15 Temmuz’un en ilginç olaylarından biri hiç kuşkusuz darbe sırasında ABD’li emekli Korgeneral Mike Flynn’in darbecileri öven konuşmasıydı. Nasıl oluyor da; Fethullah Gülen Hocaefendi’nin illegal yollarla ABD’den kaçırılması konusunda AKP hükümetiyle anlaşan Flynn, 15 Temmuz’u destekleyen açıklamalar yapıyordu? Bu soruya soğuk savaş döneminde ABD Deniz Kuvvetlerinde istihbarat subayı ve Ulusal Güvenlik Ajansı’nda uzman olarak çalışmış bir isim olan Wayne Madsen cevap veriyor. Madsen’a göre Flynn’in açıklamaları da ‘komplo’nun bir parçası.
Wayne Madsen, çok önemli bir ayrıntıyı daha anlatıyor. 15 Temmuz’dan yaklaşık 4 ay kadar önce ‘Washington’da istihbarat dünyasında dolaşan ve yıllardır tanıdığı muhtemelen CIA için çalışan bir kişinin’ kendisine ulaştığını söylüyor. Madsen, “Bu kişi benimle iletişim kurdu ve bir proje üzerinde çalıştıklarını, benim yardımıma çok ihtiyaçları olduğunu ve General Flynn ile görüştüğünü özellikle söyledi. Ayrıca beni ekiplerine dahil etmek istediğini çünkü insanların benim uzmanlığımdan yararlanabileceğini söyledi.” diyor.
General Mike Flynn, Başkan Obama döneminde Savunma İstihbarat Ajansı’nın komutanıydı. ‘Emre itaatsizlik’ gerekçesiyle Obama tarafından görevinden alındı. Rusya ile ilişkilerinden ötürü hakkında soruşturmalar açıldı. Başkanlık yarısı sürecinde Trump’ın ulusal güvenlik danışmanıydı. Başkan seçilmesinden sonra da, Trump’ın ilk ulusal güvenlik danışmanı oldu. Ancak bu çok fazla uzun sürmedi. Mike Flynn’e Rusya ilişkileri hakkında FBI’a yalan söylemek ve Türkiye lehine lobi faaliyetlerinde bulunduğunu ABD Adalet Bakanlığına bildirmediği için dava açıldı.
Mike Flynn, savcılarla uzlaşarak suçunu kabul ettiği için hapse girmekten kurtulurken, ortağı Bijan Rafekian (Kian) mahkum oldu. Türk Hükümeti General Mike Flynn ve ortağı Bijan Kian’dan Gülen aleyhinde kamuoyu oluşturulmasını istiyordu. Böylelikle, Gülen’in ABD’den Türkiye’ye iadesi mümkün olabilecekti.
CIA eski Baskani James Woolsey ise Mike Flynn, Dış İşleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Bakan Berat Albayrak, Ekim Alptekin ve Bijan Rafekian’in (Kian) katılımıyla Manhattan Essex House Hotel’de gerçekleşen toplantıda, Gülen’in yasadışı yollarla kaçırılması konusunun da görüşüldüğünü aktardı.
Buraya kadar her şey tamam. Konu Türk Hükümetinin Mike Flynn ve ekibiyle tam olarak ne zaman temas kurmaya başladığı, yine aynı şekilde Mike Flynn ve ekibinin de Gülen camiası aleyhinde ABD’de tam olarak ne zaman faaliyet yürütmeye başladığı konusunda düğümleniyor.
Wayne Madsen soğuk savaş döneminde ABD Deniz Kuvvetlerinde istihbarat subayı ve Ulusal Güvenlik Ajansı’nda uzman olarak çalışmış bir isim. Madsen, General Mike Flynn ekibinin kendisiyle Türkiye ile ilgili bir proje bağlamında, 15 Temmuz darbe girişiminden aylar önce, 2016 Nisan ayında görüşmek istediğini belirtiyor.
Madsen, Mike Flynn’in bir taraftan Gülen aleyhindeki faaliyetlerinin deşifre olması bir taraftan da, Erdogan’ı devirme iddiasındaki sözde darbe girişimini destekleyen açıklamalarının çelişkili olması dolayısıyla, darbenin sahte, bir tur ‘yanıltma faaliyeti’ olduğunu iddia ediyor.
Politurco Genel Yayın Yönetmeni Aydoğan Vatandaş’ın Wayne Madsen’la yaptığı röportajda konuyla ilgili son derece önemli detaylar bulunuyor.
İşte o röportajdan bazı bölümler:
Wayne, hatırladığım kadarıyla sen Türkiye’deki 15 Temmuz dabe girisiminin sahte olduğunu düşünenler arasındasın. Bu analizi nasil yaptin?
