Deniz Poyraz’ın öldürülmesiyle ilgili konuşan Babacan, iktidarın suçlayarak, “Siyasetin dili siyasal şiddete ortam sağlıyor” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Isparta merkez ilçe kongresine katılarak açıklamalarda bulundu.
Dün HDP İzmir İl Başkanlığı’na yapılan saldırıya ve Deniz Poyraz’ın öldürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, bu saldırıların iktidarın siyasal şiddeti olumlayan dilinden kaynakladığını söyledi.
“Hukuku hiçe sayanların ülkemizi nasıl bir bataklığa soktuğunu artık anlıyoruz” diyen Babacan, “Hangi sorundan bahsedersek bahsedelim sorunun kökenine inmek lazım. Sorun kirli siyaset alışkanlığıdır. Sorun basın özgürlüğüne ağır bir darbe vurulmasıdır. Bu milletin bekası hukukla adaletle sağlanır” dedi.
“Siyasetin dili siyasal şiddete ortam sağlıyor”
Ülkede artık şiddetin konuştuğunu ve Türkiye’nin gündüz gözüyle cinayet işlenen bir ülke haline getirildiğini vurgulayan Babacan, “Gazetecilere karşı şiddet, siyasetçilere karşı şiddet. Bu iktidar ülkede siyasal şiddeti yeniden diriltti. Buna ortam sağlayan bir dil var. Siyasetin dili siyasal şiddete ortam sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Babacan şöyle devam etti:
“Daha geçenlerde bir siyasi partinin Genel Başkanı Rize İkizdere’de şiddet ile karşı karşıya kaldığında ülkenin tüm güvenliğinden sorumlu Cumhurbaşkanı ne dedi? ‘Daha bunlar iyi günlerin dedi. Şiddete bir hoşgörü var. İçten içe şiddeti olumlayan bir bakış var. Şiddete iklim sağlayan bir duruş var. Bir ülkede adalet anlayışı bittiyse, hukuk anlayışı bittiyse, Cumhurbaşkanı makamını siyasi rakiplerini bertaraf etmek için siyasi rakiplerini medya yolu ve diğer yollarla güçsüzleştirmek için kullanan bir Cumhurbaşkanı varsa o ülkedeki kurumların hareket alanı daralır. Buradan Sayın Erdoğan’a çağrı yapıyorum. Derhal siyasal şiddete karşı sağlam bir duruş ortaya koyun. ‘Eyy’ diyerek ona buna ayar vermeye çalışıyorsunuz. Bir ‘Eyy’ narası da mafyaya çeteye çekiverin ne olur.”
“İddialara göre; suç örgütlerinin liderleri, siyasetçiler, bürokratlar, iş insanları ve medya mensupları arasında akla hayale sığmayacak bir düzen kurulmuş.” diyen Babacan, “Devlet içi kliklerden söz ediliyor. Milyon euro’lar havada uçuşuyor.” ifadelerini kullandı.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in gündeme getirdiği iddiaların merkezindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya işaret eden Babacan, “Sayın Erdoğan, ülkenin iç güvenliğini sağlamakla görevlendirdiğiniz bu kişinin bir güvenlik sorunu olmasına ses çıkarmayacak mısınız?” dedi.
“İSMİ GEÇEN BAKANIN YÜKÜNÜ NASIL ÇEKİYOR ANLAMIYORUM”
Babacan, sözlerinin devamında, “Bugün, o gazetecinin yükünü, çalıştığı medya grubu taşıyamadı ve o gazeteci en sonunda istifa etmek zorunda kaldı. İddiaların tam ortasında ismi geçen o bakanın yükünü Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ nasıl çekiyor? Ben anlamıyorum.” diye konuştu.
CENGİZ-KOLİN YORUMU: İBRETLİK GÖRÜNTÜLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev’le yaptığı Cengiz-Kolin diyalogunu da yorumlayan Babacan, “İki gün önce Azerbaycan’da yayınlanan görüntülerde yine malum şirketlerden ikisinin ismi geçti. İbretlik görüntüler, ibretlik diyaloglar.” dedi.
ALİ BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ZOR SORULAR
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu soruları yöneltti: “Sayın Erdoğan;
Siz; içinde kliklerin, lobilerin olduğu bir devletin mi başkanısınız?
Bakanlar, yargı mensupları veya bürokratlar devlet içinde çete faaliyeti mi gerçekleştiriyor?
Sizi desteklemek için yapılan haberlerin finansmanı usulsüzlüklerle mi sağlanıyor?”