Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Akşener: Erdoğan, Rize’deki provokasyon çalışmasının azmettiricisi olduğunu itiraf etti

Akşener: Erdoğan, Rize'deki provokasyon çalışmasının azmettiricisi olduğunu itiraf etti


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili değerledirmede bulunurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

 

Sözlerinin başında imam Mustafa Demirkan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e atfen kullandığı ifadelere tepki gösteren Akşener, “Maalesef Türkiye cami açılışında bile milleti bölmeyi başaran bir zihniyetle yönetiliyor. Bu kirli zihniyet ne zaman sıkışsa milletimizi bölmeye çalışıyor. Toplumsal ayrışmadan gerilimden besleniyorlar” dedi.

 

Akşener, “Sırf Sayın Erdoğan’a yaranacaklar diye AK Parti Mahalle Temsilcisi kılıklı sözde din adamları, kutsal mabedimizde Cumhuriyetimizin kurucusuna lanet okuyor. Allah bunu yapanları da, yapılmasına göz yumanları da ıslah etsin” ifadesini kullandı.

 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı büyüme verilerine de değinen Akşener, “Mesela, yüzde 7 büyümeye rağmen, esnafımız, çiftçimiz neden hala perişan? Kem küm. Mesela, son bir yılda işsiz sayımız neden 2 buçuk milyon kişi artarak 10 milyona ulaşmış? Cevap yok” diye konuştu.

 

https://www.youtube.com/watch?v=hXb2nK9yIic

 

‘Sayın Erdoğan, iş yapıyor gibi görünmek için şekilden şekile girmekten vazgeç’

 

Akşener, konuşmasının devamında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan önlemlere değindi. Akşener, şunları kaydetti:

 

“Net bir aşı takvimi oluşturulmuş mu? Oluşturulmamış. Turizm ve konaklamalarla ilgili ne gibi kısıtlamalar var? Belli değil. Öğretmenlerin kadro beklentilerine bir cevap var mı? Yok. Ne var? Her zamanki gibi bolca hamaset, birkaç tane de yarım yamalak tedbir var. Bu kapanma kararının bilimsel bir temeli var mı? Bilim Kurulu ‘Saat 10’dan sonra sokağa çıkma yasağı getirilmesi virüsü engeller’ demiş midir? Yoksa Erdoğan’ın ‘Dostlar alışverişte görsün’ diyerek aldığı kararlar mıdır? Türkiye Cumhuriyeti göz kararı ile, Sayın Erdoğan’ın paşa gönlüne göre yönetilecek bir ülke değildir. Sayın Erdoğan, iş yapıyor gibi görünmek için şekilden şekile girmekten vazgeç. Ya işini yap ya da sandığı getir. Biz de memleketi hak ettiği gibi yönetelim.”

 

‘Zaten yakarsa bu dünyayı garipler yakar’

 

Akşener, Hatay’da soğan üreticileriyle görüştüğü ziyarete dair detayları da aktardı. Üreticinin soğanı döktüğünü belirten Akşener, “Bunu tüketici satın alamıyor, yetiştiren üretici satamıyor. Müslüm Baba’nın dediği gibi, ‘Yansın bu dünya.’ Böyle bir şey olabilir mi? Zaten yakarsa bu dünyayı garipler yakar. Aha bu soğan yakacak, bu soğan” diye konuştu.

 

‘Milletin gerçekleriyle daha çok yüzleşeceksin’

 

Akşener, Rize ziyaretinde yaşananlara ilişkin değerlendirmede de bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ziyaretle ilgili söylediklerini eleştiren Akşener, şöyle devam etti:

 

“Erdoğan geçen haftaki grup konuşmasında Rize’deki provokasyon çalışmasının azmettiricisi olduğunu itiraf etti. Daha başka planları da olacak ki ‘Bu daha iyi günleriniz’ diye ekledi. Sayın Erdoğan, lafa gelince Rizelisin ama Rizeli’yi düşünmüyorsun Rize’nin gelini hemşehrilerine sahip çıktı diye küplere biniyorsun. Sahip çıkmaya devam edeceğim. Köpürsen de, tehditler savursan da milletimizin yanında durmaya devam edeceğim. Sen daha dur, senin deyiminle ‘Bunlar daha iyi günlerin.’ Milletin gerçekleriyle daha çok yüzleşeceksin. Valla ben kayınvalidemi çok seviyorum, aynı evde de oturuyoruz senelerdir. Tembihi var; garibin yanından ayrılmayacaksın, Rizelinin de ardında duracaksın.”