İlk olarak darbe meydana geldiğinde bana pek mantıklı gelmedi. Başarılı bir darbe Erdoğan’ı devirirdi, tabi darbe gerçekten bir darbe olsaydı… Bunu neden söylüyorum? Türkiye’de geçmişte yaşanan darbelere bakın. Bunlar çoğunluka başarılıydı. 1996’de gerceklesen ‘yarı darbe’ bile Türkiye’nin laiklikten uzaklaşma ihtimali olduğu hissedildiğinde amacına ulaştı. Fakat Türk askeri ciddi olsaydı Erdoğan’ı başarılı bir şekilde devirebilir ve Türk anayasasını kullanarak, kendilerinin anayasanın koruyucuları olduğunu belirtebilirlerdi. Ama bunların hiçbiri olmadı.
Ve sonra… Michael Flynn konusuna değinmek gerekirse kendisi zamanında Donald Trump’ın dış politikalar danışmanıydı. Buna ek olarak Paul Manafort ile de çok yakın çalışıyordu. Ve Manafort’un Erdoğan’a yakın kişilerle ticari ilişkiler içinde olduğunu biliyoruz. Ve darbenin meydana geldiği sırada ve tam olarak o gün Flynn bir konuşma yapıyordu. Aslında konuşmada ne söylediği değil, ne söylemediği önemliydi. Bir darbenin olduğunu ve Türkiye ordusunun bunu gerçekleştirdiğini söyledi. Darbeyi gerçekleştirenlerin NATO’ya bağlılıklarını sürdüreceklerinden ve birkaç şeyden daha bahsetti.
Flynn’in ABD Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan en zeki generallerden biri olmadığını düşünüyorum. Fakat bir şeyi çok çok iyi biliyor: ‘Military Deception’, ‘Askeri Yanıltma.’
Ve Başkan Obama onu kovana kadar ABD Savunma İstihbarat Örgütü’nde bu bildiğini epey uyguladı. Kovulma nedeni de itaatsizlikti. Savunma İstihbarat Örgütü’nün uzmanlık alanlarından biri ‘askeri yanıltmadır’. Flynn, temel olarak bu bilgiyi, başka bir sonuca ulaşabilmek için öne sürebiliyor. Bence konuyla ilgili yorumları çok fazla detaylı değildi ve bunlar sadece bir çeşit askeri yanıltmaydı. Bu askeri yanıltmaya Savunma İstihbarat Örgütü’nde ve Pentagon’da “MIL-DEC” denir.
Türkiye’de darbenin olduğu gün yaptığı konuşmada, darbeyi övdüğüne değinmen çok ilginç. Bunu bu kadar ilginç kılan şey ne? Sanırım sen bu konuda bir delil öne süren tek kişisin. Mike Flynn’in ekibinin darbeden altı ay önce, Nisan ayında seninle iletişim kurduklarını belirttin. Ayrıca General Mike Flynn ve ortağı Bijan Kian’a ABD hükümetine karşı komplo kurmaları ve Fethullah Gülen’i iade etmek için Türk hükümetiyle çalışarak ajanlık yapmaları suçlamasıyla dava açıldığını da biliyoruz. Fakat bu senaryoda bir problem var, bu da senin verdiğin yeni bilgi. Sen aslında Mike Flynn ve ekibinin Türkiye için en azından Nisan ayından beri çalıştığını belirttin. Fakat General Mike Flynn’in 2016’ın Temmuz ayında darbe olduğu gün yaptığı konuşmada, Erdoğan’a karşı olan, yani Erdoğan’a karşı olması gereken bir darbeyi övmesi kafalarda biraz soru işareti oluşturuyor. Yaptığın analizden anladığımıza göre, yaptığı konuşmanın da kurdukları komplonun, sahte darbe operasyonunun parçası olduğunu mu iddia ediyorsun?
Evet, bu da askeri yanıtla doktrinin bir parçasıdır. Flynn kariyeri boyunca, özellikle de Savunma İstihbarat Örgütü’nde bu konu üzerinde uzmanlaştı. Darbeyi desteklediğini gösterdi ama aslında benim ‘sineklik’ olarak adlandırdığım bambaşka bir rolü vardı. Sinekliği bilirsiniz, yapışkandır ve çekici bir kokusu vardır. Sinekler buraya çekilir ve yapışıp kalırlar. Bu darbenin NATO ve daha başka şeyler için çok iyi olduğu bilgisini öne sürdu. Bu da konu hakkında tarafız görüşe sahip olanların şöyle bir soru sormasına neden oluyor: “Donald Trump’a çok yakın olan Flynn darbeyi destekliyor, biz neden desteklemeyelim?” Bu da çok tipik bir askeri yanıltma operasyonudur.
Nisan ayında Flynn ekibinin seninle nasıl iletişim kurduğunu bize söyler misin? Sana nasıl ulaştılar? Senden tam olarak ne istediler?
