Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, komşu Yunanistan’la diplomaside yakalanan ivmeden memnun olduğunu, müttefik ABD ve AB ile de olumlu gündem çerçevesinde işbirliğini geliştirmek istediğini söyledi. Erdoğan forumun temasının ‘‘Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar’’ olduğunu belirtti.
Antalya Diplomasi Forumu’nun açılış konuşmasında Erdoğan diplomasinin alanının son dönemde genişlediğini ve öneminin arttığını söyleyerek sözlerine başladı. Kamu, kültür, turizm ve ticaret diplomasisinin de buna dahil olduğunu belirten Erdoğan, STK, iş dünyası, medya ve üniversiteler arası temasların ve dijital diplomasinin de önemine vurgu yaptı.
Erdoğan, ”Dünya hızla değişirken, devletlerarası ilişkilere bakışımızı ve diplomasimizi de buna uyarlamak mecburiyetindeyiz” dedi ve yeni dönemde vizyoner diplomasi pratiğinin gerekliliğine dikkat çekti.
‘‘Yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız’’
Corona virüsüyle mücadele konusunda aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi gerektiğini, aşıların baskı politikası aracı olarak kullanılmasının yanlış olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘‘Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız’’ dedi.
Erdoğan geçmişin kalıplarıyla günümüz sorunlarına çözüm bulunamayacağını belirtti, ‘‘Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) başta küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut halleriyle çözümün değil sorunun parçasıdır. İki kutuplu dünyanın bize dayattığı bu kurumsal yapılarla 21’inci yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz’’ diye konuştu.
‘‘BM Güvenlik Konseyi daha kapsayıcı olmalı’’
Yaklaşık 8 milyar kişinin kaderinin BMGK daimi üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamayacağını belirten Erdoğan, ‘‘190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren ancak kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez’’ dedi.
Erdoğan yeni dönemde BM Güvenlik Konseyi’nin daha kapsayıcı yapıya kavuşturulması için diplomasinin yoğunlaştırılması gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, ‘‘Statükodan çıkar sağlayanlar elbette kendilerine asimetrik güç veren bu imkanı paylaşmak istemeyeceklerdir. Hatta reform talebini dile getiren ülkeleri susturmaya yönelik gizli, açık baskılar da olabilir. Türkiye’yle ilgili eksen tartışmaları bu hazımsızlığın işaretidir’’ diye konuştu.
‘‘Suriye’de Avrupa ve dünyanın güvenliğine katkı sağladık’’
Erdoğan, Türkiye’nin komşu Suriye’de halkın iradesini yansıtacak bir siyasi çözümün bulunması için yaptığı çalışmalara dikkat çekti, yaklaşık 10 yıldır 4 milyona yakın Suriyeli’nin Türkiye’de misafir edildiğini hatırlattı. Erdoğan, sınırın hemen ötesinde zor şartlarda yaşayan 5 milyona yakın yerlerinden olmuş kişiye de yardım elinin uzatıldığını söyledi. ‘‘Suriye’de faaliyet gösteren PKK, YPG, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk’’ diyen Erdoğan,‘‘Suriye’nin yabancı terörist savaşçılar için bir eğitim ve barınma kampına dönüşmesine izin vermedik. DEAŞ’ın Suriye’deki varlığına büyük ölçüde son vererek ülkemizler birlikte Avrupa ve dünyanın güvenliğine de katkı sağladık’’ diye konuştu.
Şu ana kadar DEAŞ’ın 4 bin 500 mensubunun etkisiz hale getirildiğini belirten Erdoğan, 430 bin Suriyeli’nin de güvenli ve gönüllü şekilde topraklarına dönüşünün Türkiye tarafından sağlandığını, İdlib’de yerlerinden edilmiş kişilere de briket ev inşası gibi projelerle destek verildiğini hatırlattı.
‘‘Sivilleri katledenler yıllarca korundu’’
Terörle mücadele ve Suriye’yi istikrara kavuşturma çabalarında uluslararası toplumdan beklenen desteğin alınamadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘‘Ülkemizde sivilleri katleden caniler siyasi sığınmacı statüsüyle yıllarca korundu, kollandı. DEAŞ’la mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı, PKK’nın her yıl on milyonlarca avro haraç toplamasını engelleyecek birkaç göstermelik operasyon dışında hiçbir kararlı adım atılmadı’’ dedi. Terörün her türlüsüyle mücadelenin herkesin görevi olduğunu söyleyen Erdoğan, Suriye’de barış ve istikrarın sağlanmasının sadece Türkiye’nin değil herkesin sorunu olduğunun altını çizdi.
Birleşmiş Milletler tarafından da tanınan meşru Libya hükümetiyle dayanışma içinde ülkede ateşkese, birliğe ve yeni bir başlangıca giden yolun açıldığını belirten Erdoğan, Libya’da yaraların sarılmasına, yeniden imara, kalkınmaya yönelik desteğin özellikle bu kritik dönemde arttırılmasının önemli olduğunu söyledi.
‘‘KKTC’nin Cenevre’deki önerisini destekliyoruz’’
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cenevre’de sunduğu egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisini desteklediğini belirten Erdoğan,‘‘Akdeniz’in bir barış, refah ve işbirliği alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz hala masadadır’’ diye konuştu.
Komşu Yunanistan’la son dönemde yakalanan ivmeden memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan,‘‘Müttefik ABD ve AB ile de olumlu gündem çerçevesinde işbirliğini güçlendirmek istiyoruz’’ dedi.
Çavuşoğlu: ‘‘Türkiye’den Almanya’ya giden bilim insanlarının başarısı ders oldu’’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise forumun açılış konuşmasında insanlığın tarihte hiçbir küresel salgına karşı bu kadar hızlı şekilde aşı geliştiremediğine dikkat çekti ve‘‘Türkiye’den Almanya’ya giden iki değerli bilim insanının başarısı, yabancılara iflah olmaz bir husumet ve korkuyla bakan kesimlere de ders oldu’’ diye konuştu.
Dünya genelinde her beş Dışişleri Bakanı’ndan birinin şu anda Antalya Diplomasi Forumu’nda bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, forumda bir Birleşmiş Milletler ortamının oluştuğunu söyledi.
Çavuşoğlu, ‘‘Hep birlikte, Antalya’da toplanan bu zihinsel birikim ve enerjiyi kullanıp, diplomasinin değişmeyen ilke ve yöntemlerini yenilikçi yaklaşımlar ile birleştireceğiz. Uluslararası sorunların, yani hepimizin ortak sorunlarının çözümü için inovasyon peşinde olacağız’’ diye konuştu.
Çavuşoğlu forum kapsamında sabah saatlerinde Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrellile bir araya geldi. Çavuşoğlu, Twitter’dan yaptığı açıklamada görüşmede gümrük birliğinin güncellenmesi, göç ve vize serbestisi konularının ele alındığını bildirdi.