AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB’nin dış politik kararlarında oybirliği prensibini kaldırma önerisine şüpheyle yaklaştığını söyledi. Teklif, Almanya Dışişleri Bakanı Maas’tan gelmişti.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Almanya’nın Avrupa Birliği içinde oybirliği prensibini kaldırma önerisine şüpheyle yaklaştığını açıkladı.
Alman haber ajansı dpa’nın da aralarında olduğu uluslararası haber ajanslarına bir açıklama yapan Michel, AB’nin dış politik kararlarında oybirliği prensibinin kaldırılması önerisi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Michel kendi deneyimlerinin AB’nin oybirliğiyle aldığı kararlarda dünya üzerinde de güçlü bir etkiye sahip olduğunu gösterdiğini söyledi. Karar alma süreçlerinde oybirliği prensibinin kaldırılmasının iyi düşünülmesi gerektiğini belirten Michel bu konuda “temkinli” olduğunu ifade etti.
Maas ne demişti?
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, dış politikada alınan kararlarda oybirliği prensibinin kaldırılmasını savunmuştu.
Pazartesi günü başkent Berlin’de büyükelçilerin katıldığı bir konferansta konuşan Maas “Dış politikayı vetolarıyla felce uğratanlar tarafından artık daha fazla rehin tutulamayız” ifadelerini kullanmıştı. Bu tür tutumların Avrupa’nın birlikteliğini riske attığını söyleyen Maas “Veto kaldırılmalı” demişti.
Maas, Almanya’nın birlik içinde alınan kararlarda azınlıkta kalması pahasına dahi bu değişikliğin getirilmesini savunmuştu.
Macaristan’ın vetoları
Maas’ın bu açıklamalarına Macaristan’ın AB içinde aldığı tutum neden oldu. Avrupa Birliği, Çin’in özel idari bölgesi Hong Kong’da seçim yasasını değiştirmesini ortak bir açıklamayla kınamak istemiş ancak Macaristan açıklamayı veto etmişti.
Macaristan hükümeti bundan önce de İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların sona erdirilmesine yönelik AB dışişleri bakanlarının hazırladığı deklarasyonu vetoetmişti. Her iki vetoya da Bupeşte’nin Çin ve İsrail ile olan iyi ilişkilerini bozmak istememesinin neden olduğu tahmin ediliyor.
Michel iklim hedeflerini örnek gösterdi
AB Konseyi Başkanı Michel, AB ülkelerinin oybirliğiyle aldığı kararların etkili olduğuna örnek olarak 2050 yılı için konan iklim koruma hedeflerini gösterdi.
AB ülkelerinin kabul ettiği iklimi koruma planına göre atmosfere salınan karbondioksit miktarı 2050 yılına kadar doğanın tolore edebileceği seviyeye çekilmiş olacak.
Michel, alınan kararın AB vatandaşlarına ve şirketlerine yönelik önemli bir işaret olduğu kadar dünyanın geri kalanına da mesaj niteliği taşıdığını belirtti. Michel, birleşik hareket edildiğinde başka ülkeleri de bu hedefe katmanın mümkün olduğunu söyledi.
Belçikalı siyasetçi, oybirliği prensibinin kaldırılması konusunda nihai bir görüşe sahip olmadığını da belirterek AB kurumlarının geleceği konusunda Avrupa’nın Geleceği Konferansı çerçevesinde bir tartışmanın sürdüğüne işaret etti.
9 Nisan 2021 tarihinde resmen başlatılan Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nda AB kurumlarının, üye devletlerin ve vatandaşların katılımıyla AB’nin nasıl bir biçime kavuşması gerektiği sorusuna yanıt aranıyor. 2022 yılının ilk yarısında Konferans’ın bir sonuç raporu sunması bekleniyor.