Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan 2,5 Yıl Aradan Sonra Diyarbakır’da

Erdoğan 2,5 Yıl Aradan Sonra Diyarbakır'da


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır ziyareti sırasında katıldığı toplu açılış törenindeki konuşmasında HDP, CHP ve İyi Parti’ye sert eleştiriler yöneltti, PKK’yı hedef aldı. HDP ve PKK’yı çözüm sürecini bozmakla suçlayan Erdoğan, CHP ve İyi Parti’nin de HDP ile birlikte hareket ettiğini savundu. Erdoğan’ın günlerdir beklenen müjdesi ise Diyarbakır Cezaevi’nin kültür merkezine dönüştürülecek olması oldu.

Erdoğan Cuma namazının ardından, PKK’ya katılan çocuklarının geri getirilmesi için HDP önünde eylem yapan aileleri ziyaret etti. Ailelerle bir süre sohbet eden Erdoğan, “Ben inanıyorum ki kesinlikle Diyarbakır annelerinin bedduası bunları vuracaktır. Hiç endişeniz olmasın, biz bu işin takibindeyiz. Gerek İçişleri Bakanlığı’mız, Silahlı Kuvvetler’imiz bütün bunların üzerine gidiyor. Hiçbir zaman bu takibi bırakmayacağız” dedi.

Erdoğan bu ziyaretin ardından Valilik önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Valilik önünde toplanan halka hitap eden Erdoğan’ın gündeminde Kürt sorunu vardı.

“2005’te ne dediysek ordayız”

Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak sözlerine başladı. O tarihte yaptığı konuşmada ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ demişti. Erdoğan bugünkü konuşmasında da hala aynı noktada olduğu savundu. İktidara geldiklerinde ilk iş olarak OHAL’i kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, “Şimdi bir geriye dönüp 20 yıllık muhasebeyi yapalım. Biz ne dedik ne yaptık, onlar ne dediler, ne yaptılar. Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış dedik, kardeşlik dedik, çözüm dedik, adalet dedik, hak dedik, özgürlük dedik, demokrasi dedik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Peki bunlar, yani terörden beslenenler, terörü destekleyenler, terörü açıkça telin etmekten korkanlar, sırtını size değil de PKK’ya, terör örgütüne dayayanlar ne yaptı?” dedi.

HDP ve PKK’ya hendek barikat tepkisi

Erdoğan, 2015 yılında çözüm süreci sona erdikten sonra yaşanan hendek ve barikat çatışmaları üzerinden HDP ve PKK’ya tepki gösterdi. Türkiye’de en çok Kürt kanını PKK’nın döktüğünü savunan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunların eş genel başkanı geçenlerde çıkmış ‘AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir’ demiş. Şimdi buradan seslenmek istiyorum, asıl KCK’sıyla, PKK’sıyla, PYD’siyle, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren, duygularını istismar eden bu çete, son bin yıldır bu milletin, bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Lafa gelince ‘barış’ derler, ‘kardeşlik’ derler son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, teröre bulaştırdıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren, soruyorum, bunlar değil mi? Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi?”

Erdoğan, seçilmiş HDP’lilerin PKK’ya hesap verdiğini söyleyerek, “Bu bölgede köylerin boşalmasına, yakılıp yıkılmasına, kentlerin çökmesine, sanayinin ve ticaretin bitmesine, işindeki gücündeki insanların sefalete sürüklenmesine neden olan bunlar değil mi? Kurdukları partilerde demokrasi kelimesini hiç eksik etmediler. Peki soruyorum size, hangi demokraside seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilat yöneticileri, örgüt militanlarına hesap verir. Hangi demokraside devletin yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler, yollara mayın döşemek için kullanılır. Hangi demokraside altyapı, üstyapı hizmetleri için merkezi yönetimin verdiği araçlar, şehirlerin içinde hendek ve çukur kazmak için kullanılır. Hangi demokraside ülkenin aleyhindeki her girişime destek veren bir siyaset anlayışı olur. Bunlar demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanıdır, demokrasi istismarcısıdır” diye konuştu.

