‘
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, dans eden kişilere cezai yaptırımın tek başına çözüm olmayacağını belirterek, “Şu an için daha derinlemesine, daha toplumsal, daha kültürel jestlerle sağlamak mümkün. Bu kişilerin yakalanması önemli bir şey. Ama hapse atılmalarının, bu konuyu çözeceğini düşünmüyorum” dedi.
Söz konusu kişilerin doğrudan gidip kiliseyi hedef alma niyetleri olmadığını düşündüğünü aktaran Danzikyan, “Yine de bu Ermenilere ve azınlıklara yönelik nefret söyleminin ya da onları görmezden gelmenin bir parçası. Bu insanlar böyle bir şeyi bir cami önünde yapamazlar. Caminin tepesine çıkamazlar. Akıllarından bile geçmez” ifadelerini kullandı.
‘Yaşananları, birlikte yaşama bilincinin kaybolmasına’ bağlayan Danzikyan, şöyle devam etti: “Bu ülkede yüzlerce yıldır birlikte yaşayan insanların, birlikte yaşama bilinci artık yok. Kalmadı. Birçok nedeni var bunun ama esas sorun şu ki bir bilinçsizlik var. Her türlü azınlık haline getirilmiş toplumun da bu ülkede bulunduğunu, yaşadığını, onların haklarının da en az kendi hakları kadar kıymetli ve değerli, onların ibadetlerinin de kendi ibadetleri kadar değerli olduğu algısı unutuldu artık.
Bilinmiyor. Bu tabii siyasetten bağımsız bir şey değil. Siyasetin ürettiği nefret söyleminden bağımsız bir şey değil. Bütün bu nefret söyleminin sonucu olarak Ermeni, Rum ve Yahudileri bu ülkeyi terk etmesinden, göç etmesinden bağımsız bir şey değil. Her şey birbirine bağlı. Dolayısıyla sadece şuursuzluk deyip geçemiyorum, tüm iktidarların yıllar boyunca sürdürdüğü politikaların bir sonucu olarak görüyorum.”