Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

HRW’den Türkiye’ye Götürülen Orhan İnandı İçin Çağrı 

HRW’den Türkiye’ye Götürülen Orhan İnandı İçin Çağrı 


İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türk ve Kırgız makamlarının Bişkek’te yaşayan çifte vatandaş Orhan İnandı’yı “kaçırdığını”, uluslararası ve iç hukuku ihlal ederek yargısız olarak Türkiye’ye naklettiğini bildirdi.

HRW açıklamasında, ‘’Kırgızistan’daki prestijli okullar ağının yöneticisi Orhan İnandı, Türk istihbarat servislerinin dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye hukuksuz bir şekilde insan transferinde rol aldığı düzenin son kurbanı. Hedef alınanların, merkezi ABD’deki Sünni din adamı Fethullah Gülen’in hareketiyle bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Türk hükümeti, Gülen hareketini Türkiye’de 2016 Temmuz’undaki askeri darbe girişiminden sorumlu bir terör örgütü olarak kabul ediyor’’ denildi.

Arabası terk edilmiş halde bulunan Türkiye kökenli Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’dan, 31 Mayıs’tan 5 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapana kadar haber alınamamıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta başında kabine toplantısı sonrası Gülen yapılanmasının Orta Asya sorumlusu olduğu iddia edilen Orhan İnandı’nın MİT tarafından yakalanarak Türkiye’ye getirildiğini açıklamıştı. Erdoğan, “Yurt dışındaki pek çok ülkeden 100’ün üzerinde kişinin Türkiye’ye getirildiğini söyleyebiliriz” demişti.

İnandı’nın Türk bayrakları önünde elleri kelepçeli görüntüsü de basınla paylaşılmıştı. Eşi Reyhan İnandı, kocasının kaçırıldıktan sonra haftalarca Bişkek’teki Türk Büyükelçiliği’nde tutulduğunu öne sürüyordu.

HRW Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson, “Orhan İnandı’nın Kırgızistan’dan kaçırılıp ’zorla kaybedilmesi’ ve hukuksuz bir şekilde Türkiye’ye götürülmesi, Ankara’nın genel olarak hukukun üstünlüğüne ve uluslararası hukukun en temel normlarına karşı acımasız bir şekilde saygısızlığını bir kez daha göstermektedir’’ dedi. Williamson, İnandı’nın Kırgızistan’da kaçırılıp haftalarca kayıp olması ve yasadışı yollardan ülkeden çıkarılabilmesinin, Kırgız hükümetinin Ankara’ya karşı gelmekte ya isteksiz ya da başarısız olduğunu ya da doğrudan onlarla işbirliği yaptığını gösterdiğini savundu.

Zaten keyfi olarak gözaltına alınan İnandı’nın uzun süreli hukuksuz duruşma öncesi tutukluluk ve haksız yargılamayla karşı karşıya kalacağına dair ciddi ve güvenilir endişeleri olduğunu kaydeden örgütün direktörlerinden Williamson, “Türk hükümeti İnandı’nın Türkiye’de nerede tutulduğunu derhal açıklamalı ve derhal serbest bırakılmasını sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

HRW açıklamasına göre Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov 6 Temmuz’da verdiği bir röportajda, hükümetin İnandı’nın derhal Kırgızistan’a gönderilmesini talep edeceğini söyledi. Caparov ayrıca, 2016’dan bu yana İnandı’yı kaçırmaya yönelik üç girişimde bulunulduğunu, en son 2021’in başlarındaki girişimin Kırgızistan Devlet Ulusal Güvenlik Komitesi tarafından engellendiğini belirtti.

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı da 6 Temmuz’da Türkiye Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan’a diplomatik nota sunarak, Türkiye’den İnandı’yı Kırgızistan’a iade etmesini ve uluslararası hukuk normlarına uygun olarak gözaltında kötü muameleye maruz kalmadığından emin olunmasını istedi. HRW’ye göre henüz resmi bir yanıt alınmazken, Büyükelçi Doğan’ın basına yaptığı açıklamalarda İnandı’nın Türk vatandaşı olduğunu belirttiği aktarıldı.

HRW açıklamasında, ‘’Türk medyasının, İnandı’nın kaçırılmasında Kırgız makamlarının işbirliği yaptığı yönündeki iddiaları üzerine, bu olayda Kırgız kolluk kuvvetlerinin özellikle de Devlet Ulusal Güvenlik Komitesi’nin tarafsızlığı konusunda soru işaretleri var. Bu durum, 16 Haziran’da Devlet Komitesi’nin İnandı’nın kaçırılmasını değil, Kırgız vatandaşlığını soruşturduğu yönündeki haberlerle karmaşık bir hal aldı.1 Haziran’da Cumhurbaşkanı Caparov, Kırgız polisine ve Devlet Ulusal Güvenlik Komitesi’ne İnandı’yı arama çalışmalarının yoğunlaştırılması talimatını verse de, 24 Haziran’da Bişkek Başsavcılığı, İnandı’nın eşi Reyhan İnandı’nın avukatlarına, Komite’nin soruşturma çalışma grubunda yer almadığını doğruladı’’ ifadeleri yer aldı.

HRW, insanların özgürlüklerinin devlet görevlileri veya hükümet tarafından yetkilendirilmiş, desteklenmiş veya zımnen onaylanmış kişi veya gruplar tarafından kısıtlanıp, daha sonra bu özgürlük kısıtlamasının varlığının inkar edildiği veya zorla kaybedilen insanların nerede bulunduklarının veya akıbetlerinin ne olduğunun gizlendiği vakaları, zorla kaybetme olarak tanımlıyor.

Exit mobile version