Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Giannis Antetokounmpo: Atina’nın sokaklarında saat satmaktan NBA’in zirvesine bir göçmen çocuğunun bitmeyen rüyası

Giannis Antetokounmpo: Atina’nın sokaklarında saat satmaktan NBA’in zirvesine bir göçmen çocuğunun bitmeyen rüyası


2013 yılında Yunanistan’ın basketbol ikinci liginde oynayan 18 yaşındaki genç ve neredeyse hiç tanınmayan bir oyuncu, ‘Kariyerini nerede görüyorsun?’ sorusuna kendisine büyük bir güvenle ‘NBA oyuncusu olmak istiyorum’ yanıtını veriyordu.

Giannis Antetokounmpo bugün basketbol dünyasının zirvesinde oturuyor. Takımı Milwaukee Bucks’ı ABD Ulusal Basketbol Ligi NBA’de şampiyonluğa taşıdı ve finallerin de en değerli oyuncusu seçildi.

 

Sekiz yıl önce basketbol yorumcularının adını dahi doğru telaffuz etmekte zorlandığı Giannis, artık milyonlarca gencin ilham kaynağı, rol modeli olmuş durumda.

 

Bir zamanlar tek bir çift basketbol ayakkabısını paylaştıkları için kardeşiyle aynı anda sahaya çıkamayan Giannis’in zirveye yolculuğu bugüne kadar bir sporcunun yaşadığı en zorlu serüvenlerden birisi olabilir.

 

Yunanistan’da Nijeryalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen, 18 yaşına kadar vatansız yaşayan Giannis’in, Atina sokaklarında DVD satarak aile bütçesine katkıda bulunduğu yıllar çok da geride kalmış değil.

 

Yunanistan’da zor hayat

 

Giannis’in anne ve babası 1990’ların başlarında Nijerya’dan Yunanistan’a göç etmişti. Zor bir kararla tek çocukları olan Francis’i geride bırakıp büyük anne ve büyük babasına teslim etmişlerdi.

 

Yunanistan’a kayıtsız göçmen olarak girmeyi başaran Veronica ve Charles Antetokounmpo’nun, burada dört çocukları daha oldu: Thanasis, Giannis, Alexis ve Kostas. Çocukları büyüyünce bu ülkede yabancılık çekmesinler diye hepsine Yunan isimleri vermeyi tercih ettiler.

 

Giannis ve kardeşleri Atina’da doğmuş olsalar da, 18 yaşına kadar hiçbir ülkenin vatandaşı olmadan yaşadılar.

 

Giannis Sports Illustrated dergisine çocukluk yıllarını anlatırken, “Annem ve babam kayıtsız oldukları için kimseye güvenemezlerdi. Hep tedirgindiler. Komşulardan birisi arayıp ‘Bunlar çok gürültü yapıyor’ diyerek bizi polise şikayet etse, polis gelip kimlik sorabilirdi” diyor.

 

Aile Atina’ya daha iyi iş imkanları, daha bir hayat için göç etmişti. Ancak baba Charles ve anne Veronica’nın kazandığı para aileyi geçindirmeye yetmiyordu.

 

Giannis ve diğer üç kardeşi, Atina sokaklarında işportacılığa başlamak zorunda kalmışlardı.

 

Giannis, NBC televizyon kanalına verdiği bir röportajda ellerine ne geçirebilirlerse sokaklara tezgah kurup sattıklarını anlatıyor. CD, DVD, saat, güneş gözlükleri, büyük moda markalarının sahte çantaları…

 

Giannis, “Çok becerikliydim. Kardeşlerim size anlatsın. Sokaklarda işportacılıkta en iyisi bendim. Hem bu işi yapmasını seviyordum hem de annemle vakit geçiriyordum” diyor.

 

Kısacası Atina’nın yoksul mahallelerinden Sepolia’da iki odalı bir eve sığışan altı kişilik bu aile, birbirlerine kenetlenerek hayatta kalma mücadelesi veriyordu.

