Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Göbeklitepe, Hasankeyf olmasın!

Göbeklitepe, Hasankeyf olmasın!


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Bir tur şirketi patronundan hallice olan sayın Kültür ve Turizm Bakanı’mız buyurmuş ki: “Göbeklitepe çevresindeki 100 kilometrelik bir hat üzerinde 11 tane daha nokta tepemiz var ve artık 12 tepe diyeceğiz.”

Neresinden baksan tutulacak tarafı olmayan, dibine kadar sakillik ve faşizanca olan bir talihsizlikten başka bir şey değil maalesef bu açıklama.

Ve bu haberi “müjde” diye veren bir medya var ne yazık ki bu ülkede!

Talihsizlik, zira doğru değil.

Göbeklitepe’nin çevresinde, yani Urfa hinterlandındaki höyük sayısı değil 12 belki 32’dir. Bakanın, gazetecileri alıp sıra gecesine katılmayı kültür işleri zannettiği için derinlemesine bilmemesi normal.

Kaldı ki, ismiyle tarihe ve dünya literatürüne (buna UNESCO Kültür Mirası Listesi de dahil) bu isimle geçmiş, bölgenin en bilinen markası olan Göbeklitepe’yi değiştirmeye kalkışmak, tarih, turizm ve kültür açısından başlı başına bir cinayettir.

Hiçbir şey bilmeyen bir insan en azından Wikipedia’ya girip Urfa ve Höyük kelimelerini yazsa, karşısına yirmiden fazla madde çıkar.

Aklıma gelenleri bir çırpıda sayayım size:

Akarçay Tepe, Burhantepe, Fıstıklı Höyük, Gre Virike Höyüğü, Göbeklitepe, Hacınebi Tepesi, Harran Höyüğü, Hassek, Kazane, Kurbantepe, Lidar Höyük, Mezraa, Teleilat, Sultantepe, Surtepe, Şaraga, Tatarhöyük, Tiladir Tepe, Tilbeş, Titriş, Zeytinlibahçe…

Bu ören yerlerinin hepsinde yıllardan beri irili ufaklı kazılar zaten yapılmaktaydı.

Bakan Bey Mars’ta su bulmuş gibi sevinçle “Yeni 11 tepe bulduk” diye müjde veriyor ama başta toprağı bol olsun ömrünü bu bölgeye adamış Klaus Schmidt olmak üzere bütün arkeologlar Urfa gibi dümdüz bir yerdeki hemen her yükseltinin bir tarihsel mekan olduğunu biliyor. Hatta merhum Schmidt’ten bizzat dinlemiştim, “Şahsen bu yerlerin hemen açılmasını, kazıya başlanmasını istemem, çünkü talan ve perişan edilmesinden korkuyorum” demişti.

Gelişmeler Alman bilim adamını haklı çıkarıyor maalesef. Bölgeye bir turistten daha yabancı olan, kerameti kendinden menkul kültür bakanı, aklı sıra Göbeklitepe’nin ismini değiştirerek iş yapmış zannediyor kendini.

Faşizm ne yazık ki böyle. Bunu anlamak için uzağa değil, birkaç yüz kilometre uzaktaki Hasankeyf’e bakmak yeterli. Eşsiz tarihi zenginliği betona gömdüler. Hiç utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden yaptılar bunu.

Bakın yaptıkları tanıtım filminde Hasankeyf diye kullandıkları görsel nasıl?

O güzelim panoramik Hasankeyf’ten geriye betondan sakillik kaldığı için Zeynel Bey Külliyesi’ni Hasankeyf diye sunmak sanırım Siyasal İslamcı reklamcılığa uygun bir mantık oluyor!

Lütfen şu iki resim arasındaki farka bakın ve ne demek istediğimi anlayın:

Hasankeyf 10 yıl önce
Hasankeyf, bugün.

Nasıl bir cinayet işlendiğini anlatabiliyorumdur umarım…

Ne yazık ki Göbeklitepe’yi de benzer bir akıbet bekliyor. Korkarım ki öyle.

Alman arkeolog Schmidt ve eşi Çiğdem Hanım’a vaktiyle yapılan haksızlıkları, zulümleri yazmaya kalksak sayfalar yetmez. Urfa ve tarih aşığı bu iki insanın ne ajanlıkları kaldı, ne hainlikleri, ne hırsızlıkları…

Bunu yapanlar bizzat dönemin kültür ve müze müdürleriydi üstelik…

Şimdi her şey onların elinde ve düşük profillerin vicdanına terkedilmiş durumda.

Göbeklitepe isminin değiştirilmeye çalışılması, bu işin ilk adımı gibi geliyor bana.

Bırakınız aklı başında bir devlet ya da kültür adamı olmayı, bölgedeki sıradan bir insana sorsanız bile bunun akıl işi bir değişim talebi olmadığını söyleyecektir.

Bu işten kimler nasıl rant yiyecek bilemiyoruz ama anlaşılan bu tarihi eşsiz değeri de perişan etmeye niyetliler.

Üzülmekten başka şeyler yapmazsak, korkarım ki Göbeklitepe de Hasankeyf’in kaderini yaşayacak!

Exit mobile version