 

‘Benim Sayın Süleyman Soylu ile ilgili herhangi bir alerjik tutumum söz konusu değildir’

 

Akşener, konuşmasının son bölümünde hakkında tutuklama kararı bulunan Sedat Peker’in videolarına değindi. Son haftalarda yaşananları ibretle takip ettiklerini söyleyen Akşener, meseleye devletin itibarı açısından baktıklarını ifade etti. “Bu devlet, hepimizin. Devlet insanlığından nasibini almamışların elinde zarar görmesine asla müsade etmeyiz. Ancak yaşanan çirkinlikleri göz ardı edemeyiz” diyen Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olarak şunları kaydetti:

 

“O ne yaptı, gitti kefalet koydu. Sayın Erdoğan, bu işler öyle bir kişinin çıkıp ortaya kefalet koymasıyla olmaz. Bu işler şeffaf ve adil şekilde yönetilen yargı süreçleriyle olur. Seni bir kez daha devlet ciddiyetiyle ve makamının sorumluluğuyla çalışmaya davet ediyorum. Bu önemli mevkilerde olanların dedikodu usulü iş yapması, başında bulundukları o bakanlıkların, Adalet Bakanlığı’nın hakimi savcısı, İçişleri Bakanlığı’nın kolluk kuvvetleri birbiriyle çalışmak zorundadır. Bu nasıl bir devlet yönetme anlayışıdır?

 

Bunu samimiyetimle söylüyorum. Bakın durum tahmininizden vahim, vahim, vahim. İçişleri Bakanı’nın kenara çekilmesinde fayda vardır. Delilleri toplayacak kolluk kuvvetlerinin rahatlaması için, adalet mekanizmasının gölgesiz işletilmesi için bu şarttır. Benim Sayın Süleyman Soylu ile ilgili herhangi bir alerjik tutumum söz konusu değildir. Kendisi benim babamın oğlu değildir. Devlet aile ilişkisi biçiminde yönetilmez. Görevini yaptığı zaman alkışlarız, yanlış yaptığı zaman eleştirimizi söyleriz.”

 

Burhan Şeşen: Gözünü yumma, müziğe sahip çık

 

Bu arada İYİ Parti’nin grup toplantısında müzisyenlerin sorunlarını anlatmak üzere kürsüye Burhan Şeşen davet edildi. Şeşen, “Tiyatrocu, sinemacılar destek paketlerinde yer aldılar ama bizler üvey evlat gibiydik. ‘Bize para verin’ demek, sızlanmak, bir şeyler talep eder pozisyonda olmak hiçbir müzisyenin tercihi değidir. Yaptıklarımızın sanat olduğu görmezden gelinerek, hak ettiğimiz saygınlık birkaç plaketle geçiştirildi” dedi. Şeşen, şöyle devam etti:

 

“Ey bu ülkeyi yönetenler, bir ayrılık sonrasında ya da aşk acısı çektiğinizde hiç mi bir şarkımız size teselli olmadı? Bir düğünde hiç mi halay başı olmadınız? İlkokulda, milli bayramlarda ‘Dağ başını duman almış’ marşını da mı okumadınız. Müzisyenler gerçekten özel insanlar, farklı insanlar. Ben hala bu yaşımda bir şarkıyla dünyayı güzelleştireceğimi düşünüyorum. Çok ütopik bir şey ama, biz de her şeyi barışla, uzlaşmayla çözmeye çalışıyoruz. Gençler yeni bir akım başlattılar, gözünü yumma, müziğe sahip çık. Gözünü yumma, sahneye sahip çık.”

Exit mobile version