HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, son günlerde gündeme gelen erken seçim ve çözüm süreci konularını Gaziantep’te yaptığı konuşmada değerlendirdi.Seçimlerde iktidar olmak isteyenlerin öncelikle Kürt sorununu çözmek zorunda olduklarını belirten Buldan, “Çözüm süreci bu ülkenin en kıymetli süreciydi, bu süreçte yaptıklarımızı, bundan sonra da önümüze gelirse, yine yaparız. Onlar pişman olabilirler, biz bu sürecin içinde olduğumuzdan dolayı asla pişmanlık duymuyoruz’’ dedi.
HDP, Gaziantep’te “Savunma Kampanyası” kapsamında halk buluşması düzenledi. İl binası önünde gerçekleşen programa HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın yanısıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, HDP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Mahmut Toğrul ve çok sayıda partili katıldı.
HDP’ye yönelik kapatma davalarının ilk başlangıcının Gaziantep’teki gözaltı ve tutuklamalar olduğuna dikkat çeken Buldan, “HDP’ye kapatma davasının ilk sürecini burada arkadaşlarımızı gözaltına alıp tutuklayarak başlattılar. Onun arkasından diğer illerde, ondan sonra da HDP’ye açılan kapatma davasıyla bu süreci bugüne kadar getirdiler. Onlar HDP kapanırsa, HDP fikriyatı da biter. İnsanlar evlerine çekilir diye düşünüyorlar. HDP milyonlardır. HDP yeldir, bu ülkenin iradesidir. Halkların cesaretidir, umududur’’ diye konuştu.
‘’Ülkeyi yönetenler gözlerini Kürt seçmenin oylarına diktiler’’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretindeki ifadelerini değerlendiren Buldan, “Seçimler yaklaşırken, bu ülkeyi yönetenler, özellikle Kürt seçmenin oyuna göz diktiler. Bunu şimdiden başlattılar. İşte bu ülkenin Cumhurbaşkanı, iki gün önce Diyarbakır’a giderek, seçimlerin yaklaştığın, Kürtler’den oy istediğini bir kez daha ilan etti. Her sıkıştıklarında, Karadeniz’e gidip, yalandan gaz çıkaranlar, aynı zamanda her sıkıştıklarında Diyarbakır’a gidip, Kürtler’den oy isteme cesaretini kendilerinde buluyorlar. Oysa şunu bilsinler, Kürtler’e zulüm edenlere, Kürtler’i yok sayanlara, hakaret edenlere, her gün dava açanlara, seçme ve seçilme hakkını tanımayanlara, iradesini, seçilmiş milletvekillerini, belediye başkanlarını cezaevine koyanlara, şuradan bunu hatırlamak isteriz; Sizin Kürtler’den oy istemeye ne hakkınız, ne de haddiniz var. Şimdi bizi öcü gibi, sanki bu ülkede yüzde 10’nun üzerinde oy almamış bir parti gibi kriminalize etmeye çalışan iktidar ve ortağına vereceğimiz en güzel cevap elbette seçim sandıklarında olacaktır’’ şeklinde konuştu.
‘’Çözüm sürecini bitiren HDP olmamıştır’’
Çözüm sürecini bitiren tarafın iktidar partisi olduğuna vurgu yapan Buldan, “Çözüm süreci başta olmak üzere, bu ülkede HDP’nin katkı sunduğu, içinde olduğu, bütün kıymetli süreçlerden onur ve gurur duyuyoruz. Ama şunu herkes iyi bilsin, çözüm sürecini bitiren HDP değildi, HDP olmadı, HDP olmamıştır. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan hemen sonra ‘Ben tanımıyorum’, ‘Ben bu süreci başlatmadım’ diyerek, 7 Haziran ve 1 Kasım tarihleri arasında bu ülkede zulüm ve baskı uygulayan, herkesi tutuklatan, bu ülkenin iradesine saygısızlık yapan, Kürtler’in iradesine saygısızlık yapan bir iktidardan, Cumhurbaşkanı’ndan beklenen ancak budur. O sürecin içerisinde olan biri olarak, çözüm sürecinde, 3 yıllık süreçte, o kıymetli süreçte, eğer bu ülkeye cenazeler gelmediyse, anneler ağlamadıysa, burada en büyük pay bu sürecin aktörlerindedir. En büyüğü de HDP’dedir. Bu sürecin içerisinde olanlardadır’’ dedi.
‘‘İktidar olmak isteyen Kürt sorununu çözmek zorundadır’’
Çözüm süreci içerisinde yer almaktan pişmanlık duymadıklarını Belirten HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Çözüm süreci bu ülkenin en kıymetli süreciydi, bu süreçte yaptıklarımızı, bundan sonra da önümüze gelirse, yine yaparız. Onlar pişman olabilirler, biz bu sürecin içinde olduğumuzdan dolayı asla pişmanlık duymuyoruz. Sadece bir taraf için söylemiyorum, diğer taraf da, diğer taraf derken, elbette Millet İttifakı’nı kastediyorum. Bu ülkede kim iktidar olmak istiyorsa, ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden bu ülkeye demokrasi gelmeyecektir“ ifadelerini kullandı.