Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Biden’ın İsrail’e silah satışına onay vermesi kendi partisi içinde tartışmalara yol açtı


Amerika Birleşik Devletleri’nde Başkan Joe Biden yönetiminin İsrail’e 735 milyon dolar değerinde silah satışı kendi partisi içinde de görüş ayrılıklarına neden oldu. Biden, silah satışıyla ilgili 5 Mayıs’ta Kongre’ye bildirimde bulunmuştu. Söz konusu gelişme İsrail ile Gazze merkezli silahlı grupların çatışmalarının başlamasından 5 gün önce yapıldı. Biden yönetimi onaylamış olsa da Kongre’nin kararı değerlendirip kararını vermesi için 15 gün süresi bulunuyor.

İsrail’in 10 Mayıs’ta başlattığı hava, kara ve denizden gerçekleştirdiği saldırılarda Gazze’de şu ana kadar 61’i çocuk, 36’sı kadın 212 Filistinli öldürüldü. 1400’ün üzerinde yaralı bulunuyor. İsrail’de ise Hamas’ın roket atışları sonucu en az 10 kişi hayatını kaybetti.

Kongre’de konuyla ilgili sert tartışmalar yaşanıyor. Özellikle Biden yönetiminin İsrail’e karşı ‘hoşgörülü’ bir tutum sergilemesi ve ‘İsrail’in kendini savunma hakkı var’ yönündeki açıklamaları sol görüşlü Demokratlar arasında rahatsızlıklara neden oluyor.

İsrail, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD dış yardımının en büyük alıcısı oldu ve bu satış, genel ABD askeri desteğinin küçük bir parçası.

ABD, 2016’da iki ülke arasında imzalanan anlaşma kapsamında, 2019’dan 2028’e kadar İsrail’e 38 milyar dolarlık askeri yardım sağlama sözü verdi.

Biden yönetiminin kabul ettiği anlaşmanın nihai şeklini alması ve güdümlü füzeler dahil hassas silahların satışı için Kongre’nin onay vermesi gerekiyor.

CNN’in Kongre kaynaklarına dayandırdığı ve Washington Post’un ilk defa duyurduğu satışla ilgili haberde, silah satışının Kongre tarafından engellenmesinin pek de mümkün görünmediği yer aldı.

Zira bu satış da İsrail’e yapılan diğer tüm silah satışlarında olduğu gibi hızlandırılmış bir Kongre inceleme sürecinden geçiyor. Yani Kongre’ye olağan 30 günlük gözden geçirme süresi yerine söz konusu kararı durdurmak adına harekete geçmesi için sadece 15 günlük bir zaman aralığı tanınıyor.

Adı açıklanmayan bir kaynağa göre, gözden geçirme sürecinin bitimine sadece üç gün kaldı ve yargı komitelerinin tasarıyı bloke etmek için harekete geçme zorunluluğu bulunuyor. Ancak aynı kaynağa göre şimdiye kadar gerçekleşmedi ve kalan süre içerisinde gerçekleşme şansı da neredeyse imkansız.

Pentagon’a göre, İsrail’in dışında NATO üyesi ülkelerle Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya yönelik silah satışları için de hızlandırılmış inceleme süreci uygulanıyor.

Satışa aşina iki kaynak, İsrail’in geçmişte de ABD’den hassas güdümlü silahlar satın aldığını ve bunların Gazze’deki mevcut askeri harekatta kullanıldığına inanıldığını belirtti. Kaynaklar, söz konusu satışın İsrail’e verilen rutin desteğin bir parçası olduğunu ve bölgede son zamanlarda tırmanan gerilim nedeni ile gerçekleşmediğini dile getirdi.

Amerikan medyası, Senatör Bernie Sanders, Vekil Alexandria Ocasio-Cortez ve Demokrat Partili Vekil İlhan Omar’ın dışında Biden yönetimine, İsrail’e sağlanan destek nedeniyle itiraz edenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını aktarıyor.

İlhan Omar, Biden yönetiminin İsrail’e silah satışı sağlamasını Gazze’de sivillerin hayatını kaybettiği savaşın devamına ‘yeşil ışık’ olarak tanımlarken askeri yardımın şartlandırılmasının ciddi şekilde konuşulması gerektiğini dile getirdi. Sanders ise Biden yönetimini, “ABD yardımlarını insan hakları ihlallerini desteklemek için kullanmak yasa dışıdır.” sözleriyle eleştirdi.

İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları devam ederken özellikle progresif kanatta yer alan Demokrat Kongre üyeleri, Biden yönetiminin İsrail politikalarına tepkilerini dile getiriyor.

Washington Post: Biden’ın duruşuna rağmen ABD’nin İsrail tartışmasının yönü değişiyor

Bu arada Washington Post’ta yayımlanan bir analizde, Biden yönetiminin İsrail’e “koşulsuz desteğini” sürdürmesine rağmen, Washington siyasetinde Filistin’e destek veren seslerin çoğaldığına dikkat çekildi.

Başkan Joe Biden’ın son dönemde Filistin ve İsrail’de yaşanan gerilimi ele alma şeklinin tüm taraflardan tepki çektiği vurgulanan analizde, Biden yönetiminin dış politikasının böyle bir gerginliğe hazır olmadığı belirtildi.

Demokrat Parti içindeki “çatlağın” büyüdüğünün altı çizilen analizde, ABD’nin önde gelen Müslüman-Amerikan kuruluşlarının da Biden’ın dün düzenlediği “Ramazan Bayramı” programını boykot ettiği anımsatıldı.

Biden’ın açıklamalarında, bir taraftan gerginliği azaltma çağrısı yaparken bir taraftan da “meşru müdafaa” hakkı diyerek İsrail’i savunduğu belirtilen analizde, ABD’nin BM Güvenlik Konseyindeki ateşkes çağrısını da veto ettiği hatırlatıldı.

Filistin’de yaşananların “dünya sahnesinde insan hakları savunucusu” olmaya soyunan ABD yönetimi için de önemli bir sınav olduğu vurgulanan analizde, Biden yönetiminin bu konuda köşeye sıkışabileceği belirtildi.

Bu arada ABD Başkanı Biden, İsrail Başbakanı Netanyahu ile telefon görüşmesinde, bölgede ateşkes sağlanmasını desteklediğini bildirdi. Ancak Biden saldırıların hemen sonlandırılması yönünde bir çağrıda bulunmadı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da, Biden’la yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonun devam etmesi konusunda kararlı olduğunu belirtti.

Exit mobile version