HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
17 Haziran’da “Tasfiye edilecek 12 gazeteci hangileri?” başlıklı bir yazı yazdım. Okumayanlar için güncelliğini koruduğunu belirteyim. Anlaşıldığı kadarıyla yakın gelecekte daha güncel olacak.
Geçen hafta AK Parti kulislerinden sosyal medyaya yansıyan bilgilerde 12 yandaş gazetecinin tasfiye edileceği dillendiriliyordu. Ama bir takım kirli ilişkilere bulaştığı ortaya çıkan Hadi Özışık ve Veyis Ateş’ten başka netleşen bir isim yoktu.
“Tasfiye edilecek 12 gazeteci hangileri?” yazımda ben ilave olarak Cem Küçük’ün adına yer vermiştim. Bu yazının yayınlandığı günün ilerleyen saatlerinde Sedat Peker, Cem Küçük tweet’leri paylaştı. İktidar kanadında suyu ısınan üçüncü ismin Cem Küçük olduğuna dair bir kanaat oluştu.
Aynı yazıda Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ahmet Hakan’ın da benzeri akıbete uğrayacağı notu vardı. Bu ismi de gazeteci Serkut Bozkurt telaffuz etti. Muhatabı yalanlamaya kalktı ise de Serkut Bozkurt, “Haberimin arkasındayım” diyerek Ahmet Hakan’ın “Yargı önünde hesaplaşacağız” tehditlerini göğüslediğini ortaya koydu. Bu henüz beklemede. Sosyal medya dili ile ifade etmek gerekirse fava attınız ise biraz bekleyin.
ERSOY DEDE İÇİN İLK İŞARET FİŞEĞİ ATEŞLENDİ
Ersoy Dede, ilginç bir figür. Ne kadar ilginç olduğuna ilişkin önden pek bilgi paylaşmayacağım. Ama görülen o ki yakında ipliğini pazara çıkaracaklar. Kamuoyu da açık kaynaklardan çok şey öğrenecek.
Bu büyük anchorman hakkında bütün bilgileri iktidar kanadından öğreneceğiz. Muhalif kesim o kadarını bilmez. Bilemez. Bilebilmesi için muhalif değil havuzun içinde olması gerek. Havuzun içinde olunca da muhalif olunamaz zaten.
Benim tasfiye edilecek gazetecileri yazdığım günün ikinci gününde SuperHaber isimli internet sitesinin kurucusu Cengiz Er, “durup dururken” bir twit paylaştı:
“Veyis Ateş kaybetti ve bir süreliğine de olsa ekranlardan çekildiğini açıklamış oldu. Diğerleri de bir an önce aynı şeyi yapmalıdır. Öncelik sırasını da hem Sedat Peker’e övgüler düzen, hem de SBK’nın PR’ını yapan Ersoy Dede’ye veriyorum. TRT Ana Haber’den hemen çekilmelidir.”
Bu paylaşımdan sonra Ersoy Dede’nin organize ettiği akla gelen belli odaklar Cengiz Er’e yüklendi. Daha bildik tabirle diyeyim troller, Cengiz Er’i bombardımana tuttu.
Cengiz Er, ön planda olmayan, önde görünmeyi de pek sevmeyen birisi. İstese idi ve halen istese çok ön plana çıkabilirdi. Topa tutulmasına çok şaşırdı, bu şaşkınlığını gizleyemedi. İkinci bir paylaşım yaptı:
“Sıradan, herkesin aklından geçen bir çağrıyı dile getirdiğim için gündem olmuşum. Ersoy Dede’ye ‘Bu saatten sonra devletin televizyonunda ana haber sunamazsın’ diyorum arkadaşlar. Hepsi bu.
Gerisi beni zerre kadar ilgilendirmiyor.”
Bu ikinci paylaşımdan sonra tweet’in muhatabı durabilir mi sizce? Doğru tahmin. Cengiz Er’in, kişiliğini ve gazeteciliğini hedef alan bir karşı ateşe başladı:
“Cengiz Er denilen haysiyet cellatıyla yargı önünde hesaplaşacağız.
1) Bir insanın hem saygınlığına gölge düşürmek, hem de ekmeğiyle oynamak bu kadar kolay olmamalı. Senin bu kadar imkana rağmen kaybetmiş olman benim suçum değil.
2) sen bunca imkana rağmen, bir çok meslektaşından 1-0 önde başlamış olmana rağmen kaybetmişsin.. Bense lise öğrencisiyken Zonguldak’ta başladığım gazetecilik macerasında, ömrüm boyunca tırnaklarımla kazıya kazıya gelmişim. Senin derdinin ne olduğunu biliyorum, ilacın bende değil.”
‘TIRNAKLARIYLA KAZIYARAK GELEN’ ERSOY DEDE GAZETECİ CENGİZ ER’İ TANIMAZ
Cengiz Er, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kuzeni. Er’in annesi Meliha Er ile Erdoğan’ın annesi Tenzile Hanım öz kardeş. Bırakın yedi göbek yakınını, kendisine sadık her kim varsa ihya eden Erdoğan, Cengiz Er’i ihya etmez mi idi.
