Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sedat Peker’in açıkladığı Kutlu Adalı cinayetinin ayrıntısı: ‘Yazıları devam edince öldürüldü’

Sedat Peker’in açıkladığı Kutlu Adalı cinayetinin ayrıntısı: ‘Yazıları devam edince öldürüldü’


Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Kıbrıs’ta öldürülen gazeteci Kutlu Adalı’nın faillerini açıklamasının ayrıntıları ortaya çıkmaya devam ediyor.

Sedat Peker Mehmet Ağar ve Korkut Eken’i Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’nın cinayetiyle suçlamıştı. Twitter hesabı LobiRapor ise cinayetin ayrıntılarını paylaştı.

Adalı’nın 1996 yılında Kıbrıs’ta Ortodoks dünyası için büyük önem arz eden Aziz Barnabas Kilisesi’nde yaşanan silahlı baskın olayının arka planı ile ilgili yazılar yazdığı için öldürüldüğünü söyleyen hesap, “Baskından dokuz gün sonra, 23 Mart günü yayımladığı haberinde baskında KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığına bağlı araçların kullanıldığını açıklayarak dikkatleri üzerine çekti. Bu yazısı üzerine Sivil Savunma Teşkilatı başkanı, Yeni Düzen gazetesi’ni arayarak Kutlu’yu tehdit etti. Bu tehditler onun doğruları açığa çıkarma arzusunu engellemek yerine kamçıladı. Kutlu yazılarını bir adım öteye taşıyarak bir sonraki yazısında baskın gecesinde kullanılan arabaların marka ve renklerini yazdı. Bu yazısı olayın planlayıcılarını telaşlandırdı. Tehdit alıyorum açıklamasından üç ay sonra 6 Temmuz günü evinin önünde uğradığı bir suikast sonucu öldürüldü” ifadelerini kullandı.

İşte o paylaşımlar;

Kutlu Adalı KİMDİR ve Peker’in itirafının anlamı nedir?

1-Sedat Peker #sedatpeker7 son videosunda şok bir iddiada bulunarak dikkatleri 6 Temmuz 1996 yılında öldürülen Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayetinin faillerine çevirdi.

2-1935 yılında Lefkoşa Kıbrıs’ta doğdu. Antalya’da ilk, orta ve lise eğitimini tamamladı.

3-1954 yılında Kıbrıs’a geri döndü. 1961 – 1972 yılları arasında Rauf Denktaş’ın özel kalem müdürlüğünü yaptı.

4-1985’ten sonra Denktaş’a muhalefet ederek Kıbrıslılık kavramını öne çıkaran köşe yazıları yazmaya başladı

5-14 Mart 1996’yı 15 Mart’a bağlayan gece Aziz Barnabas Kilisesi’n deki üç nöbetçiyi saf dışı edip bir odaya kilitleyen maskeli ve silahlı kişilerin yaptığı soygun kaderini değiştirdi.

6-Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan, Ortodoks dünyası için büyük önem arz eden Aziz Barnabas Kilisesi’nde yaşanan silahlı baskın olayının arka planı ile ilgili yazılar yazmaya başladı.

7-Yazdığı yazılar dünyada gündem olmuştu.

8- Baskından dokuz gün sonra, 23 Mart günü yayımladığı haberinde baskında KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığına bağlı araçların kullanıldığını açıklayarak dikkatleri üzerine çekti.

9- Bu yazısı üzerine Sivil Savunma Teşkilatı başkanı, Yeni Düzen gazetesi’ni arayarak Kutlu’yu tehdit etti.

10- Bu tehditler onun doğruları açığa çıkarma arzusunu engellemek yerine kamçıladı.

11-Kutlu yazılarını bir adım öteye taşıyarak bir sonraki yazısında baskın gecesinde kullanılan arabaların marka ve renklerini yazdı.

12- Bu yazısı olayın planlayıcılarını telaşlandırdı.

13- 2 Nisan 1996 tarihinde Adalı tehdit edildiğini açıkladı, bu tarihten sonra da tehditler devam etti.

14-Tehdit alıyorum açıklamasından üç ay sonra 6 Temmuz günü evinin önünde uğradığı bir suikast sonucu öldürüldü.

15-Suikast ile ilgili olarak Kıbrıs basını ‘derin devlet’ konusu üzerinde durdu.

16-Kuzey Kıbrıs yönetimi makamlarının başlattığı soruşturma TR meydana gelen faili meçhul cinayet soruşturmalarında olduğu gibi sonuç vermedi ve cinayeti kimin işlediği tartışmalar arasında belirlenemedi.