 

Futbol tutkusu

 

Küçükken Giannis’in asıl tutkusu basketbol değil, futboldu. NBA’in en büyük yıldızlarından Lebron James’in, ilk kez NBA finallerine çıktığı 2007 yılında Giannis’in aklında gelecekte bir NBA yıldızı olmak değil, iyi bir futbolcu olabilmek vardı.

 

Babası Charles zamanında futbol oynamıştı. Ağabeyi Thanasis de futbolda profesyonellik hayalleri kuruyordu.

 

Olimpiakos altyapısına giren Giannis, gelecekte Fransız yıldız Thierry Henry gibi olmayı hayal ettiğini söylüyordu. Ama bir yandan da boyu hızla uzamaya başlamıştı…

 

Her şey, Spiros Velliniatis’in Giannis’in hayatına girmesiyle değişti.

 

Basketbola ilk tedirgin adım

 

Velliniatis, 2008 yılında Filathilitikos’ta antrenörlük yapıyordu. Takım altyapıya yeni oyuncular almayı amaçlıyordu ve Velliniatis de Atina sokaklarında genç yetenekleri keşfetmekle görevlendirilmişti.

 

Velliniatis, ABD merkezli haber sitesi Vice’a verdiği bir röportajda Giannis’i ilk gördüğü anı şöyle anlatıyor:

 

“İki yıl önce Sepolia’da bir çocuk gördüğümü hatırlıyordum. Beni çok etkilemişti. Mahalleye gidip soruşturdum. Adının Thanasis olduğunu öğrendim. Mahalleye geri döndüğümde başka üç çocuk gördüm. Tritonas takımının salonunda yakalamaca oynuyorlardı. Bunlar Giannis ile kardeşleri Kostas ve Alexis’ti. O an geleceğin en büyük basketbol yıldızlarından birisinin karşımda durduğunu düşündüm”

 

Giannis’in atletik fiziğinden ve boyunun uzunluğundan etkilenen Velliniatis, 13 yaşındaki bu çocuğu Filathilitikos’a kazandırmak için teklifini yapmıştı.

 

Ancak ne Giannis ne de ailesi basketbola sıcak bakıyordu. Futbol geleneğinden gelen bir ailede büyümüş olan Giannis’in aklında futbolcu olmanın dışında bir şey yoktu.

 

Velliniatis, Giannis’i Filathilitikos’ta oynamaya ikna etmek için anne ve babasına da ulaştı. Giannis’in takıma katılması halinde, baba Charles ve anne Veronica’ya iş bulma sözü vermişti.

 

Daha sonrasındaysa Giannis’in takıma katılması karşılığında Filathilitikos aileye aylık 500 euro yardım yapmaya başladı.

 

Ailesine daha iyi bir hayat sunabileceğini gören Giannis’in de basketbol kariyeri böylece başlamış oldu.

 

Zorlu gelişim süreci

 

Giannis fiziksel olarak büyük bir potansiyeldi. Ancak takımdaki yaşıtları yıllarca basketbol oynayıp kendilerini geliştirmiş oyunculardı.

 

Giannis ise ilk başlarda top sürmeyi, şut atmayı dahi beceremiyordu.

 

Bu işi başaramayacağını, basketbolu öğrenmek için çok geç kaldığını düşünen Giannis birçok kez takımı bırakma noktasına gelse de her seferinde Velliniatis onu kalmaya ikna etmeyi başardı.

 

Giannis hayatının bu döneminde kendisine en çok yardım eden şeyin anne ve babasından öğrendiği çalışma disiplini olduğunu söylüyor.

 

Hem annesinin hem de babasının ailenin karnını doyurabilmek için ne kadar çok çalıştığını anlatan Giannis, Sports Illustrated’e verdiği röportajda “İş etiğini onlardan öğrendim, asla pes etmemeyi onlardan öğrendim. Onlar benim gerçek kahramanlarım” diyordu.

