Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sedat Peker’den 7. video:  “Artık parça parça değil avuç içi avuç içi koparacağız”

Sedat Peker'den 7. video:  "Artık parça parça değil avuç içi avuç içi koparacağız"


Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, “Hayata korkusuzca bakanlar ölümden korkmaz” diyerek 7’nci videosunu yayınladı.

Son videosunu bugüne kadarkilerden farklı bir mekandan yayınlayan Peker ‘yoklama’sını yaptıktan sonra, “Bugün çok çok çok ama çok ciddi konular bölümüne giriş yapmaya başlayacağız” dedi.

 

Videodan satır başları şöyle:

 

Süleyman (Soylu), sana devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın.

Devlet bir ruhtur, kutsal olan da devletin ruhudur. Peki devletin ruhu nedir? Binlerce senedir yaşanılan ihanetlerin, savaşların, entrikaların, acıların, hüzünlerin, mutlulukların, başarıların, başarısızlıkların ve tüm bunların toplamından oluşan tecrübenin damıtılarak bugüne kadar gelmiş bilgi birikiminin adı devletin ruhudur, devletin aklıdır. Devletin bir namusu bir de aklı vardır.

 

 

“Durmadan yalan, durmadan yalan, durmadan yalan. Şimdi televizyona çıkmışsın. Rezil rüsva edeceğim seni. Üzülüyorum, utanıyorum, mahcup oluyorum. Devletin bakanına inanan en fazla yüzde 9 çıkıyor. Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor. Zaternorada oturuşun, vücut dili okuyanların hepsinin psikolojisi, suçüstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde. Gördüm resmini. Gazetecilere de bir atar yapmışsın ya girerken içeri… Sülü! 

 

Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacağım, herkese. Daha çok konuşacağız. Artık parça parça değil avuç içi avuç içi koparacağız. Yeni uyuşturucu rotası nedir ben size delilleriyle anlatacağım. 

 

Vallahi ben inanıyorum; Tayyip abi bunları görecek. Ama bunu da anlamıyorum, yahu bir içişleri bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adam televizyonun karşısında “Karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan” diyor. Ulan biraz namus.… Devletin bakanı olacaksın… Şimdi rezil olacan bak… Yanlış adam yanlış zaman Bir yalan söylerken bilmiyor musun yalanın ömrü kısadır. Milletin aklıyla dalga geçiyorsun… Bak millet seni nasıl gömdü… Çapın yok… Rezil ettin kendini… İnsanların sana bir parça sevgisi varsa o laftan sonra o da kalmadı.

 


Devletin içişleri makamında bir deli oturuyor. Vallahi diyorum. Bu adam hasta, manyak…

 

Elime düştün Sülü, seni öyle küçük edecem ki yemin ediyorum kibrit kutusuna sığacaksın… Cezaevi kesin ilerleyen zamanlarda ama… Kibrit kutusuna sığacaksın… Bugün ne anlatacak diyeceksin.

 

Sana sözüm olsun, bugüne kadar üzdüğün, benim çocuklarım ve eşim dahil, bütün çocuklar ve onların anneleri için devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yine yüzleşeceğiz. Bu dünya böyle sürmez. Senin boynuna köpek tasması takıp seni sokaklarda gezdireceğim. Köpek tasmasıyla gezeceksin. Eyyyy kolpacı… Alıp gelsene düşkün Abdulkadir’i (Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’yi kastediyor).”

Exit mobile version