17-Kutlu Adalı’nın eşi İlkay Adalı 6 yıl sonra Aktüel Dergisi’nin 24-30 eylül 2003 sayısına verdiği röportajda şunları söyledi:

18- “St. Barnabas Baskını’na katılanlardan birinin Türkiye’den gelen, 1974 harekâtı sırasında gömdüğü bazı değerli eşyaları almaya çalışan bir albay olduğunu biliyordum. Ismini sonra öğrendim.

19-St. Barnabas Olayı’ndan sonra hükümet, baskının askeri operasyon olduğuna ilişkin açıklama yaptı. Yani üstlendi. Halbuki eğitim bakanının bende raporu var. Bu olayla ilgili bir kısım üst rütbeli subay tutuklandı fakat ceza alan olmadı.”

20-Baskılar üzerine Başbakan Hakkı Atun olayın “askerî bir operasyon” olduğunu ifade ederek konuyu kapatmak istedi.

21-Bunun üzerine eşi İlkay Adalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine dava açtı. 31 Mart 2005’te mahkeme, cinayet hakkında yeterli ve inandırıcı araştırma yapılmadığı gerekçesi ile Türkiye’yi mahkûm etti.

22-Manevi tazminat olarak İlkay Adalı’ya üç ay içinde ödenmek üzere 20 bin avro, mahkeme masrafları için ise 75 bin avro, toplamda ise 95 bin avro Türkiye’ye para cezası kesildi.

23-#sedatpeker7 son videosunda işte bu cinayete dikkatleri çekerek şok iddialarda bulundu.
İşte Peker’in o sözleri : “1996’da Kutlu Adalı’nın cinayetine değineceğiz dedik; söz namus. Belki bunu anlattığımda biraz böyle şey olacaksınız…

24-Devletimizle hiçbir alakası yok. Biz o zaman Korkut Eken, Mehmet Ağar hep beraberiz. Korkut abinin odası, Mehmet Ağar’ın odasının yanında. Çok iyi dinleyin burayı, çok iyi

25-Genciz, vatanseveriz, işte şu PKK’ya yardım ediyor ama genelde bana iş adamlarını yönlendiriyorlar. Faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacağım ama bugün yetişmez.

26-Korkut Eken bana dedi ki “Kıbrıs’ta bir adam var.” “Evet abi” dedim, “Bu Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor” dedi. Dedi ki “Bana iki profesyonel…” “Ben kendi öz kardeşimi vereceğim sana” dedim. Atilla Peker’i dedim. Çok iyidir,

27-Korkut Eken, Atilla bu cinayetten ne kadar önce (Kıbrıs’a) gittiler. Allah o insanın kanını bize nasip etmedi.

28-Aradan zaman geçti, döndüler 3-4 gün sonra. Korkut abi ile konuştuk, dedi tekrardan gideceğiz. Sonra orada başka bir bunlara bağlı ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abi ile, “Halloldu” dedi.

29-Atilla Peker, kanser ameliyatı oldu, evde yatıyor. Namuslu adamdır. Benim biraderim korkmaz, doğruyu anlatır. Ben öldürsek öldürdük derdim, çünkü zaman aşımına girdi. Bir şeyden korktuğum için değil.

30- Peker’in iddiaları bunlar. Ve bir söylentiye göre de Susurluk’taki kazada Mersedes’in bagajından çıkan silahlardan Uzi olanının Kutlu Adalı cinayetinde de kullanıldığı iddia edilmişti.

31-Kutlu Adalı cinayetinden hemen sonra resmi devlet görevlileri emarelerin Ankara’ya gönderildiğini ve balistik raporların Ankara’dan geleceğini söylemişti.

32-O balistik raporları aradan 25 yıl geçmesine rağmen ne gören oldu ne de duyan.

33-Peker’in iddialarını daha sonra gündeme gelen bazı gelişmeler ve basına yansıyan haberler doğruluyor gibi…

34-Ama tabi ki olayın arka planını araştırmak ve bu olayı aydınlatmak savcıların işi…

35-Peker’in ADALI cinayeti ile ilgili ŞOK iddiaları üzerine kardeşi Atilla Peker ve yanındaki Yunus Olcay, Fethiye ilçesindeki villada gözaltına alındı. Bakalım videoda geçen diğer isimlerde göz altına alınacak mı?

Exit mobile version