Halkları Demokratik Partisi (HDP) hakkında 17 Mart’ta açılan kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından usul eksikliği nedeniyle geri gönderilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ikinci kapatma davası dosyasını Anayasa Mahkemesi’ne pazartesi günü yeniden gönderdi.
850 sayfalık iddianame partilerin nasıl kapatıldığı sorusunu tekrar gündeme getirdi.
Türkiye tarihinde sık sık yaşanan parti kapatmalarında süreç nasıl işliyor?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında siyasi partilerin hangi durumlarda kapatılacağı 69’un maddede düzenlenmiş durumda.
Buna göre siyasi partilerin kapatılması, yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanıyor.
Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının Anayasanın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Öte yandan bir siyasi partinin 68’inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir.
Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemelere göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Partilerin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10’unun oyuyla karar verebiliyor.
Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun davanın mahiyetine uygun hükümleri uygulanmak suretiyle dosya üzerinden Genel Kurulca inceleniyor ve kesin karara bağlanıyor.
HDP için hazırlanan iddianamenin süreci
Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen iddianame üyelerce değerlendirmeye alınmadan önce. başkanın inisiyatifiyle görevlendirilen raportör tarafından usül bakımından incelemeye alınıyor.
Raportör raporunu tamamlayarak AYM heyetine gönderecek.
Bunun ardından heyet, davaya ilişkin ilk incelemesini yapacak ve iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek. Bu süre, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre, iddianamenin gönderilmesinden itibaren 15 günü geçemeyecek.
Anayasa Mahkemesi heyeti, Başsavcılığın, “partinin olası hazine yardımına ilişkin banka hesabına bloke konulması” yönündeki tedbir talebini ilk inceleme sırasında ele alabileceği gibi daha sonra da karara bağlayabilecek.
İddianamenin kabul edilmesi halinde süreç
Kabul edilmesi halinde iddianame ön savunma için HDP’ye gönderilecek. HDP’nin, Yüksek Mahkemenin tanıdığı süre içinde ön savunmasını vermesi gerekiyor. Ancak parti, bu sürenin uzatılması için başvuru yapabilecek. Ek süre talebini AYM karara bağlayacak.
Parti tarafından ön savunmanın verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin esas hakkındakini görüşünü sunacak. Bu görüş de HDP’ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek tarihlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Bütün bu sürecin ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı HDP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun AYM üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.
15 üyenin 10’unun oy çokluğuyla karar verilebilecek
HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan AYM heyeti karara bağlayacak. Anayasa’nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3’te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10’unun oyuyla karar verilebilecek.
Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete’de yayımlanacak.
AYM’nin, siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde, bu kişiler kesin kararın Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.