Ama Cengiz Er, havuz medyası içinde olup kendine has duruşu bulunan, aklına yatmayana onay vermeyen, o camia içinde hâlâ vicdan taşıyan isimlerden birisi. Ersoy Dede’nin dediği gibi “bu kadar imkan varken kaybetmiş” biri de değil.
Cengiz Er’in kendi tercihi bu. İstese idi TV24, ya da a Haber’in tepesindeki yerini koruyor olabilirdi. Öyle gazeteciliğe de Ersoy Dede’nin dediği gibi tepeden inmiş falan değil. Dede ile Er’den hangisinin “tırnakları ile kazımak” deyimine daha uyduğuna baksanız, Cengiz Er çok daha ağır basar.
Cengiz Er, radyoların ilk açıldığı dönemde radyoculuk yapan, sonra Kanal 7’nin kurulması ile de burada muhabirliğe başlayan biri. Yaptığı çalışmalarla burada Haber Müdürlüğüne kadar yükseldi. Aynı haber merkezinde çalıştığı pek çok kişi, Cengiz Er’in Erdoğan ile kuzen olduğunu çok sonraları öğrendi.
Cengiz Er, AK Parti iktidarı döneminde Kanal 7’nin haberciliğini beğenmedi. Fazla iktidar yanlısı buldu. Orada daha bağımsız habercilik yapabileceğini düşünerek TV24 kurulunca oraya geçti. TV24 ilk zamanlar, her görüşe yer veren bir yayıncılık yaptı ise bu Cengiz Er’in habercilik anlayışı sayesinde idi.
Cengiz Er, daha sonra a Haber’in kuruluşunda en tepede yer aldı. Kanal 7 ve TV24’teki habercilik deneyimini oraya taşıdı. Bugünkü pespaye a Haber’i, 2011 başlarında yayına başlayan a Haber ile kıyaslamayın. O zaman haber ilkelerini gözeten bir yaklaşıma sahipti.
Serhat Albayrak’tan gelen dayatmalara dayanamayan ve habercilikten bu kadar sapılmasını kabul etmeyen Cengiz Er, kanalın genel yayın yönetmenliğinden bir çırpıda ayrıldı. Bir süre bekledikten sonra da sıfırdan Süper Haber isimli internet sitesini kurdu.
Bu Cengiz Er’in gazetecilik tercihi idi. Ancak Ersoy Dede’ye göre, “önüne serilen bütün imkanlara rağmen başarısız olmak” idi.
ERSOY DEDE’YE ‘HAMİL-İ KART YAKINIMDIR’ MAİLİ
Ersoy Dede, kendisinin nasıl sıfırdan emek vererek TRT 1 anchormanliğine geldiğini anlatmaya kalkınca, Milli Görüş geleneğinden gelen bir isim olarak bilinen Fatih Şahintürk, Twitter’den bir paylaşım yaptı.
Bu tweet, Turkuvaz Medya’nın başındaki isim Serhat Albayrak’ın patlatılan mailleri arasından çıkanlardan biri idi. Zamanı gelince lazım olur diye bir kenara konulmuş anlaşılan. Mail dönemin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’tan Serhat Albayrak’a gidiyor.
Ersoy Dede, o dönemde Vakit Gazetesinde köşe yazıyor, Ülke TV’de de program sunuyor. Belli ki buralar bizim “tırnaklarıyla kazıyarak gelen” anchormanimize dar geliyor. Havuz medyasının amiral gemisinde olmak istiyor. Oraya da aracı olmadan geçilemeyeceğini anlamış olmalı ki Egemen Bağış’tan “hamil-i kart yakınımdır” kartviziti alma yoluna gitmiş.
Egemen Bağış da 10 Temmuz 2012’de Serhat Albayrak’a aşağıdaki maili gönderiyor. Mail “Serhat Kardeş” diye başlıyor:
“Bu arada elçiye zeval olmaz. Vakitte köşe yazan ve Ülke TV’de program yapan Ersoy Dede isimli efendi, genç bir kardeşimiz bünyenizde çalışmayı (Takvim veya Sabah, A Haber – ATV vs) çok arzu ettiğini ve sizlere tavassut ile iletmemi arzu etti.
Takdirlerinize.”
Serhat Albayrak da “İlgin için teşekkürler. Arkadaşlara yönlendireceğim” diye cevap veriyor.
Bu arada konuyu dağıtıp bir ayrıntıyı paylaşmazsam şişerim. Bakan Egemen Bağış, gönderdiği mailde Serhat Albayrak’a karşı ikinci çoğul şahıs kipi olan “siz” diye hitap ediyor. Serhat Albayrak ise cevabında, “İlgin için teşekkürler” diyerek tekil şahıs kipini seçiyor. Damat Berat Albayrak’ın abisi Albayrak, “Patron benim. Sen marabasın” diyor yani.
Tekrar konuya dönecek olursak…
İktidar kanadında tasfiye edilecek 12 gazeteci için papatya falı bakılıyor. Yandaşlıkla belli yerlere gelmiş olanlar arasında şu sıralar bir telaş var ki sormayın.