Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sedat Peker’den 9. video! Külünk’e verdiği paralardan AKP’nin seçim kahvelerine…

Sedat Peker'den 9. video! Külünk'e verdiği paralardan AKP'nin seçim kahvelerine...



YouTube’dan yayınladığı videolarda dile getirdiği iddia ve itiraflarla Türkiye’de devlet-mafya ilişkilerini yeniden tartışmaya açan suç örgütü lideri Sedat Peker, video serisinin 9’uncusunda belediyelerdeki ve devletteki taşeron sistemi üzerinden alınan rüşvetleri anlattı.

Peker, videonun başında Demirören’e seslenerek “Pambukören bugün en büyük işim seninle” dedi.

Soylu’nun sigorta şirketine değinen Peker, ”Şirketin yüzde 5 bin 700 büyümüş. 57 kat büyümüş. Yargılanacaksın. Yüce divana gideceksin. Ben yurtdışına gitmeden önce odanda misavir ettiğini anlatacağım” ifadelerini kullandı.

Sedat Peker şunları söyledi:

-Bugün hem güleceğiz hem de güldüreceğiz. Hem güleceğiz, hem düşüneceğiz. Geleneğimiz olduğu üzere bugün yine yoklamayla başlamak istiyorum, konuk oyuncularımız var. Akit Medya Grubu, makara yapmayacağım onlarla. Beraber ekmek yedik, sofra kurduk. Ama söylecek kelamlarım var onlara. Yine konuk oyunculardan düşkün Abdülkadir’i bugün kısa dakikalarda aramıza alacağız. Süslü Sülü, aslan Sülü, kaplan Sülü senin ahiretlik olduk. Bugün en büyük işim seninle. Pamukören bugün en büyük işim seninle”

-Çakma gazeteciler, çakma yorumcular, televizyona çıkan dümenciler, paketi nasıl indiriyorsunuz onu anlatacağım. Sahtekârsınız lan siz. Ulan adam değilsiniz, büyük sahtekârsınız. Çakma yorumcular, analistler. Doğu Dayı, Doğu Amca eyvallah, tamam.

-Ben size ülkede nasıl para çalınıyor, belediyelerdeki rüşvet sistemi, alt dernekler var anlatacağım kafayı yiyeceksiniz böyle profesyonel hırsızlık mı olur diye

-Şimdi bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde adam senden parayı almıyor ya bir kelek yaparsa ya gizli kayıt yapıyorsa diye. Diyor ki bizim bir derneğimiz var. Oraya şu kadar yardım yap, 1 milyon, 3 milyon. Sen gidip oraya parayı yatırıyorsun ‘hayır işi’ için. Sen gidiyorsun parayı yatırıyorsun, kaçak kat çıkıyorsun, artık ne yapmak istiyorsun onu yapıyorsun. E para belediye başkanına gitmedi. O ne yapıyor? 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşı diyor ki 1 milyon liraya fatura kes diyor.

-Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor. Bir 100 bin de diyor vergi filan çıkarsa 800 bin lirayı kılçıksız alıp cebe indiriyor. Ve hiçbir polis takibinden ceza almıyorlar. Sistem bunun üstüne.”

-Bakın şaka yapmıyorum. Hiçbir polis takip altında neden ceza almıyor, sonunda beraat ediyorlar, sistem bunun üzerine.

-Taşeron sistemi nasıl onu da anlatacağım. Bunlar bir ufak hamleyle değişilir. İnsanın karısına, çocuğuna zaafı olur, onu etkileyip seni yönlendirebilirler. Sistem kuracaksınız siz. Bana aslan avını bana yaptıracaksınız ben de size anlatacağım.

5’Lİ ÇETE

-Siz hep diyorsunuz ya, beşli çete, onlu çete, onlara ihaleyi veriyorlar. 1 milyar dolar, bunlar siz zannediyor musunuz, bunların işçileri var, yok. Bunlar alt taşeron sistemi var. Bunlar taşeronlara veriyorlar. 400 bin dolar taşerona veriyor, 600 milyon dolar kılçıksız bu tarafta. Alt taşeronun da alt taşeronu var. Samimi söylüyorum, rezalet, komedi. Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. O alt taşeron ne yapıyor? En son o taşeronun da bir altı var, onlar kamyonların filan sahipleri var ya, onlar da yolunu buluyor da, emeğinin karşılığını buluyorlar.

-Ama ortadaki para ne kamyon, ne o ne bu. Taşeron sistemini kaldırdım diyeceksin. İhaleyi açacaksın, telefondan bile ihaleye girecek, tüm evrakları hazırlayacak. Madem taşeron bunu yapabiliyor, maliyeti bunu 200 milyon niye devletten 1 milyar çekiyor. Bu para nereye gidiyor? Bu para sizde kalınca, asgari ücret 2,5 bin lira, 10 bin lira para olacak.

-Siz benim için ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, ben boşa konuşmam, bir şey konuşuyorsam bana inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. Diyorlar ki, ‘Sedat Peker’in her dediği doğru çıkmaya başladı’ diyorlar. Bir tanesi yanlış çıksın elimi keseceğim diyorum ya anlamıyor musunuz?

-Siz gazeteciler, korku iklimi var ya, kırıldı gerçi de. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama namuslu olanlara. Siz onlara cesaret verince muhalefet partilerinin içinde atarlı yürekli tipler var, onlara da coşkuyu verince, baskıyı kurunca, oy vermeyiz, bir gidecekler, iktidar. İktidar keşke açsaydı, bütün her şey ortaya çıkacak.