 

2008 ve sonrası Yunanistan için de zorlu bir dönemdi. Önce küresel kriz ardından da Atina’yı iflasın eşiğine getiren Yunanistan borç krizi ülkeyi büyük bir ekonomik buhrana sürüklemişti.

 

Ülkede olan bitenden göçmenleri sorumlu tutan faşist Altın Şafak hareketi de yükselişteydi. Gece Atina sokaklarında devriye gezip göçmenleri darp ettikleri için Giannis, antrenmanlarını bitirdikten sonra eve tek başına yürümeye çekiniyordu.

 

O yüzden birçok gecesini spor salonundaki minderlerin üzerinde geçirmeyi tercih ediyordu.

 

Giannis kaydettiği tüm gelişime rağmen ilk tutkusu olan futbola geri dönmek istediğini söylediğinde antrenörü Velliniatis, son bir girişimde bulundu ve “Basketbola bir sezon daha şans ver… Eğer fikrin değişmezse seni durdurmaya çalışmayacağım” dedi.

 

Giannis artık 15 yaşındaydı ve sezonun ilk karşılaşmasında rakip takıma 50 sayı atmayı başardı. Sezonun kalanını da tamamen domine eden Giannis, basketbol sahasında neler yapabileceğini gördükten sonra bir daha arkasına bakmadı.

 

Artık ağabeyi Thanasis de basket oynuyordu. İki kardeş aynı takımdaydılar. Ancak ailenin tek bir çift basketbol ayakkabısı almaya yetecek gücü olduğundan ayakkabıyı maç içinde paylaşma zorunda kalıyorlardı. Kardeşlerden birisi oyuna girerken ayakkabılarını da veriyordu.

 

İspanya umudu ardından başlayan NBA macerası

 

Giannis için profesyonel basketbol kariyerinin ilk adımı, İspanya’dan gelen bir teklifle oldu. 18 yaşına bastıktan sadece birkaç gün sonra İspanyol ekibi Zaragoza’nın yıllık 400.000 euroluk kontrat teklifine imza atmıştı.

 

Ancak kontratta bir madde vardı: Giannis NBA’e giderse, kontrat geçerliliğini yitiriyordu.

 

Bu madde sayesinde Giannis, 2013 NBA oyuncu seçmelerine girebilmiş ve 15. sıradan Milwaukee Bucks tarafından seçilmişti.

 

NBA’e seçilen Giannis, hayatının büyük kısmında ayrımcılığa maruz kaldığı Yunanistan’da da adeta bir milli kahramana dönüşmüştü.

 

Ancak faşist Altın Şafak grubu bundan memnun değildi. Giannis’in elinde Yunan bayrağıyla çekilen fotoğraflarına tepki gösteren hareketin liderlerinden Nikos Mihaloliakos, genç oyuncuya ırkçı hakaretlerde bulunmuştu.

 

Giannis bugün NBA şampiyonu ve final serisinin en değerli oyuncusu. Mihaloliakos ise geçen yıl Yunanistan’da suç örgütü kurmaktan hüküm giyip hapse atılmıştı.

 

NBA öncesi son kriz: ABD vizesi

 

Antetokounmpo ailesinin hayatını şekillendiren göçmen olmanın zorlukları yine peşlerini bırakmadı. Giannis’in ailesinin ABD vizesi başvuruları iki kez reddedildi.

 

ABD yasaları, üç kez vize başvurusu reddedilen kişilere vize düzenlenmesini engelliyor. Yani başvurularının bir kez daha reddedilmesi durumunda Giannis’in ailesinin ABD’ye girişi mümkün olmayacaktı.

 

ABD’de yayın yapan TNT televizyon kanalının hazırladığı ‘Giannis’i Bulmak’ adlı belgeselde konuşan menajeri Giorgos Panou, o sezonun ortalarına kadar büyük bir stres yaşadıklarını anlatıyor ve Giannis’in kendisine ‘Giorgos, eğer üçüncü kez aynısı olur da buraya gelemezlerse ben gidiyorum’ dediğini anlatıyor.

