Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretinde Maraş bölgesinin bir kısmının daha açılacağını açıklamasına, ABD, Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan tepki geldi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Maraş’ın bazı kısımlarının Kıbrıs Türklerinin kontrolüne geçmesi açıklamalarını kınıyoruz” açıklaması yaptı.
Yaptığı yazılı açıklamada bu kararın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 550 ve 789 numaralı kararlarıyla ters düştüğünü ifade eden Blinken, ABD’nin meseleyi BMGK’ya taşıyarak sert bir yanıt vermek için aynı fikirdeki müttefikleriyle birlikte çalıştığını belirtti:
“Ekim 2020’den bu yana Kıbrıs Türkleri, Türkiye’nin de desteğiyle Maraş’ın sahil kesiminin açılacağını açıklayıp bu planı uygulamak üzere bazı adımlar attı ve uluslararası toplumdan ve BMGK’dan gelen bu tek taraflı adımları atmama çağrılarını dikkate almadı.
“ABD, Kıbrıs Türklerinin Türkiye’nin desteğiyle Maraş’ta attığı bu adımları provokatif, kabul edilemez ve çözüm müzakerelerinde yapıcı şekilde yer alma sözleriyle uyumsuz olarak değerlendiriyor. Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’ye bugün açıkladıkları kararı ve Ekim 2020’den bu yana attıkları tüm adımları geri almalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.”
Blinken, Erdoğan’ın ve Kuzey Kıbrıs’ın iki devletli çözüm çağrıları için de “Biz Kıbrıs’ta, tüm bölgenin de faydasına olacak olan iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelli çözümü destekliyoruz” açıklaması yaptı.
Erdoğan, Maraş bölgesinde yaptığı açıklamalarda ABD ile son dönem işbirliği konularından biri olan Afganistan’ın Kabil Havalimanı’nda güvenliği sağlama misyonuyla ilgili de konuşmuştu.
ABD’nin çekilmesinin ardından Kabil Hamid Karzai Uluslarası Havalimanı’nda güvenliği Türk ordusunun sağlaması planlanıyor.
Erdoğan da dün Maraş’ta, bu görüşmelerde ABD’den bazı şartları olduğunu “Amerika birinci olarak diplomatik ilişkilerde bizim yanımızda yer alacak.” sözleriyle iletmişti.
Avrupa ülkeleri ve Rusya’dan da tepki geldi
Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Çarşamba sabah yaptığı açıklamada Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ile görüştüğünü, Maraş’ın bir kısmının açılması konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne destek verdiğini ve konuyu Birleşmiş Milletler gündemine getireceklerini açıkladı.
İki devletli çözüme karşı olan Yunanistan’dan da Dışişleri Bakanlığı, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye’nin adımını “en sert şekilde kınadığını” duyurdu. Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, bugün Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşa’ya gidiyor. Dendias’ın da konuyla ilgili açıklamalar yapması bekleniyor.
BMGK’nin beş daimi üyesinden biri olan İngiltere de, konunun BMGK gündemine “acil olarak getirileceğini” ve “derin şekilde kaygı verici olduğunu” açıkladı. Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü, yaptığı açıklamada “İngiltere tüm taraflara Kıbrıs çözüm sürecini etkisi kılacak ya da Ada’da gerilimi artıracak adımlar atmaktan kaçınma çağrısı yapıyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarının ardından, bir diğer BMGK daimi üyesi Rusya’nın dışişleri bakanlığından da açıklama geldi. Açıklamada, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Christoulides’le bir telefon görüşmesi yaptığı ve “Türkiye’nin açıklamasının, BMGK kararlarının ihlali anlamına geldiğini söylediği” belirtildi.
Erdoğan’ın açıklamalarının hemen ardından Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, Maraş’ın yeniden açılmasının kabul edilemez olduğunu ve ‘derin bir kaygı duyulduğunu’ söyledi.
Borell’in yazılı açıklamasında “Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tatar’ın yaptığı açıklamalardan Maraş’ın konusunda yaptığı açıklamalardan derin bir kaygı duyduğunu ifade eder. Bu Maraş’ın statüsünün değiştirilmesine yönelik kabul edilemez ve tek taraflı bir karardır” ifadeleri yer aldı.
‘Maraş’ta yeni bir dönemin kapıları açılacak’
Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ilk gününe de denk gelen Kıbrıs harekatının 57. yıldönümünde yaptığı konuşmada, “Maraş’ta hayat yeniden başlayacaktır” dedi.
1974’te Türkiye’nin müdahalesinden sonra Rumların Maraş’taki mülklerinden çıkmak zorunda kalmasına da gönderme yapan Erdoğan şöyle konuştu:
“Mülkiyet haklarına riayet edilen yürütülen bu çalışmalar ışığında, artık Maraş’ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Açılımın, Kapalı Maraş’ın yüzde 3,5’una tekabül eden pilot bölgede başlayacak olması Kıbrıs Türk makamlarının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığını ortaya koyuyor.
“Yıllardır atıl durumda kalan bu bölge çözümsüzlüğün değil, Kıbrıs Adası’nın müreffeh geleceğinin sembolü olacaktır. Atılan bu adımlarla Maraş’ta yeni mağduriyetler oluşturulmayacak, bilakis mevcut mağduriyetler giderilecektir. Bizim kimsenin toprağında, hakkında mülkünde gözümüz yoktur.”
Ada’da kuzey ve güneydeki Türk ve Rum yönetimleri arasında bir tampon bölge var. Tampon bölgenin en doğusunda, dünyanın en güzel sahillerinden birine sahip, 1974 öncesi Ada’nın turizm gelirlerinin yüzde 53’ünün geldiği Maraş bölgesi, 46 yıldır kapalıydı.
Bölgedeki mülklerin çoğu, o dönem uluslararası turizm yatırımcılarına ve Rumlara ait. Türk tarafı, Maraş’ı müzakerelerde güçlü bir pazarlık kozu olarak elinde bulunduruyordu.
Kapalı Maraş’ın sahildeki yaklaşık 2 kilometrelik kısmı ve sahilin arka caddesi olan Demokrasi Caddesi, 8 Ekim 2020’de, halkın polis ve asker kontrolünde yaya geçişleri için açıldı.
Türkiye’nin ‘iki devletli çözüm’ politikası
Türkiye, Ada’nın kuzeyine 20 Temmuz 1974’te yapılan askeri müdahaleden yıllar sonra, 1983’te tek taraflı ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan tek ülke oldu.
Ada’nın güney ve kuzeyindeki Rumlar ve Türklerin daha sonrasında başlayan müzakerelerde hep federal bir çözüm masaya yatırıldı.
Ancak Türkiye ve Türkiye’nin desteklediği, Ekim 2020’de Cumhurbaşkanı seçilen Kıbrıslı Türklerin lideri Ersin Tatar, o dönemden bu yana iki devletli çözümü desteklediklerini açıklıyor.
Çözüme en fazla yaklaşılan zaman, 2004’te BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın federal bir çözüm öneren Annan Planı’nın Ada’nın iki tarafında da referanduma sunulduğu 2004 yılı oldu. Türk tarafı planı kabul ederken, Kıbrıslı Rumlar ‘hayır’ oyu verdi.
Hemen ardından Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi yapıldı.
Türkiye’nin bugünkü iki devletli çözüm tezleri de, o dönem adadaki Rumların federal bir çözüme hayır demesi, buna rağmen AB üyesi yapılmalarına dayanıyor.
Ada’daki Kıbrıslı Türkler talep etmesi halinde Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alarak AB üyesi ülke vatandaşı olarak kabul ediliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***