SOYLU İDDİASI

-Engin Sigorta. Süleyman diyordu ya, ‘Ben o poliçe o sesi çok seviyorum’ Lan şirketin yüzde 5 bin, 7 bin, 57 kat büyümüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum, herkes uyur. Yargılanacaksın. Yüce divana gideceksin. Ben yurtdışına gitmeden önce odanda misavir ettiğini anlatacağım

-Sülü, fındık kadar beyninle Cumhurbaşkanı olmaya kalkıyorsun bu ülkede, beni satmasaydın olurdu

-Erdal Baba’ya araba, 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal Baba diyordun. Şimdi Erdal Baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende, poliçe sesi. E uyursun tabii. Sülü Allah’a yemin olsun, iğnenin deliğinden geçireceğim seni kibrit kutusundan alıp. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divan’a gideceksin, yargılanacaksın, hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlarını da hazırladım, delilleri de bende, sen bitireceğim.”

AKİT TV

-Akit medya grubuna makara yapmayacağım. Beraber sofra kurduk yemek yedik. Ama söyleyecek kelamlarım var onlara. Bu Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü var; Murat Alan. İyi bir adam, genç bir arkadaş. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? En sevdiğim silahım 45’lik sana verip, “Seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında daya yememeli, bir daha gelirlerse hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım” demedim mi kardeş. Biz göz göze baktık, o kadar muhabbet ettik seninle. Bu olayı buraya ben mi getirdim. “Suç örgütü”. Göreceksiniz, sen hariç Murat. Ama diyebilirdin ‘Bu adam her şeyi yapardı, ajanlık ne’ diyebilirdin. Bu nasıl bir ayıp. Bu haberi yapıyorsunuz. Elinizde bir tane delil var mı benim ajanlık yaptığıma dair. Şevki hocam çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinliyorum. Çoluğumun çocuğumun parasını yolladım. Diyemedin mi bu adam ajan değil diye. Bir özür beklemiştim. Olayı buraya siz getirdiniz.”

DOĞU PERİNÇEK İLE GÖRÜŞMESİ

-Bizim bir Doğu Perinçek var. Konuşunca filan çok nezaketli ama psikolojisi bozuk. Biz bunun yanına ne zaman gitsek oturur bir şey ikram eder. Siz de saygısından dolayı ona saygı gösterirsiniz. İşte CIA şöyle yaptı, böyle yaptı.

-Yaşı büyük, diyor ki işte ‘MOSSAD’ın kucağına oturmuş…’ O yaşında utanmayacak mısın? Ben sana laf… Akademisyen çocuğun var, 80 yaşındasin git torun torba sev. Ne bu hırs, hırt; ‘CIA yaptı’ bırak CIA’yı. Ya bir dur. Dava açmış ‘ülkücü katili’ demişim diye. E sen gazetende ülkücüleri manşet yapmıyor muydun Doğu ağabey. 3 gün sonra hepsini şehit ediyorlardı. Diğer sol fraksiyonlardakini gazetende manşet yaptığında kaç gün yaşıyorlardı. Ev adreslerine kadar veriyordun, hepsini öldürüyorlardı. Hangi yüzle dava açıyorsun sen?”

METİN KÜLÜNK AÇIKLAMASI

-Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de çok acı, bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz. Ya ben aç kalırım açıkta kalırım yine herkesten çok para veririm. Beni herkes bilir. Kaşar Süleyman var ya, hani tak tak tak Veysi geliyorum… 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Hani diyorlar ki bunu açıkla. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım.

-Şimdi Metin Külünk’ten konuşacağız, Metin ağabeyden. Metin abi beni telefondan aradı, Biden beni Erdoğan’a karşı… Ya dedim abi ne diyorsun sen, Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker’i mi bekliyor, hepten delirdik, vallahi delirdiler. Adamlar dünyayı yönetiyor, onun devlet başkanı Sedat Peker’i mi bilecek. Benim kendi meselem var. Beni sakinleştirdi, konuştu konuştu. Sonra benim yanımdan ayrıldı, beni itibarsızlaştırmak için kurulan mafyalar var, tecavüz hikayelerini kurgulayan puştlar var ya, onlar var, vekiller var, devletten adamlar var. Özel adamları ama fındık kadar beyinleri var. O yüzden Metin ağabeyi konuşacağız.

-Beni tolda bırakanı rezil edeceğim, ha Metin ağabeyi rezil etmeyeceğim, ne yaşadık onu anlatacağım.

AKP’NİN SEÇİM KAHVELERİ PEKER’İNMİŞ

-Bana pislik mafya diyorlar ya, Ak Parti’nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, seçim zamanı. Hepiniz içtiniz, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o, hani ben pislik mafyaydım. Ulan onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde. Lan bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura. Lan size yazıklar olsun.

SEÇİM ZAMANI ARABASINA PARA BIRAKIRDIM

-Metin ağabeyle, Ömer Külünk diye bir yakını var mesela, nasıl ilişkimiz onu anlatayım. Tefeciler benim yeğenimin yerini almış, o zamanın parası bugünün 1,5 milyon lirası, tefecilerle bir konuşsan şey yapsa. Ya dedim Metin ağabey, ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, o onu arayacak, o onu arayacak sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi. Dedim ağabey kaç para ben vereyim. O konuda ismi geçen bir iki işadamı arkadaş var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik. Biz para verdik mi böyle veririz. Almanya’daki o dernekler var ya, onlara rica ederdi para yollar mısın diye, el altından onlara para yollardım.

-Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım.

-Ya şimdi ben böyle deyince bizim diğer milletvekili tanıdıklar, lan bizi de, lan oğlum biz kimseyi söylemeyiz. Ama Biden miden gel film yap, sonra beni karalama kampanyasına abilik yap. İstesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim.

Exit mobile version