Washington’da istihbarat dünyasında dolaşan ve yıllardır tanıdığım bir adam var. Arada sırada röportaj yapabilmem için bana bir kaynak gösterirdi. Bazen bu kaynak iyi bir sonuç verirdi, bazen ise vermezdi. Muhtemelen bu kişi, tam olarak CIA için çalışıyordu diyemem ama muhtemelen istihbarat dünyasının içinde olan biri. Bu kişi benimle iletişim kurdu ve bir proje üzerinde çalıştıklarını, benim yardımıma çok ihtiyaçları olduğunu ve General Flynn ile görüştüğünü özellikle söyledi. Ayrıca beni ekiplerine dahil etmek istediğini çünkü insanların benim uzmanlığımdan yararlanabileceğini söyledi. Ben kendimi hiçbir zaman Türklerle olan ilişkilerde bir uzman olarak öne çıkarmadım. Olup bitenden epey haberim var ama dillerini bilmiyorum. Bu nedenle bunun biraz olağan dışı olduğunu düşündüm. Beni Florida’dan Washington’a çağırdılar. Ben de Washington’a gitmek için bir planım olmadığını söyledim. Sonra da üzerine düşmedim. Daha sonra Washington’a gelip gelmeyeceğimi soran birkaç e-posta daha almış olabilir. Zaman bakımından oldukça hassas bir proje olduğunu hissettim.
Tam olarak ne zaman olmuştu Wayne? 2016’nın Nisan ayı mıydı?
Evet. Nisan 2016.
Ayrıca bu şahısla cep telefonu mesajlaşmalarını içeren kanıtların da var, doğru mu?
Bunlar genellikle telefon aramalarından ibaretti. Yazılı olarak taahhüt edilen bir şey yoktu. Çünkü muhtemelen bunun farkındaydı, yani kayıt üzerinde bir iz istemiyordu.
Bir şey daha eklemek istiyorum Wayne. ABD hükümetine karşı komploda yer alan Bijan Kian ve Ekim Alptekin’in iddianamesine baktığımda, Türk hükümetinin Gülen’i iade çalışmalarına 2016’nın başlarında başladığını açıkça görüyorum. Yani 2016 yılında askeri darbe girişiminden aylar önce çalışmalarını hızlandırdılar. Yani, darbe girişiminden sonra Gülen’in iadesine ve ABD’deki Türk muhalifleri gizlice gözetlemeye hazırlanıyorlardı. Bize sunduğun bilgi ile iddianamede gördüğümüz bu bilgi birbiri ile uyuşuyor. General Mike Flynn’in konuşması ve Türk hükümetine çalışmaları hakkında başka neler söyleyebilirsin?
Biliyorsun, Mike Flynn’in başının belaya girme nedenlerinden biri de Yabancı Temsilcilerin Tescil Yasası kapsamında kayıt yaptırmamasıydı. Alexandria, Virginia’da merkezi olan birkaç şirketi mevcuttu. Bu da farklı bir sorunu gün yüzüne çıkarıyor. Türkiye projesiyle ilgili olarak benimle iletişim kuran kişi çoğunlukla Alexandria, Virginia’da kalıyordu. Evet, çok insan burada yaşıyor, Washington’ın çok büyük bir banliyösü ama bana öyle geliyor ki Alexandria’da bulunan şirketler ve iş insanları genel olarak “casuslar dünyasında” bulunan insalarla ve istihbarat çevresiyle ilişkili oluyor. Mike Flynn, hakkında soruşturma açılan ve yabancı ülke lobicisi olarak kayıt da yaptırmayan Paul Manafort ile bile işbirliği yapıyordu.
Bu yasanın yapılmasındaki asıl amaç, hükümetin Washington’daki lobi faaliyetleri kapsamında kimin kimin temsil ettiğini bilmek istemesidir. Fakat eski CIA direktörü James Woolsey’in de katıldığı bir toplantı ile ilgili bir şey okudum ve bu toplantıda Fethullah Gülen’in evine gizlice girip, kafasına siyah bir torba geçirdikten sonra kaçırarak Türkiye’de hızlı bir şekilde götürmeyi tartışıyorlardı. Woolsey bu konuyu duyunca toplantıda yasadışı bir faaliyetten söz edildiğini ve toplantıdan çıkacağını söyledi. Kendisine göre bu toplantıyı terk etmiş. Yani konuştukları şeyle o dakikadan itibaren bir ilgisi kalmadığını söylüyor. Benimle bu proje için mi iletişim kurdular, bundan emin değilim. Fakat daha alt seviyede bir buluşma olabilirdi. Çünkü Woolsey’in katıldığı bir toplantı oldukça yüksek bir seviyeye tekabül ediyor. Özellikle de Woolsey ve Flynn birlikte katıldılarsa. Fakat bana Türkiye ile ilgili olan projeden bahseden kişi bana kısa bir süre önce General Flynn ile görüştüğünü belirtmişti. Bunu beni heyecanlandırmak için mi söyledi, bilemiyorum.