Kapı tokmağı deyip geçmeyin. Şimdi sosyal medya mesajlarıyla, emojilerle ulaştırılan birçok mesaj ve daha fazlası, yüzlerce yıl boyunca kapı tokmaklarıyla verildi. Ev sahibi evde mi, değil mi? Evde yaşayanlar hangi dine inanıyor? Ekonomik ve sosyal olarak hangi sınıfa mensup? Evde gelinlik çağında kız var mı? Gelen misafir erkek mi kadın mı? Sembol ve simgelerin ağırlıkta olduğu bir toplumda bütün bu soruların cevabını kapı tokmaklarından öğrenmek mümkündü. Anadolu kültüründe, kapı tokmağının şekli ve hatta çıkardığı ses, ev sahibi ve misafir arasında mesajlaşmanın aracıydı.
İzmir’in tarihi ilçesi Tire’de zamana direnen kapı tokmakları, ilçedeki kent müzesinde bugüne taşınıyor. İpek Yolu üzerinde bulunduğu için ticari hayatın çok canlı olduğu eski Tire, Aydınoğulları Beyliği’nin de başkentiydi. Osmanlı döneminde ise Aydın Sancağı’nın merkeziydi. Müslüman, Rum ve Yahudilerin yaşadığı çok kültürlü bir geçmişte sahip olan Tire’deki evlerden, 170 kapı tokmağı toplanarak müze envanterine katıldı. Müzede sergiye açılan 30 tokmak bulunuyor. Tire’nin kültür mirasının bir parçası olan kapı tokmakları, henüz kapıların üstünde işlevini korurken hem evde yaşayanların hem de gelen misafirin kim olduğuna ilişkin anlamlar taşıyordu.
“El figürleri evde yaşayanların medeni durumunu gösteriyor”
Gücün sembolü olan aslan başı, ejder, kuş, horoz, yılan gibi hayvan figürlü tokmakların evde yaşayanların ekonomik durumunu gösterdiğini söyleyen Tire Kent Müzesi Rehberi Gül Kurgan, “Kapı tokmakları eski evlerin bir aksesuarı. Misafirle ev sahibinin arasında kurulan bir iletişim aracı olarak görülüyor. Genelde Tire’mizde Osmanlı döneminde ağırlıklı olan el tokmakları daha yoğun bulunmakta. Zamanında yine hayvan figürleri olan daha büyük tokmaklar da varmış. Onlar evlerin kapılarından o süreçlerde çalınmış durumda ve elimizde mevcut değil. Onlar da o zengin kitlenin evlerinin kapısında bulunan tokmaklar” dedi.
Maden sanatının ince işçiliğiyle şekiller verilen kapı tokmakları, evdeki özel hayata ilişkin mesajlar da içeriyor. El biçimli tokmakların evde yaşayan kişilerin medeni halini yansıttığını ifade eden Kurgan, “Ellerin üzerinde yüzük figürü bulunmakta. Buna göre yüzük parmağındaysa evde herkesin evli olduğunun göstergesi. Orta parmakta yüzük bulunan tokmaksa, evdeki yaşayanların nişanlı olduğunun işareti. Hiç yüzüksüz olan el tokmaklarıysa evde hala bekar kadının yaşadığının göstergesi” diye konuştu. Tokmaklarda bulunan eller ise iyiliği, bolluğu ve bereketi simgeleyen nar gibi meyveleri tutuyor. Gelen misafirin içeridekilerle ilk teması da bu bereket sembolüne dokunarak başlıyor.
Kapı tokmaklarına bağlanan iplerle mesajlaşma
Kapı tokmağının sesi ise gelen misafirin kim olduğunun işareti. Bu ses sayesinde evde bulunanlar kapıyı çalanın yabancı mı, tanıdık mı, erkek mi, kadın mı olduğunu anlayabiliyordu. Büyük ve ağır tokmakların “küt küt” sesi ile küçük tokmakların çıkardığı tiz seslerin başka anlamlara karşılık geldiğini söyleyen Kurgan, “Halkalardan oluşan kapı tokmaklarımız da var. Bunlarda büyük halka ve küçük halkalar şeklinde iki halka bulunuyor. Gelen misafir erkekse büyük halkayı tıklatıyor ve evdeki bayanın ona göre kendine çekidüzen verip kapıyı açmasını sağlıyor. Küçük halka tokmaklarımızsa gelen kadın misafirlerin çaldığı tokmaklar” dedi.
Ya ev sahipleri bir yolculuğa çıkmışsa çevredekiler evde kimsenin olmadığını nasıl bilecek? Semboller dünyasında buna da çözüm bulunmuş. Kapıların tokmağına ipler asılarak bu anlamda mesajlaşmanın sağlandığını söyleyen Kurgan, “Evdeki insanın dışarda olduğunu gösteriyor. Daha uzun ip bağladıklarında o evdeki ev sahibinin daha uzakta bir yerde gitmiş olduğunu göstermekte. Daha kısa ip bağlandığında ise yakın çevre içerisinde bir misafirlikte olduğunun göstergesidir” diye konuştu.
Tire Kent Müzesi’ne gelen ziyaretçilerin kapı tokmakları sergisine ilgisinin yoğun olduğunu kaydeden Kurgan, “Eski insanların daha fazla saygı çerçevesi içinde bir ilişki yaşadıklarının göstergesi benim fikrimce. Gelen insanlar da aynı şeyi düşünüyorlar” ifadesini kullandı.