Son yıllarda düzensiz göçmenlerin uğrak yeri haline gelen Diyarbakır’daki Afgan göçmenlerin sayısı her yıl artıyor. Kente gelen göçmenlerle ilgili rapor hazırlayan Diyarbakır Barosu, göçmenlerin Uluslararası Koruma Statüsü kapsamına alınması çağrısı yaptı.
Bazen araçlarla ama çoğunlukla yürüyerek İran sınırından Diyarbakır’a kadar gelen düzensiz göçmenlerin son yıllardaki toplanma alanı Diyarbakır Şehirlerarası Otobüs Terminali oldu. Diyarbakır Barosu burada toplanan düzensiz göçmenlerle ilgili bir rapor hazırladı. Baro Mülteci Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Basın toplantısında konuşan Komisyon Üyesi Baver Mızrak, Afgan göçmenlerin sayısının 200 bini geçtiğini söyledi. Göçmenlerin Türkiye’ye gelmek için insan kaçakçılarına para verdiklerine dikkat çeken Mızrak, bazı gözlemlerini şöyle sıraladı: “Düzensiz göçmenlerin kendi ülkelerinden çıkarken İstanbul’a götürülmeleri için 800 dolar karşılığında kaçakçılarla anlaştıkları, İran üzerinden Van’a ve Tatvan istikametinden Diyarbakır otogarına yolun büyük bölümünü yürüyerek geldikleri, Afganistan’dan Diyarbakır’a ulaşmalarının 15 gün ile 1 ay arasında sürdüğü, Türkiye-İran sınırında silahlı ateşe maruz kaldıkları, ölüm ve yaralanma vakalarının olduğu, görüşme yapılan göçmenlerden bazılarının akrabalarının farklı tarihlerde sınır hattında öldürüldükleri, yaralandıkları, yol boyunca çeşitli hastalıklara yakalandıkları, sağlık hakkına erişim haklarını kullanamadıkları, Covid-19 virüsüne yakalanmaları durumunda da herhangi bir teste tabi olmadıkları, düzensiz göçmenlerin işsizlik ve ekonomik nedenlerden dolayı her türlü istismara maruz kalabilecekleri tarafımızca gözlemlenmiştir.”
“Göçmenler ‘uluslararası koruma statüsü’ kapsamına alınmalı”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler ve ilgili kurumlarla birlikte Birleşmiş Milletler’e de gönderilecek raporda, önerilere de yer verildi. Mızrak’ın dile getirdiği öneriler arasında ilk sırada, göçmenlerin statüsü vardı. Mızrak, göçmenlerin, yaşam hakkı, barınma, gıda ve temel ihtiyaçları, sağlığa erişim, ekonomik ve eğitim ve öğretim haklarının sağlanması için ‘uluslararası koruma statüsü’ kapsamına alınmasını önerdi.
Göçmenlerin temel ihtiyaçlarının sağlanması için yetkililerin acil olarak harekete geçmesi gerektiğini savunan Mızrak, şöyle devam etti: “Düzensiz göçmenlerin uluslararası koruma statüsü kapsamına alınması için, İl Göç İdaresi çalışanlarının öncelikle Diyarbakır Otogarı’na giderek başvurularını doğrudan almaları, başvurular alınırken ivedilikle barınma, beslenme, sağlık gibi temel insani ihtiyaçların ilgili kurumlarca sağlanması gerekir. Düzensiz göçmenlerle yapılan görüşmede Türkiye-İran sınırında açılan silahlı ateş sonucu öldürülen ve yaralanan çok sayıda düzensiz göçmenin olduğu bilgisi verilmiştir. Ölüm ve yaralanma ile neticelenen olaylara ilişkin sorumluların tespiti için etkin bir soruşturma başlatılması gerektiği, yine yol boyunca maruz kaldıkları tehdit, dolandırıcılık, görevi ihmal, göçmen kaçakçılığı suçlarının failleri hakkında ilgili savcılıklarca etkin bir soruşturmanın başlatılması, çoğunluğu Afganistan’daki savaş ortamından kaçan göçmelerin geri dönüşleri için ülkelerindeki barış ortamının sağlanması adına Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası insan hakları örgütlerinin sorumluluk alması heyetimizce önerilmektedir.”
Baro, raporun açıklanmasının ardından, göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanması için bazı kurumlara başvuru yapacak.
“Siyasi partiler mülteciler konusunda duyarlı olmalı”
Türkiye ve dünyada yaşanan göçlere ilişkin bir açıklama da Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği’nden geldi. Sur’daki Dört Ayaklı Minare önünde yapılan açıklamaya Diyarbakır Barosu, HDP, DBP, İHD, TMMOB, TİHV gibi kurumlar da destek verdi.
Grup adına konuşan Dernek Yönetim Mahir Fırat Fidan, siyasi partilerin ve STK’ların mültecileri gündemden düşürmemelerini istedi. Göç edenlerin geri dönmesinin önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunan Fidan, “Türkiye özelinde siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin gündemi ve yaklaşımı ne olursa olsun, mülteci ve zorunlu göç hususunda, duyarlı olup bu konuda dayanışma ağını genişletme özellikle iç göç ile beraber, yerinden yurdundan edilen insanların geri dönmelerinin önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunuyoruz” dedi.