Diyarbakır Cezaevi müjdesi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, iki gün önce yaptığı açıklamada Erdoğan’ın Diyarbakır’da bazı müjdeler vereceğini açıklamıştı. Herkesin aklına Kürt sorunuyla ilgili bir açıklama yapacağı ihtimali geldi. Ancak Erdoğan’ın müjdesi Diyarbakır Cezaevi ile ilgili oldu. Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül döneminde yaşanan işkencelerle adını duyurmuştu. “Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki bunlar o dönemlerde ne yapıyorlardı? Türkiye’nin karşısında, sizlerin karşısında kim varsa onlarla birlikte yol yürüyorlardı. Biz şimdi de hukuk reformlarımızla, ekonomi reformlarımızla, hak ve özgürlük açılımlarımızla aynı çizgide yolumuza devam ediyoruz. Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz.”

AKP Kürt sorununu çözmek için harekete geçtiği 2008 yılında da cezaevinin müzeye dönüştürüleceğini açıklamıştı ancak bu proje hayata geçirilmedi.

“PKK Suriye ve Kuzey Irak’ın başına bela oldu”

Son dönemlerde Irak Kürt yönetimi ve PKK arasında yaşanan çatışmalara da değinen Erdoğan, PKK’nın Suriye ve Irak Kürtleri’nin başına bela olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Üstelik bunlar, ülkemizdeki ve Suriye’deki kardeşlerimizle kalmadılar, Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin de başına bela oldular. Artık ülkemizde işleyemedikleri cinayetlerine orada başladılar. Çünkü bunlar unutmayın Kürt düşmanı, çünkü bunlar insanlık düşmanı, çünkü bunlar coğrafyamızın ve medeniyetimizin düşmanı. Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar 1940’larda Türkiye’nin başına bir kabus gibi çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Kürt kardeşlerime yapılan zulüm başta olmak üzere bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zaten ancak bunlara yakışırdı” şeklinde konuştu.

Erdoğan, CHP, HDP ve İYİ Parti’nin beraber yürüdüklerini belirterek, “Al birini vur öbürüne, birbirlerinden hiçbir farkı yok” dedi.

“Çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık”

HDP’nin İstanbul’da ve diğer şehirlerde CHP’ye verdiği desteğin nedeninin ideolojik olduğunu ifade eden Erdoğan, HDP’yi çözüm süreci üzerinden eleştirmeyi sürdürdü. Çözüm sürecini kendilerinin sonlandırmadığına dikkat çeken Erdoğan, “Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, çözüm sürecini biz başlattık ama çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti gizli gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir zaman şiddetle, terörle aralarına mesafe koymadılar. Hiçbir zaman meşru, demokratik hukuk düzeni içinde siyaset yapmayı düşünmediler. Diyarbakır’ın Sur’unu, alim ulema yatağı Cizre’yi, Silopi’yi köstebekler gibi kazanlara ‘siz ne yapıyorsunuz’ demediler, diyemediler. Yurt dışındaki karanlık mahfillerle, içerdeki hain FETÖ’cülerle gizli pazarlıklar yaparak ülkemizi emperyalistlerin oyun sahnesine çevirmek için harekete geçenlere tavır koymadılar” diye konuştu..

Erdoğan, dünyada hiçbir devletin buna müsaade etmeyeceğini vurgulayarak, “Dünyada hangi demokrasi, hangi hukuk, hangi adalet, hangi vicdan buna göz yumar? Utanmadan, sıkılmadan yüzleri kızarmadan halen ‘barış, kardeşlik, hukuk, demokrasi’ diyorlar. Siz bu kavramları en son ağzına alacak kişilersiniz ey HDP. Siz bu ülkede ve bu bölgede kendinizden olmayan hiç kimseye hayat hakkı tanımadınız. Çünkü şiddet, dayatma, terör bunların ruhuna işlemiş” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’dan kayyumlara destek

HDP’li belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanmasını savunan Erdoğan, “Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk” dedi. Belediye başkanlarının yerlerine atananlara kayyum denilmesine tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi: “Devletten alınan paralarla sizlere hizmet getirecekleri yerde, örgütün emriyle sokaklarda hendek ve çukur kazmadılar mı? Onların yapması gerektiği halde dönüp bakmadıkları hizmetleri bizim bakanlıklarımız üstlenmek zorunda kaldı. Devletin görevlendirdiği kamu personeline ‘kayyum’ diyerek itiraz edenler, örgütün dağdan gönderdiği çapulcuların karşısında bunlar hazır ola geçmediler mi? Kurumlarımız sizlere hizmet getirmek için çalışmaya başlayınca yolların altına bombalar yerleştirdiklerini gördük. Belediyelere verilen kaynakların bir avuç terör baronuna peşkeş çekildiğini gördük. Asıl bunları görevden almazsak size ihanet etmiş olurduk.”

Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar.

Exit mobile version