Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

En Büyük Kaygıları Irkçılık ve Ekonomik Koşullar

En Büyük Kaygıları Irkçılık ve Ekonomik Koşullar


Suriye savaşının onuncu yılı geride kalırken, milyonlarca Suriyeli daha güvenli bir hayat için sığındıkları ülkelerde mülteci olarak yaşamaya devam ediyor.

Gaziantep Üniversitesinde görevli akademisyenler yaklaşık 700 bin Suriyelinin barındığı kentin özellikle orta ve alt orta sosyo-ekonomik mahallelerinde yaşayan Gaziantepli ve Suriyelilerle ilgili iki aşamalı olarak toplamda 1 yıl süren bir araştırma raporu hazırladı.

Şahinbey ve Şehitkamil ilçelerine bağlı 174 mahallede yapılan araştırmada yarısı Suriyeli diğer yarısı Gaziantepli olan 4 bin 500’den fazla haneye gidilirken yaklaşık 20 bin kişiyle görüşüldü. Care International’in Turkey ve IOM’in katkılarıyla yapılan araştırma “Gaziantep Monitörü 2020” ismiyle kitaplaştırılırken araştırmada Gaziantepliler ve Suriyeliler arasındaki benzerlikler, farklılar, Suriyeliler’in uyumu ve daha birçok konu ele alındı.

Gaziantep Üniversitesi’ndeki 10 akademisyen ve yarısı Suriyeli yaklaşık 100 öğrenci tarafından hazırlanan araştırma sonuçlarına göre Gaziantep’te yaşayan Suriyeliler’den özellikle yüksek faturalar ve hayat pahalılığını gerekçe göstererek yüzde 65’i ülkesine dönmek isterken, araştırmaya katılan Suriyeliler’in yüzde 40’ı ise uygun koşullar oluştuğunda Avrupa’ya göç etmeyi düşünüyor. Yanı sıra Gaziantepliler ve Suriyeliler birbirlerine kardeşçe bakmazken, Suriyeliler’in en büyük kaygıları ise ırkçılık ve ekonomik koşullar olduğu tespit edildi.

“Politika oluşturucuları doğru planlamalarla mülteci sorununa yaklaşması gerekiyor”

Son yıllarda Türkiye’de Suriyeliler’le ilgili çok sayıda araştırma yapıldığına ancak sınıfsal eksen bakımından en kapsamlı araştırmayla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nuri Gültekin, “Bu araştırmayı yaparken bizim örneklerimiz çok çeşitliydi. Gaziantep ve Suriyeliler’in geçmişi, sosyo-ekonomik durumları, gündelik hayat ve covid-19 deneyimleri, medya ile ilişkileri gibi konuları ele aldığımız yaklaşık 4 bin 500 hane ile yaptığımız bir görüşmeydi. Bu kadar insanın her biriyle yaklaşık 1 saat süren görüşmeler yaptık. Bu kadar çok fazla insanın bir ülkeye, bir kente birdenbire gelmesi ciddi bir takım sorunları beraberinde getirir ama bunlar çözülmeyecek meseleler değil. Tabi bu sorunları iyi bir planlama, doğru bir hesaplamayla özellikle politika oluşturucuların buna çok dikkat ederek çözmesi gerekiyor’’ dedi.

“Suriyeliler’le kardeşlik meselesinin toplumda karşılığı yok”

“Araştırmamız sırasında özellikle şehir efsanelerinin yıkıldığını da gördük“ diyen Gültekin,“Suriyeliler ve Gaziantepliler arasında olduğu iddia edilen kardeşlik meselesinin toplumda pek bir karşılığı olmadığını gördük. Gaziantepliler’in Suriyeliler’e bakışı son derece hümanist perspektifi de var, çok ciddi anlamda tepki oluşturacak durumlar da içeriyor. Kültürel benzerlik meselesi de aynı sonuca varıyor. Halep, Gaziantep coğrafi ve beşeri olarak birbirine benziyor olabilir, fakat özellikle Gaziantepliler’in Suriyeliler’in kendilerine benzediğine dair yargılara çok mesafeli olduklarını söyleyebiliriz’’ diye konuştu.