 

Giannis’in bir diğer menajeri Alexis Saratsis ise yine aynı belgeselde “Çok korkuyordu. Yaşam tarzına uyum sağlayamamıştı. Geceleri spor salonunda geçiriyordu. Eve gitmek için bir neden göremiyordu” diyor.

 

Ancak korkulan olmadı ve Giannis’in ailesinin vize başvuruları kabul edildi, Giannis de ailesine kavuştu.

 

NBA’de öğrenme süreci

 

Basketbola çok geç yaşta başlamış olması Giannis için NBA’de büyük bir dezavantaja dönüşmüştü.

 

Her ne kadar fiziksel olarak büyük bir üstünlüğe sahip olsa da, oyun bilgisi ve temel becerileri çok küçük yaştan itibaren her gün antrenman yapan NBA oyuncularının çok gerisindeydi.

 

Yine de atletik yetenekleri o kadar çarpıcı ve dünya dışı gözüküyordu ki, NBA’de soyadını söylemekte zorlanan ABD’li spikerler ona ‘Greek Freak’ (Yunan Ucube) lakabını takmışlardı.

 

Giannis yaşadığı bu zorlukları da yine anne ve babasından öğrendiğini söylediği çalışma disipliniyle aştığını söylüyor.

 

Beklenen patlama ve NBA’de başlayan Giannis dönemi

 

NBA’deki üçüncü sezonuna girdiğinde, sezonun ilk karşılaşmasında rakip Brooklyn Nets’e 27 sayı atmıştı.

 

Giannis o maçın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söylüyor ve menajeri Saratsis’i arayarak “Bunu her akşam yapabilirim” dediğini anlatıyor.

 

Giannis o sezon NBA’in en çok gelişme kaydeden oyuncusu seçilmiş, iki yıl sonra da ligin en değerli oyuncusu ödülünü kazanmıştı.

 

Ailesine karşı büyük bir bağı olan Giannis’i yıkan bir haber, NBA’de kendisini gösterdiği 2016-2017 sezonunun hemen ardından gelmişti.

 

Babası Charles Antetokounmpo, Eylül 2017’de kalp krizi geçirerek henüz 54 yaşındayken hayatını kaybetmişti.

 

Giannis babasını kaybettikten sonra çıktığı ilk maçta Portland Trail Blazers’a 44 sayı atarak takımına maçı kazandırmış, ardından da zaferi babasına adayarak “Bu, babacığım içindi” demişti.

 

2018-2019 sezonunda NBA’in en değerli oyuncusu seçilen Giannis, ödülü kabul ederken gözyaşlarını tutamamış ve o konuşmada da babasını anarak “Babama teşekkür etmek istiyorum. Bugün burada yanımda değil. İki yıl önce kendime söz vermiştim. ‘NBA’in en iyi oyuncusu olacağım. Takımımın kazanması için her şeyi yapacağım’ demiştim. Sahaya çıktığım her gün babamı düşünüyorum ve kendimi bu sayede motive ediyorum” diyordu.

 

Giannis, en değerli oyuncu seçildiğinde babasının bir sözünü de hatırlatıyordu: “Hep daha fazlasını iste ama hiçbir zaman açgözlü olma.”

 

Giannis o gün kendisine verdiği NBA şampiyonluğu sözünü bugün sadece 26 yaşındayken yerine getirmeyi başardı.

 

Giannis eski zor günlerini unutmuş değil. Eski takımı Filathilitikos’ta hiçbir oyuncu sahaya eski, yırtık ayakkabılarla çıkmıyor. Kendisi de oynadığı her maçın ardından giydiği ayakkabıları salondaki bir çocuğa hediye ediyor.

 

Giannis NBA’de oynamayı, “Rüyada olup hiç uyanmamak” olarak tanımlıyor. Hem yıldız oyuncu için hem de ilham verdiği genç basketbolcular için rüya daha uzun yıllar devam edecek gibi gözüküyor.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version