CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hazırladığı ‘Nisan Ayı Hak İhlalleri Raporu’nu yayınladı.
Yayınlanan rapora göre, Nisan ayında 233 işkence ve kötü muamele iddiası, 16 kadın cinayeti, 249 iş cinayeti, 135 düşünce ve ifade özgürlüğü ihlali, 308 basın açıklaması ve etkinlik yasağı gerçekleşti.
Raporla birlikte bir video yayınlayan Tanrıkulu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Nisan ayı içerisinde yayınladığı ve polis müdahalesi sırasında görüntü almayı engelleyen genelgenin hak ihlâllerinin kayıt altına alınmamasına yönelik bir karar olduğunu söyledi. AKP’nin ‘işkencede sıfır tolerans’ ile iktidara geldiğini hatırlatan Tanrıkulu, “Ama şimdi işkenceye ve işkenceciye sonsuz toleransla iktidarına devam etmek istiyor. Biz bunları deşifre etmeye ve duyurmaya devam edeceğiz” dedi.
Tanrıkulu’nun yayınladığı raporun ayrıntıları şöyle:
Cumhurbaşkanı 26 Nisan Günü yaptığı açıklama ile 29 Nisan saat 19.00’dan 17 Mayıs günü saat 05.00’e kadar “istisna olarak belirtilen haller dışında” Türkiye genelinde kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını duyurdu.
Emniyet Genel Müdürlüğü Genelgesi: Emniyet Genel Müdürlüğü, 27 Nisan günü yayınladığı “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” başlıklı genelge ile toplumsal olaylarda polislerin ses ve görüntü kayıtlarının alınmasının engellenmesi talimatı verdi. “Özel hayatın gizliliği” gerekçesi ileri sürülen genelgede “Personelimizin görevini ifa ederken bu tür ses ve görüntü alınmasına tevessül edecek davranışlara fırsat vermemeleri, eylemin veya durumun niteliğine göre kayıt yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartlar oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği hususlarında tüm personelimizin bilgilendirilmesini önemle rica ederim” denildi.
Kamuoyunda tepki uyandıran genelge hakkında açıklama yapan hukukçular, “özel hayatın gizliliği” iddiasının geçerli olmadığını, asıl amacın özellikle toplumsal olaylarda yoğun fiziksel şiddet uygulayan polislerin kimliğinin gizlenmesi olduğunu vurguladılar…
Avukatlara Baskılar: ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve Avukat Barkın Timtik hakkında açılan davaya 7 Nisan günü devam edildi. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada, avukatların tahliye talebi reddedildi.
Duruşmada, Yargıtay kararı hakkındaki görüşü sorulan Kozağaçlı, “Tutuklu bir sanık olarak bugün bana ‘Yargıtay ilamı ve diğer kararlar hakkında ne düşünüyorsunuz?’ diye soruyorsunuz. Bu sürecin tamamı yanlış… İçlerinde sadece bir tane doğru karar var, o da sizin mahkemeniz tarafından verilen karar. Dedi ki sayın mahkemeniz, ‘Bu iki dosya aynı, bu dosyaları birleştirelim’. İşte isabetli karar budur ve eğer bu dosyalar birleşseydi bugün Ebru Timtik yaşıyor olurdu, biz senelerdir tutuklu olmazdık, Aytaç Ünsal sakat kalmazdı ve arkadaşlarımız hükümlü duruma düşmezdi. Bunlar yapılmadı ve biz böyle ağır bir adaletsizliğe maruz kaldık. Yani boğazımıza kadar usul rezilliğine battık” dedi.
Duruşma Savcısının “kaçma-saklanma şüphesi” gerekçesi ile tutukluluğun devamını talep etmesi üzerine görüşü alınan Selçuk Kozağaçlı, davanın hiçbir aşamasında tahliye talep etmediğini söyledi. Selçuk Kozağaçlı, “Sizin heyetinizden de tahliye talep etmiyorum. Çünkü hukuki bir yargılama yapıldığını düşünmüyorum. Ayrıca benim hakkımda tahliye kararı veren 6 yargıcın 6’sı sürgün edildi. Dolayısıyla ben size ne diyeyim, çoluğunuz çocuğunuz var. Ben size ne diyeyim!” dedi.
12 Eylül 2017 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yakalama kararı üzerine, ÇHD üyesi avukatlar gözaltına alındı ve 9 gün süren gözaltının ardından tutuklandı. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaları tutuklandıktan bir yıl sonra yapılan avukatlar hakkında oybirliğiyle tahliye kararı verildi. Gece saatlerinde Savcı, tahliye kararına itiraz etti. Aradan 24 saat geçmemişken aynı mahkeme heyeti itirazı kabul ederek avukatların yeniden tutuklanmasına karar verdi. Ardından mahkeme heyeti değişti.
Avukatların reddi Hakim talebini reddeden mahkeme heyeti, sanık avukatları tarafından yapılan itirazı da görmezden geldi. Dosyayı üst mahkemeye göndermesi gerekirken bunu yapmadı. Mahkeme kararını (20 Mart 2019) tutuklu avukatlar ve vekilleri salonda yokken açıkladı. Karar duruşmasında avukatlara dava açılmasında kilit rol oynayan ve gizli tanık İ.Ö’nün 141 ayrı davanın gizli tanığı olduğu ortaya çıktı. İ.Ö.’nün “Ben çok mahkemede tanığım, bu hangi mahkeme bilmiyorum” dediği tutanaklara geçti.
