ENSAR NUR | STRAZBURG TR724
Güçlü bir demokraside politikacıların yetkilerini özgürce kullanabilmelerinin esas olduğunu vurgulayan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye’ye siyasilerin ifade özgürlüğünün yüksek düzeyde korunması çağrısında bulundu.
AKPM yaz oturumu 21 Haziran itibarıyla Strasbourg’ta başladı. 24 Haziran’da son bulacak oturumda Türkiye yine tartışmaların merkezinde. Genel Kurul oturumunun ilk gününde Türkiye’yi yakından ilgilendiren “Siyasiler, görevlerini yerine getirirken yaptıkları açıklamalar nedeniyle kovuşturulmalı mı ?” başlıklı rapor ve taslak karar metni tartışıldı. Türkiye’de HDPli vekillerin, İspanya’da ise Katalan siyasetçilerin konuşmalarından dolayı yargılanmaları ve tutuklamalarının ele alındığı rapor Genel Kurul’da oylandı. 110 parlamenterin katıldığı oylamada rapor ve karar metni 28’e karşı 70 oy ile kabul edildi. 12 parlamenter çekimser oy kullandı.
AKPM Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu başkanlığını yürüten Boriss Cilevics’in hazırladığı ve siyasi tutukluların serbest bırakılmaları istenen rapor ve karar metninde, beyanlarından dolayı kovuşturulan HDP’li vekillerin listesine ve aldıkları cezalara yer verildi. Cilevics parlamentoda yaptığı konuşmada uzun mahkumiyet sürelerine dikkat çekti.
Genel Kurul’daki tartışmalarda, AKPM siyasi grup sözcülerinin tamamı Türkiye ve İspanya’nın aynı raporda ele alınmasını eleştirdi. İspanya’nın bir hukuk devleti olduğuna dikkat çekilirken, Avrupa Birleşik Sol Grubu sözcüsü Tiny KOX Türkiye’den her gün gittikçe “otoriterleşen” bir rejim olarak bahsetti.
Genel Kurul’da yapılan oylamalar sonucunda karar metninin Türkiye’yi ilgilendiren paragraflarına şu ifadeler eklendi: “Ulusal Azınlıkların Korunmasına dair Çerçeve Sözleşmeyi (ETS No. 157) imzalamak ve onaylamak ve izleme mekanizması ile işbirliği yapmak.”
“31 Mart 2019 yerel seçimlerinde en fazla oyu alan ancak belediye başkanlığı görevi reddedilen altı belediye başkanı adayını seçilmiş olarak tanımak ve Yüksek Seçim Kurulu kararı ile görevden alınan üç belediye başkanını görevlerine iade etmek.”
‘ŞİDDETE ÇAĞIRMAYAN ÖZERKLİK TALEBİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’
PKK terörünün kesin bir dille kınandığı raporda, Türkiye’de Terörle Mücadele Yasası’nda kullanılan kavramların belirsiz olduğu ve oldukça geniş yorumlandığına dikkat çekildi. Şiddeti savunan nefret söylemleri ile demokratik kurumların şiddetle devrilmesine yönelik çağrılar haricinde merkezi bir anayasanın federal anayasaya dönüştürülmesini veya bölgesel yönetimlere özerklik, hatta bağımsızlık taleplerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini talep etti.
AKP VE CHP’Lİ VEKİLDEN ŞERH
‘Siyasi tutuklu’ tanımına ilişkin Parlamenterler Meclisi’nin kararını hatırlatan Boriss Cilevics’in uyarısını dikkate alan AKPM, Türkiye’den AİHM ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararlarına uymasını, Selahattin Demirtaş’ı derhal serbest bırakılmasını istedi. Yargının ve özellikle Ceza Mahkemeleri’nin bağımsızlığının sağlanması, seçilmişlerin özellikle siyasi yetkilerini kullanırken yaptıkları açıklamalarına karşı dokunulmazlıklarının korunması için çağrı yapıldı.
Vekillerin Kürt halkından veya Kürt bölgesinden söz ettiklerinde ya da güvenlik güçlerinin bu bölgedeki eylemlerini eleştirdiklerinde, terörle bağlantılı suçlardan sistematik olarak kovuşturmaktan kaçınılması gerektiği vurgulandı. Paragraf 7.1’de geçen bu ifadeye, AKP milletvekili Ahmet Yıldız ve CHP milletvekili Ahmet Ünal Çeviköz böyle bir uygulama olmadığını söyleyerek karşı çıktı.