Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Emekli Tuğgeneral Solmaztürk’ten ‘kayıp silahlar’ çıkışı: Darbe yapmak için teşkilatlanmaktır bunlar

Emekli Tuğgeneral Solmaztürk’ten ‘kayıp silahlar’ çıkışı: Darbe yapmak için teşkilatlanmaktır bunlar


Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, Sedat Peker’in açıklamalarıyla gündeme oturan ‘kayıp silahlar’ konusunun çok ciddi olduğunu, ‘darbeye hazırlık eylemi’ olduğunu savundu. Kayıp silahların 20 tugayı donatacak kadar çok olduğunu kaydeden Solmaztürk, “Kayıp silah olayı biliniyordu ama ilk defa Sedat Peker somut bir bilgi verdi, bir gizli örgüt kurulmuş olmalı” çıkışında bulundu.

Türkiye, Sedat Peker’in İstanbul’da envantere kayıtlı olmayan bir kasa dolusu kalaşnikof silah iddiasının ardından, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ‘kaybolan’ silahları konuşuyor. 100 binin üzerindeki ‘kayıtlı’ ve bilinmeyen miktardaki ‘kayıtsız’ silah konusunda Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bizim TV isimli YouTube kanalında, gazeteci Şaban Sevinç’in, Sedat Peker’in “el altından silah dağıtıldı” iddiasına dair sorularını cevapladı.

Peker’in gündeme getirdiği iddianın çok vahim olduğunu kaydeden Solmaztürk, “Burada biz sadece küçük bir parçasını görüyoruz şu anda bunun. Kaybolan silahların sayısı, yani Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın envanterinde olup kayıp olan silahların sayısı, benim bildiğim kadarıyla, yani kamuoyuna açıklandığı kadarıyla 100 binden fazla. Bu, normal resmî açıklanan rakam. Bu, çok çok büyük bir rakam. Meselâ bir piyade tugayının aşağı yukarı 5 bin kişi olduğunu düşünün, burada aşağı yukarı 20 tugaydan söz ediyoruz, öyle söyleyeyim. Bu, çok çok büyük bir rakam ve bunların büyük bir kısmı, anlaşıldığına göre otomatik silah. Yani tabanca değil, otomatik silah. Vahim bir durum. Çok ciddi” şeklinde konuştu.

“SİLAHLAR ÇIKMIŞSA, MİLYONLARCA MÜHİMMAT DA ÇIKMIŞTIR”

Solmaztürk, şöyle devam etti: “Bu kadar silahı çıkartan, bunların mühimmatını bırakmaz. Mühimmatın kontrolü ve takibi çok daha zordur; çünkü silahların her birinin seri numarası vardır ama mühimmat öyle değildir. Bunun gerçekte ne olduğunu açıklaması gereken, bu ülkeyi yöneten kişiler. Başta Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere, Millî Savunma Bakanı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü… Bunların açıklaması lâzım. Bu, çok vahim bir durum.”

“DEVLETİN RESMÎ GÖREVLİLERİ DIŞINDA BİR ÖRGÜT SÖZ KONUSU”

Kayıp 100 bin silahın, ördek ya da domuz avında kullanılan silahlar değil polisin bile nadiren kullanacağı savaş silahları olduğunu vurgulayan Solmaztürk, şöyle konuştu:

“Bunlar, durup dururken dağıtılmaz. Mutlaka bir plan var. Nasıl ki bir ordu teşkilatlanması, bir eğitimi, onun kadrosuna gireceği silahlar, teçhizatlar vesaire görevlere göre belirlenirse, bu iddia edilen silahların dağıtıldığı teşkilat her ne ise, mutlaka birtakım görevler için öngörüldü. ‘Bu görev ne olabilir?’ diye düşündüğünüz zaman, ülkenin sınırları içinde bir düşman görülmediğine göre, eğer bir düşman görülüyorsa bunu yapacak kişilerin kimler olduğu belli.

Ordu var, Jandarma var, Polis var, Millî İstihbarat Teşkilatı var. Onların kontrolünde devletin resmî kurumlarının teşkilatları var. Yani devletin silahlı gücü var. Güvenlik güçleri var. Şimdi bunların dışında çok açıkça bir örgüt söz konusu. Devletin resmî üniformalı, kanunen yetkili görevlileri dışında silahlanmış kişiler, gruplar, teşkilatlar varsa, ki orada olduğu anlaşılıyor, bunların ne maksatla teşkilatlandırıldıkları tabi endişe verici.”

“BU, DARBE YAPMAK İÇİN TEŞKİLATLANMAKTIR”

“Bu, darbe yapmak için teşkilatlanmaktır. Öyle palavradan değil fiilen. Yani darbeye hazırlık eylemleridir bunlar. Çok vahim, çok ciddi bir durumdur. Bakınız, değil 100 bin silah, ben de yıllarca zimmet aldım. Yani bu tür silahların sayımını yaptım, altına imza attım, kişisel sorumluluk aldım. Bizim, değil böyle 100 bin silah, tek bir tabancamızın kaybolması, bizim için bir onur meselesiydi, onur onur. O silah bulunmadan kimse birliği terk etmez, kimse kışlayı terk etmez, kimse uyumazdı. Ha, bütün çabalara rağmen eğer bir silah bulunmazsa, mutlaka ve mutlaka, sorumlusu kimse onun altına imza atan, mahkemeye gider ve bunun hesabını verirdi.”

“BOŞ KOVAN İÇİN BİLE MAHKEMEYE ÇIKTIM, HESAP VERDİM”

“Bakın, bırakınız seri numarası yazılı silahı, ben şahsım olarak söyleyeyim, yani kendi başıma geleni söylüyorum, çatışmaya girip kullandığımız mühimmatın boş kovanlarından, çatışma koşulları veya arazi, çamur, kar, kış, her ne ise, kaybolan boş kovanlar için bile, çatışma zaptı olmasına rağmen, boş kovan bakın boş kovan, mermi, silah demiyorum, boş kovan için bile ben, mahkemeye çıktım ve hesap verdim savcılara. Bakın, boş kovan için, bir subay olarak. Şimdi 100 bin silah kayıp, kimse kılını kıpırdatmıyor, istifini bile bozmadan orada sağdan soldan millete vatan millet nutukları atıyor, utanmadan, çekinmeden, sıkılmadan. Bir de yetmiyor, bazıları, onlar kendilerini bilir, bize kalkıp da ‘Üniformanın şerefi şöyledir, üniformanın anlamı şudur’ diye bize akıl vermeye kalkıyor.”

Exit mobile version