Gazeteci Fehim Taştekin, Suriye’den gelen cihatçı yapılara dikkat çekerek, “Suriye devletinin kontrolündeyken Türkiye içerisinde eğitim kampları kurulmuştu. Cihatçılar, Türkiye içerisinde birtakım işlerde kullanılacaklar” dedi.
Taştekin, Sedat Peker’in sosyal medya paylaşımlarında Suriye’deki cihatçılara malzeme ve finansman sağladığına dair sözlerine ilişkin olarak ise, “Peker’e Suriye sahasında başka bir rol verilmiş olup olmadığını” sordu.
ARTI TV’de ekrana gelen Gündem Özel programına konuk olan Taştekin, “Sedat Peker’in milliyetçi ve ülkücü diyebileceğimiz çevrelerle ilişkisi yeni değil. Haliyle Sedat Peker ve benzerlerinin Suriye sahnesinde çeşitli faaliyetlerde kullanılmış olma ihtimali son derece yüksek” ifadesini kullandı ve ekledi:
“Henüz ortaya saçılmış isimler yok tabii. Suriye’de bir anlamda savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, terörü destek gibi çok sayıda dosyanın biriktiği ve bunun da Türkiye açısından ciddi bir problem teşkil ettiğini biliyoruz. Bunun birincil muhatabı elbette ki Türkiye’yi yönetenler. Sedat Peker, bunların bir kısmını biliyor ve Suriye mevzusuna kendi tecrübesinden atıf yaparken buraya bir gönderme yaptı. O dosyaya girdiği zaman başta Erdoğan olmak üzere devletin pek çok kritik noktadaki isimlerini, MİT Başkanı, Genelkurmay Başkanı dahil, sıkıntıya sokacak ifşaatlarda bulunabilir.”
Türkiye’nin de içinde olduğu uyuşturucu trafiği hakkında konuşan Taştekin, “Bu konuda kişisel kanaatimi söyleyim, Lazkiye hattı kokain hattı gibi gelmiyor bana. Captagon hattı diyebiliriz ama daha çok çıkış noktası. Son ifşaatlardan sonra Soylu zor duruma düşünce biraz da panikle birkaç yerde uyuşturucu operasyonu yapıldı. Mesela Suriye’den karayoluyla Hatay’a giren ve sonra Mersin Limanı’na yüklenen ve Körfez’e gidecek olan bir gemiye operasyon yaptılar. Türkiye’nin uyuşturucuyla mücadele ettiğine dair bir imaj oluşturmak istediler. Kokain rotasının önemini 2017’den sonra emniyetin raporlarında da görüyoruz. Özellikle 2019 ve 2020 yılına baktım. Orada da Türkiye’nin kokain rotası haline geldiği tespiti yapılıyor. Avrupa ve Asya güzergahları için Türkiye’nin kullanıldığını Emniyet’in raporu bizzat vurguluyor. Bu bir iddia değil, emniyetin de kabul ettiği bir gerçeklik.” dedi ve şöyle devam etti:
“Fakat üzerinde durmamız gereken şey şu: Venezuela bağlantısı çok önemli. ABD’nin çok öenmli baskıları var. Şu anda konrtol edemediğin yerlerden biri Venezuela, oradan bu taraf geliyor. Bizim de bakmamız gereken şu: hükümetin, AKP yönetiminin Venezuel’yla sıra dışı bir ilişkisi var. Devletin derin tarafında uyuşturucu hep olmuştur ve uyuşturucu bir finansman kaynağıdır. Mehmet Ağar’ların marina işiyle uğraşması bize başka şeyler çağrıştırıyor. Peker bunu da söyledi, bu lüks yatlarla bu iş yapılıyor. Burada ağlar kurulmuş, kanallar oluşmuş, satın alınacak hakimler ve savcılar hazırlanmış.”
Suriye konusunda tecrübeli bir isim olan Taştekin, “Suriye krizinde henüz hükümet pek çok yerde kontrolü sağlarken, henüz kapılar Suriye devletinin kontrolündeyken Türkiye içerisinde eğitim kampları kurulmuştu. Cihatçılar, Türkiye içerisinde birtakım işlerde kullanılacak” görüşünü dile getirdi.
“Cihatçıları değerli bir silah gibi tutmaya devam ediyorlar. Eskiden sayıları azdı ve şimdi binlerce” diyen Taştekin, “Suriye’de eğer gelişmeler devletin lehine olur ve bölgeler kontrol altına alınırsa şu anda Suriye’de olan yapıların yüzde 90’ı Türkiye’ye geçecektir, başka yere gidemezler. Şu anda bunların sahibi olduğunu düşünen insanlar bile bunları kontrol edemeyecekler. Çünkü 10 yıldır silah kullanıyorlar, suç işliyorlar ve bu suçların getirdiği ekonomik çarkların içinde yer alıyorlar” diyerek şunları kaydetti:
“Suruç katliamı, Diyarbakır katliamı, Ankara Gar katliamı; bütün bunlar Türk güvenlik şemsiyesinin bilgisi dahilinde olan, takibi dahilinde olan kişilerce işlendi ve Erdoğan’în ihtiyaç duyduğu o korklu iklimini yaratmada son derece başarılı oldular. Sedat Peker, beklemiyordum doğrusu, bunu çok erken söyledi, akademisyenleri tehdit etmesinin arkasında hükümetin olduğunu söyledi. 2012-13’lere kadar güvenlik raporlarına erişirdik ve Suriye’den kim, kaç kişi geldi bu bilgilere erişirdik. Artık bu raporlar gelmez oldu.”