Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Soylu, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Çalışkan’ı neden görevden alamıyor?

Soylu, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Çalışkan’ı neden görevden alamıyor?


Kronos’tan Soner Koç’un haberine göre Soylu, kendisine yöneltilen birçok soruda, sorumluluğun şahsında değil yargıda, hakim ve savcılarda ve adalet bakanlığında olduğunu belirtti. Ekranda konuşan sanki içişleri bakanı değil, hiçbir şeyden haberi ve sorumluluğu olmayan sade bir vatandaştı.

SOYLU, PEKER’E POLİS KORUMASI VERİLMESİNDE EMNİYET MÜDÜRÜ MUSTAFA ÇALIŞKAN’I SUÇLADI

Sedat Peker’e 2015 yılında özel polis koruması verilmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Soylu; koruma verilmesinde sorumluluğun dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, yine o dönemki terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı Mustafa Çalışkan ve Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Nurettin Demir de olduğunu söyledi. 2017’de Peker hakkında koruma kararının yenilenmesiyle ilgili ise rüşvet nedeniyle ihraç olduğu iddia edilen emniyet müdürü Özgür Taşdemir’i suçladı.

Soylu’nun suçladığı isimler arasında Mustafa Çalışkan dikkatimi çekti. Zira Mustafa Çalışkan 15 Temmuz sürecinin İstanbul Emniyet Müdürü ve halen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor. Yani Soylu’nun Peker’e silah ruhsatı verilmesi konusunda suçladığı kişi, kendi emri altında bulunan bir emniyet müdürü.

MUSTAFA ÇALIŞKAN, SOYLU’NUN UYUŞTUCU KARTELLERİ İLE İLİŞKİSİNİ Mİ BİLİYOR?

Bu durumda benim aklıma şu sorular geliyor;

Soylu, Peker’e silah ruhsatı verilmesi konusunda hem halen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Mustafa Çalışkan’ı suçlayıp hem de neden hakkında hiçbir işlem yapmıyor veya görevden almıyor?

Yoksa İstanbul eski Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, Süleyman Soylu hakkında ortaya çıkmaması gereken bazı bilgiler mi biliyor?

Zira hatırlarsanız, İstanbul eski emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan döneminde Süleyman Soylu ve oğlunun bir uyuşturucu ihbarı nedeniyle telefonlarının dinlendiği basına yansımıştı. Hatta o dönem bu telefon dinlemelerini yapan polisler soruşturma geçirdi ve sürgün edildiler. Acaba Soylu’nun, Mustafa Çalışkan’ı görevden alamamasının sebebi bu telefon dinlemeleri esnasında Çalışkan’ın elde ettiği bilgiler olabilir mi?

Yazının biraz ilerisinde aynı konuya tekrar döneceğim.

SOYLU’DAN UYUŞTURUCU İTİRAFI

Soylu’nun dikkatimi çeken bir diğer açıklaması da şu oldu. Soylu, cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu diyerek pazarladığı Bataklık Operasyonunun kendisine gelen bir ihbar üzerine başladığını belirtti. Bu ifadesi bence uyuşturucu iddialarıyla ilgili bir itiraf niteliğindeydi.

Uyuşturucu soruşturmalarında ihbar genellikle uyuşturucu işinin içinde veya bu kişilerle çok yakın ilişki içerisinde olan kişilerden gelir. Ancak burada basit sokak satıcılarından bahsetmiyorum. Yüklü miktarda, tonlarca uyuşturucunun nerede olduğunu, ne zaman veya nereye sevk edileceğini, kimin sevk edeceğini o işin içerisinde bulunmayan birisinin bilmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle eğer cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonunun ihbarı doğrudan içişleri bakanına ve bir tanıdığı tarafından geliyorsa, bu durum içişleri bakanının görevini iyi yaptığının değil, uyuşturucu kartellerine ne derece yakın olduğunun bir göstergesidir.

Bu durumda Bataklık operasyonunun, Süleyman Soylu ile yakın ilişki içerisinde olan uyuşturucu tacirlerinin, rakip uyuşturucu kartelini ekarte etmeye yönelik bir girişimi olduğu geliyor insanın aklına. Zaten Peker de, Soylu’yu uyuşturucu operasyonlarını kendi rakiplerine yapmakla suçlamıştı.

Kısa süre önce yazdığım bir yazıda; Süleyman Soylu ve İnterpol tarafından uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle aranan Zaza Hikmet lakaplı Hikmet Sevcan arasındaki ilişkiyi anlatmıştım. Soylu’nın sık sık Zaza Hikmet’in İstanbul’da bulunan ofisine gittiğini ve bu ilişkinin İstanbul Emniyeti tarafından yapılan teknik takiplere yansıdığının iddia edildiğini yazmıştım.

Biraz önceki bahse dönecek olursak; acaba Süleyman Soylu’nun Peker konusunda hem Mustafa Çalışkan’ı suçlayıp, hem de görevden alamamasının sebebi; Soylu’nun Zaza Hikmet ile olan ilişkisinin teknik takibe yansımış olması olabilir mi? Acaba Süleyman Soylu, Mustafa Çalışkan’nın elinde Zaza Hikmet ile olan ilişkisine dair deliller bulunduğunu mu düşünüyor?

PEKER’İN EŞİ ÖRGÜTÜN MALİ SUÇ HAREKETLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORSA, NEDEN GÖZALTINA ALINMADI?

Soylu, Peker’in eşi Özge Peker’i suç örgütünün “bütün mali suç hareketlerini gerçekleştiren unsur” olarak tanımladı. Hatta Soylu, Özge Peker’in şirketi üzerinden para hareketleri olan iki emniyet personelini açığa aldığını söyledi.

Soylu’nun bu ifadesini doğru kabul edersek, Peker’in eşi örgütün bütün mali suç hareketlerini gerçekleştiriyorsa, onlarca özel harekat polisiyle evi basıldığında Özge Peker hakkında bir işlem yapıldı mı? Peker’in videolarından ise, eşinin ve çocuklarının artık yanında ya da “güvende” olduğunu anlıyoruz. Eğer bu durum gerçekse, Soylu’nun suç örgütünün mali işlerini yürütüyor dediği Özge Peker nasıl Türkiye dışına çıktı? Açıklanması gereken bir başka durum da bu olsa gerek.

Exit mobile version