“Barınma sorununun yerini faturalar aldı”

Suriyelilerin şu anda barınma sorunundan daha çok yüksek meblağlı fatura sorunlarıyla başa çıkmada güçlük çektiklerini ifade eden Gültekin, “2018 yılında Suriyeliler’e ‘gelir gider kalemleri arasında en çok sıkıntı çektiğiniz konu nedir?’ diye sorduğumuzda kira birinci sıradaydı ancak 2020 yılında sorduğumuzda kira ikinci sıraya düştü ve bunun yerini faturalar aldı. Ekonomik şartlar biraz daha Suriyeliler’i başka ülkelere gitmeye zorluyor. Bunun yanı sıra şu anda dünyada çok güçlü bir Suriye diasporası var. Özellikle 2011 sonrasında artık Antarktika hariç bütün ülke ve kıtalarda çok güçlü bir diaspora oluştu. Dolayısıyla bu diasporanın Suriye ile ilişkilere, Suriye’de kalan akrabalarına, Suriye’deki yaşantıya dair anlatımları ve şu andaki hayat koşullarının etkileşimi gibi durumların hepsi Gaziantep’teki mevcut Suriyeliler’in başka bir ülkeye gitme isteklerini de canlı tutuyor olabilir’’ ifadelerini kullandı.

“Suriyeliler haber almada en etkili yöntem olarak sosyal medyayı seçti”

VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mesut Yücebaş, yaptıkları araştırmanın bir amacının da insanlar arasındaki özellikle gündelik hayat içerisindeki kültürel etkileşimleri tahlil etmek olduğunu vurgulayarak “Uyumlarının ne düzeye ulaştığını bulgulamaya çalışmaktı. Bu anlamda da ilginç sonuçlara ulaştık. Kültürel etkileşim aynı zamanda iletişim ve medya ile ilişkili bir durum. Bu durumu analiz ettiğimizde özellikle Gazianteplilerde halen insanların kitle iletişim araçları içerisindeki televizyonun haber almada önemli bir rol oynadığını görüyoruz. İki toplumsal grup için de yazılı basın, gazeteler oldukça aşağılarda kalmış. Ancak Suriyeliler’e baktığımızda sosyal medyanın televizyonun da üstüne yer yer geçebildiğini görüyoruz’ ’dedi.

“Suriyeli kadınlarda iş hayatına katılım daha fazla”

VOA Türkçeye konuşan Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Ümran Açıkgöz ise araştırmanın cinsiyet temelli boyutuna dikkat çekerek “Kadınlarla ilgili hem Suriyeli hem de Gaziantepliler’e baktığımızda kültürel ön yargılarla ilgili pek çok benzer noktalar gördük. Bunlardan bir tanesi ilk annelik yaşlarının benzer olması. Yine ayı şekilde çok eşlilik konusuna baktığımızda Suriyelilerde çok eşliliğin daha fazla olmasını bekliyorduk ama bunun aksine her iki grupta da çok eşliliğin olduğunu görmüş olduk. İş hayatına katılım konusunda ise Suriyeli kadınların daha fazla iş hayatında olduğunu gördük. Bu durumunda göçmenlik ve ekonomik ihtiyaçlardan etkilendiğini düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu.

“Her iki toplum da gelecek konusunda kaygılı”

Araştırmada öne çıkan bölümler arasında Gaziantepliler ve Suriyelilerin yaşadığı gelecek kaygısı yer alıyor: “Gaziantepliler, son on yıla kıyasla, gelecekle ilgili kaygılarının arttığını söylemektedirler. Buna karşın Suriyeliler’in, ilk geldikleri zamana kıyasla, gelecekle ilgili kaygıları çok daha düşüktür. Burada, iki faktörün altını çizmek gerekir: Son yıllardaki ekonomik durgunluk ve Suriyeliler’in varlığı, Gaziantepliler’i karamsar yaparken, çok kötü koşulları atlatabilmiş Suriyeliler için durum, daha pozitif hissedilmektedir. Göçün travmatik etkilerinin zamanla azalması, yeni sosyal ortama adaptasyon sağlamaları ve belirli bir çalışma ortamına kavuşmalarıyla daha stabil bir yaşam sürdürmeleri geleceğe dair hissettikleri kaygıyı azaltmıştır. Son olarak gelecekle ilgili umutlarını derecelendirmeleri istendiğinde Gaziantepliler’in kararsız, Suriyelilerinse umutlu olduğu söylenebilir.”

Exit mobile version