Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Arap Baharı’nın ateşlendiği Tunus ateşe atıldı; Tunus’u anlama rehberi

Arap Baharı’nın ateşlendiği Tunus ateşe atıldı; Tunus’u anlama rehberi


HABER-ANALİZ | M. AHMET KARABAY

Kuzey Afrika ülkesi Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkede yönetime el koydu. Bu yazının bütün özeti bu. Eğer Tunus’ta bugün yaşananları ve dün neler olmuştu merak ediyorsanız doğru yerdesiniz.

Tunus’ta Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden alan ve parlamentoyu fesheden Cumhurbaşkanı Kays Said, bir anayasa profesörü. Yönetime el koyduğu gün ise Tunus’ta cumhuriyetin 65. yıldönümünün kutlandığı gün.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Tunus, sağ tarafında Libya, sol tarafında Cezayir’in arasında sıkışmış küçük bir ülke gibi görünse de Kuzey Afrika’nın en önemli ülkesi konumunda.

ARAP BAHARI ATEŞİ TUNUS’TA YAKILDI

Tunus, 2011’te Arap Baharı diye adlandırılan halk hareketlerinin başladığı ülke. 2010 Aralık ayının son günlerinde seyyar satıcı Muhammed Buazzi, sebze sattığı el arabasına güvenlik güçleri tarafından el konulması üzerine kendisini yakmıştı.

Buazzi’nin kendini yakması, 2011 başından itibaren Ortadoğu’da ve Arap dünyasında halk ayaklanmalarını ateşlemişti.

Yapılan protesto gösterilerini engelleyemez hale gelen 22 yıllık diktatör Zeynel Abidin bin Ali, Suudi Arabistan’a kaçmıştı.

ENNAHDA’NIN LAİKLERLE İŞBİRLİĞİ KABUL GÖRDÜ

Aynı yılın Ekim ayında yapılan seçimlerde bin Ali döneminde ülkede yasaklı olan İslamcı Ennahda seçimleri kazandı. Ennahda’nın yeni bir anayasa hazırlamak için laik partilerle koalisyon kurması, demokrasi yolunda önemli bir açılım olarak kabul gördü.

Ancak 2013 yılının ilk günlerinde laik muhalefet lideri Şükrü Bileyd’in bir suikast sonucu öldürülmesi ile sokaklar yeniden karıştı. Sokak hareketleri yıl sonunda bu kez Ennahda’yı iktidardan uzaklaştırdı. Teknokrat bir hükümet kuruldu.

2014’te yapılan ilk serbest cumhurbaşkanlığı seçiminde Ennahda yeniden koalisyon hükümetine katıldı. Ancak ülkede şiddetin önü alınamadı.

2015 Mart ayında dünyada ünlü Bardo Müzesi’ne IŞİD tarafından düzenlenen saldırıda 22 kişi, Haziran ayında bir tatil kasabasına yapılan saldırıda 38 sivil, Kasım ayında ise 12 asker intihar saldırılarında can verdi.

2017’den itibaren ülkede kötüye giden ekonomi, ülkenin kaderini belirlemeye başlar oldu. 2019’da yapılan seçimlerde seçmen büyük partilere sırt çevirdi. Ekim ayındaki seçimlerde Kays Said cumhurbaşkanlığına getirildi.

Dün görevden alınan Başbakan Hişam el-Meşişi, geçtiğimiz yıl sonunda İlyas Fakfaki’nin bir yolsuzluk skandalı sonrasında görevden alınması üzerine hükümet kurmuştu.

Ne var ki Arap Baharı’nın 10. yılında pandeminin sarstığı ekonomi yüzünden sokaklarda başlayan protestolar, bütün şehirlere yayıldı.

GANNUŞİ DİRENİŞ ÇAĞRISI YAPTI

Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz’da yönetime el koyduktan sonra, “ülkenin içinden geçtiği olağanüstü şartlar” yüzünden Tunus anayasasının 80. maddesine dayanarak bu kararı almak zorunda kaldığını açıkladı.

Meclis feshedildi, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, yürütmenin yetkilerini Cumhurbaşkanı Said üstlendi.

Said, yumuşak görünen ama kurşun gibi ağır açıklamalarının ardından silaha başvurmak isteyenleri de tehdit etti. “Kurşun atanların kurşun yağmuru ile karşılaşacağını” söyleyerek Tunus ordusunun ülkede asayişi sağlayacağını söyledi.

Parlamento Başkanı ve Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, atılan adımı bir darbe olarak nitelendirdi ve kurumların görevi başında olduğunu söyleyerek Tunus halkını devrimi savunmaya çağırdı.

SAİD’İN ARKASINDA BAE VE SUUDİ ARABİSTAN VAR İDDİASI

Tunus’ta Said’in yaptığı, 2013 Temmuz ayında Mısır’da Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah el-Sisi’nin İslamcı Mursi’ye karşı yaptığı çıkışla epey benzerlikler gösteriyor.

Sisi’nin arkasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) olduğu, BAE’nin ardında da Suudi Arabistan’ın bulunduğu öne sürülmüştü. Uzun yıllar Fransa yönetimi altında kaldığı için Said’e Fransa’nın da destek verdiği söyleniyor.

Daha açık bir ifade ile Tunus’ta yaşananların İslamcı çizgi ile laik kesim arasında yıllardan bu yana süren mücadelenin yeni bir aşaması olarak görülüyor.

TUNUS-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Tunus ile Türkiye ilişkileri hayli geçmişe dayanıyor. Osmanlı yönetimde olduğu dönemlerde Tunus’tan Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten isimler çıktı. Tunuslu Hayrettin Paşa, II. Abdülhamit döneminde önemli hizmetlerde bulundu ve 1878-1879 arasında sadrazamlık yaptı.

Bugün iki ülke arasında küçümsenmeyecek bir ticaret ilişkisi var. 2020 rakamlarına göre 1.1 milyar dolarlık ticaret hacmi söz konusu.

Özellikle AK Parti ile Ennahda arasında iyi ilişkiler bulunuyor. Gannuşi ile Erdoğan arasında siyasi üslup bakımından da benzerlikler kuruluyor.

Cumhurbaşkanı Said’in adımı ardından Türkiye’den ilk açıklama Meclis Başkanı Mustafa Şentop’tan geldi. Şentop, yapılanları bir darbe olarak niteledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Gannuşi’nin direniş çağrısına destek verdiklerini açıkladı. “Türkiye, Tunus halkının yanındadır” dedi.

BUNDAN SONRA OLACAKLAR

Gannuşi’nin yaptığı direniş çağrısına rağmen Tunus’ta Said’in yaptığı açıklamalar doğrultusunda şekillenme yolunda ilerleyecek. Ne var ki Gannuşi’nin çağrısına destek veren İslamcılar olduğu gibi ülkede laik kesim de çok güçlü bir halk desteğine var.

Tablo böyle olunca, iki kesim taraftarlarının sokakta karşı karşıya gelmeleri ihtimali var. Bu da ülkedeki krizin daha da derinleşmesine yol açabilir. Kargaşa ihtimalini gerekçe gösteren Cumhurbaşkanı Said, Ennahda lideri Gannuşi ve taraftarlarını tutuklama yoluna gidebilir.

Böyle bir adım çözüm getirmeyeceği gibi, sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.


 

Tunus’ta ‘tek adam’ darbesi; Cumhurbaşkanı yönetime el koydu

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version