Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İmza için emniyete çağrılan Taylan Kulaçoğlu yine tutuklandı


8 yıl önce Fransa’dan Türkiye’ye gelen ve yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle bir daha dönemeyen sosyalist muhalif Taylan Kulaçoğlu sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle yine tutuklandı.

Dün Emniyet’e ‘sadece bir imza alınacak’ diye çağrılıp gözaltına alınan Taylan Kulaçoğlu sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklandı. Kulaçoğlu’nun Avukatı Tamer Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Müvekkilimiz Taylan Kulaoğlu “sadece bir imzası alınacak” denilerek çağrıldığı emniyette sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek ifadesi alındıktan sonra gözaltına alındı” dedi.

Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan Kulaçoğlu hakkında yeni bir dosyanın oluşturulduğunu ve kararın baştan verilmiş gibi olduğunu açıklayan Doğan, ‘‘Sabahtan beri delil topluyoruz diye diye nurtopu gibi yepyeni bir dosya oluşturdular. 8-10 sayfalık dosya bekleyişin ardından oldu koca klasör. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Karar baştan verilmiş gibi.’’ İfadelerini kullandı.

Taylan Kulaçoğlu son olarak 17 Mayıs 2020’de gözaltına alınmış evinde bulunan Afrika bayrağının renklerini taşıyan şal nedeniyle PKK üyeliği iddiasıyla tutuklanmıştı. Kulaçoğlu 7 ay tutukluluğunun ardından serbest bırakılmıştı.

8 yıl önce Fransa’dan Türkiye’ye gelmeden önce hakkında yurt dışı yasağı konulan Taylan Kulaçoğlu, DHKP-C, TİKKO, MLKP, MKP, RedHack, Kızıl Dayanışma, Kızıl Kadın Dayanışması ve Kızıl Öğrenci Dayanışması’na üye olmak iddiasıyla “terör suçundan” yargılanıyor. Davanın tek tanığı bir itirafçı olmasına rağmen 8 yıldır henüz bir iddianame yazılmadı.

Kulaçoğlu başına gelenleri Cumhuriyet gazetesine şöyle anlatmıştı:

‘‘2013’te Fransa’dan Türkiye’ye gelmek üzere biletimi aldım. Ülkeye daha girmeden yurt dışına çıkış yasağı konulmuş. 22 Kasım’da gece yarısı yüzlerce polisin katıldığı bir operasyonla gözaltına alındık. Toplamda 14 kişiyi, Barış Atay’ı RedHack sözcüsü, beni de yöneticisi olarak gözaltına aldılar.  4 gün sonra hepimiz serbest bırakıldık. Ancak ertesi gün savcılığın yaptığı itiraz ile beni tutukladılar. 10 gün sonra tahliye edildim. O günden bugüne ortada yalnızca süren bir soruşturma var. Bir iddianame dahi düzenlenmedi. Son olarak soruşturmayı Organize Kaçakçılık Şubesi’ne vererek, “çete” dosyasına evirdiler.

RESTORAN DA ELLERİNDEN GİTTİ

2013’ten bugüne yurt dışı yasağım kaldırılmadı. Erkek kardeşim o süreçte kanser hastasıydı. 13 yıldır Fransa’da idim, orada bir işim vardı ve bir daha geri dönemedim.

Bunun üzerine kardeşimle Beyoğlu’nda restoran işletmeye başladım. Ancak ne hikmetse restoranımızın bulunduğu bina, Erdoğan’a yakın olan bir isme satıldı. Binayı aldıktan sonra kentsel dönüşüme soktular ve 2020’ye kadar sözleşmemiz olmasına rağmen 60 gün içerisinde tahliye etmemizi istediler. Bina için depreme dayanıksız raporu aldılar. Biz İTÜ’den binanın 9.5 şiddetinde depreme bile dayanıklı olduğuna ilişkin ayrı bir rapor aldık. Direnmemize rağmen bizi kapı dışarı ettiler. Hapisle uslandıramadılar, parasızlık ve yoklukla uslandırmaya çalıştılar.

ÇIPLAK ARAMA, İTİRAFÇILIK

2016 yılında ise Berat Albayrak’ın elektronik postalarının ele geçirilmesiyle birlikte yine gözaltına alındım. 15 Temmuz sonrası süreciydi ve çok kötüydü. O dönemde işkenceye uğrayanlardan oldum. Çıplak aramaya direnince dövdüler, saçımı kesmekle tehdit ettiler, Filistin kelepçesi denilen yöntemle kelepçelendim. 13 gün boyunca benden e- postaları istediler. E-postalar henüz yayınlanmamıştı. ‘Bunları bize verirsen hemen bugün senin çıkışını veririz’ diyerek itirafçılıktan yararlanmamı teklif ettiler. OHAL süreci olduğu için gözaltı süresi 30 gündü.

SİLAHLI SALDIRIYA UĞRADI

Aynı yıl benim, avukatımın arkadaşlarımın bütün sosyal medya hesapları çalındı. Hesaplarımızı çalan grup ‘Berat Albayrak’ın intikamını aldık’ diye haberler yaptırdı. 10 gün sonrasında da sokakta silahlı saldırıya uğradım. Üzerimde para olmasına rağmen telefonlarımı alıp gitmişler.

‘PROFİLE UYMA’ SUÇU

Benim RedHack yöneticisi “Manyak” kod adlı kişi olduğumu iddia ettiler. Gerekçe de profilin uymasıymış. Profil ise şöyle uyuyormuş; Ben 2013 yılında Fransa’dan geldiğimde bu bahsettikleri yöneticinin Fransa ile bağlantısı varmış. Sanırım Ekşi Sözlük’te böyle bir şey yazılmış. Soruşturmayı yürüten polis ise savcılık sorgusunda benim RedHack’le ilişkimi şöyle açıkladı: “Manyak” ile benim dedem aynı zamanda ölmüş. O da Fransa’da yaşıyormuş ben de. Fransa’da yaşayıp dedesi ölenleri 6 bin kişi olarak tespit etmişler, daha sonra bunu 600’e düşürmüşler. Bu 600 kişi içerinde de en iyi bilgisayar kullanan benmişim. Bu polis fezlekesi.

Benim RedHack’le hiçbir zaman ilgim olmadı. Açık ve net olarak mahkemelerde de her zaman da söyledim; muhalif bir kimliğim var ve sosyalistim. Bu kadar.

‘‘EVDEKİ AFRİKA BAYRAĞININ RENKLERİNİ TAŞIYAN ŞAL NEDENİYLE PKK ÜYELİĞİ İDDİASIYLA TUTUKLANDIM’’

Son olarak kurucusu olduğum İsimsizler Hareketi nedeniyle gözaltına alındım. İsimsizler’i kurma amacım ise; sosyal medyada trollerin etki alanını kısıtlamak. Onlar binlerce kişilik gruplar kurmuşlar ve insanların tutuklanması için hedef gösteriyorlar. Benim tutuklanmama neden olanlar da onlar. Biz de meşru müdafaa hakkımızı kullanmak istedik. Yasalara uygun bir grup.

Son olarak Sevda Noyan’ı hedef gösterme suçlamasıyla Ayvalık’ta Emniyet’e götürüldüm. Konu Noyan iken bir anda örgüt propagandasına döndü ancak hangi örgüt olduğu söylenmedi. O an bulacaklar ya örgütü.

Bu soruşturmadan serbest bırakılmamın ardından aynı mahkeme tarafından tekrar gözaltına alındım.

Bu kez, evdeki Afrika bayrağının renklerini taşıyan şal nedeniyle PKK üyeliği iddiasıyla tutuklandım.’’

Exit mobile version