Mahkemenin ÇHD üyesi 18 avukata verdiği cezalar:
Barkın Timtik (18 yıl 9 ay); Özgür Yılmaz (13,5 yıl); Ebru Timtik (13,5 yıl); Behiç Aşçı, Şükriye Erden (12 yıl); Selçuk Kozağaçlı (11 yıl 3 ay); Aytaç Ünsal, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten (10,5 yıl); Aycan Çiçek, Naciye Demir (9 yıl), Ezgi Çakır (8 yıl); Ayşegül Çağatay, Yağmur Ereren, Didem Baydar Ünsal, Yaprak Türkmen (3 yıl 9 ay); Ahmet Mandacı, Zehra Özdemir (3 yıl 1 ay 15 gün)…
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 2019 Ekim ayında cezaları onaylayarak dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Bu arada Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik hakkında 18. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava da sürüyordu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 37. Ağır Ceza Mahkemesinin Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik hakkındaki kararını İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde süren davayı gerekçe göstererek bozdu. Yargıtay’ın bozma kararında, Avukat Ezgi Çakır’a ceza verilmesi gerektiği ileri sürüldü. Ölüm orucunda hayatını kaybeden Ebru Timtik hakkındaki dava ise düştü. Yargıtay, diğer 14 avukatın cezasını ise onadı.
Tutuklu Avukatlar Kimseyi İlgilendirmezmiş!
İstanbul Barosu avukatlarından Büşra Uygun’un Adalet Bakanlığına sorduğu “Kaç avukat tutuklu veya hükümlü olarak cezaevindedir? Kaçı mesleki faaliyetleri nedeniyle tutukludur veya hükümlüdür” sorusuna, “Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır hükmü gereğince söz konusu başvuruya ilişki talep yerine getirilememiştir.” yanıtı verilmiştir.
Adalet Bakanlığı, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı soru önergesi akabinde 2019 yılında tutuklu ve hükümlü avukatların sayısını açıklamıştı. Adalet Bakanlığı, 2016 yılında 354, 2017 yılında 487, 2018 yılında 169, 2019’un ilk dört ayında ise 143 avukatın cezaevinde olduğunu ifade etmişti.
31 Mart günü Tunceli’de gözaltına alınan Avukat Zafer Çellik, 1 Nisan günü tutuklandı.
31 Mart günü Kocaeli’nde gözaltına alınan Avukat Berrak Çağlar ve Ali Sinan Çağlar, 1 Nisan günü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
21 Nisan günü Adana’da gözaltına alınan Avukat Özgür Yakut, 23 Nisan günü tutuklandı.
Bülent Şık: Yardımcı Doç. Dr. Bülent Şık’ın “Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi!” başlıklı yazı dizisi nedeniyle açılan dava, 29 Nisan günü sonuçlandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Bülent Şık hakkında beraat kararı verdi.
Gezi Davası: Gezi Parkı eylemleri nedeniyle Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkında açılan davada, yeniden dosyaların birleştirilmesi kararı verildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde 18 Şubat 2020 tarihinde sonuçlanan davada, Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden beraat etmişti. Yurtdışında yaşayan Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dosyası ise ayrılmıştı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 22 Ocak günü beraat kararını bozmuştu. Davada, ilk aşamada beraat eden ve dosyaları ayrılan sanıklar yeniden birlikte yargılanacak.
Emekli Amiraller Bildirisi: Nisan Ayı başında 104 Emekli Amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesine ilişkin ortak bir bildiri yayınlaması akabinde 104 subaydan 10’u gözaltına alınmış, 4’ü ifadeye çağrılmış, evlerinde de arama yapılmıştır. Emekli subayların koruma ve lojman hakları iptal edilirken, 14 emekli subay, 13 Nisan günü adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış ve daha sonra 7 emekli subay da Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından ifadeye çağrılmıştır.
Bu arada İçişleri Bakanlığı, açıklamaya destek veren Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) hakkında 8 Nisan günü Mülkiye Müfettişlerini görevlendirmiş, 20 Nisan günü de yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyeleri görevden uzaklaştırılmıştır.
Rahip Sefer Bileçen: Mor Yakup Manastırı Rahibi Sefer Bileçen hakkında Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava, 7 Nisan günü sonuçlandı. Mahkeme, Sefer Bileçen’i 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum etti. 9 Ocak 2020 tarihinde gözaltına alınıp 10 Ocak 2020 tarihinde tutuklanan Rahip Sefer Bileçen, avukatının itirazı üzerine 14 Ocak 2020 tarihinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Gözaltına Alınan Hekim: 12 Nisan Günü Osmaniye Devlet Hastanesinde muayene sırası almadan Ortopedi Uzmanı Dr. Kemal Gökhan Günel’in odasına giren Cumhuriyet Savcısı M.B., reddedilmesi üzerine Günel’i tehdit etmiş, Dr. Kemal Gökhan Günel daha sonra Savcının talimatı üzerine “hakaret” iddiasıyla savcılıkta ifade vermiştir. Savcı M.B. hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından inceleme başlattığı öğrenildi.