Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Prof Karatepe: ‘Merkez Bankası’nın rezervleri eridikçe piyasaya müdahale şansı bitiyor’

Merkez Bankası, son haftalarda Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde eksilen 128 milyar dolar ile gündeme geliyor. 2003’ten bu yana en düşük seviyeye ulaşan  net döviz rezervleri, 10,7 milyar dolara geriledi.

Bu gerilemenin ne anlama geldiğini ve olası etkilerini Prof Yalçın Karatepe ve Doç Ayyıldız Onaran anlattı.

Ankara Üniversitesi’nden Prof Yalçın Karatepe net rezervlerin, döviz kurlarındaki ani artışlar gibi karşılaşılabilecek iç ve dış şokların yarattığı olumsuzlukları gidermek için kullanıldığını söylerken, bir diğer görevinin de uluslararası finans çevrelerinin ülkeye olan güvenini yüksek seviyede tutmak olduğunu söyledi.

Prof Karatepe yeterli net rezerve sahip olmayan Merkez Bankası’nın, piyasaya müdahale imkanının azaldığının altını çizerek şu ifadelere yer verdi:

“Siz müdahale etme imkanına sahip değilseniz bu durumda koskoca Türkiye’yi piyasa koşullarıyla baş başa bırakmış olursunuz, o da ciddi sorunlara yol açabilir.Merkez Bankaları aslında piyasaların büyük abisidir. Büyük abi nedir? Her zaman desteğini alabileceğimizi bildiğimiz kişidir. Ama o abinin o desteği verebilmesi için yeterli imkanının olması lazım. O da zordaysa size destek olamaz.”

Bir ülkenin ideal koşullarda kısa vadeli borçları kadar rezervinin olması gerektiğini fakat TCMB’nin rezervlerinin güven veya şoklara karşı koruma sağlayacak bir miktarda olmadığına dikkat çeken Karatepe, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 140 milyar dolar. Bunların bir yıl içinde ödenmesi gerekiyor. Hiçbir yerden para bulamazsak Merkez Bankası’ndan döviz alıp ödeyebiliriz diye düşünürüz normalde. Ama Merkez Bankası rezervinin bunu karşılama ihtimali bile yok. Hatta cari işlemler açığından ortaya çıkan eksikliği de giderecek kadar rezervi olmadığı için bu durum bizi kırılgan ve riskli hale getiriyor.”

Merkez Bankası’nın mevcut rezervlerinin bir kısmı da swap anlaşmalarından oluşuyor. Bu anlaşmalar kapsamında TCMB bankalardan veya yabancı ülkelerin merkez bankalarından döviz alarak, karşılığında TL veriyor.

Çin ve Katar ile yapılan swap anlaşmalarının miktarı 17 milyar dolar civarında. Bu TCMB’nin net döviz rezervlerinden daha az. Bunlara TCMB’nin Türk bankalarıyla yaptığı swap işlemlerini de ekleyince Merkez Bankası’nın swapları 60 milyar dolara yaklaşıyor.

Vadeli şekilde sağlanan swap işlemleri kapsamında, belli bir sürenin sonunda taraflar birbirlerine paralarını iade etmek veya sözleşmeyi uzatmak için uzlaşma yapmak zorundalar. Bu bağlamda Prof  Karatepe, TCMB’nin diğer ülkelerle swaplarının Türkiye gibi bir ekonomi için büyük bir miktar sayılamayacağını söyleyerek şu uyarıda bulundu:

“Bu paralar da siyasi ilişkiler çerçevesinde Türkiye’ye sağlandı. Katar’dan alınan 15 milyar doları hatırlıyorum, kurlarda çok ciddi bir hareket olduğunda alındı, rezervler de yetersizdi. Katar’a gidilip rica edildi ‘Bizimle swap anlaşması yapın’ diye. Rica ederek bulduğunuz imkanlar sizin başka alanlarda da taviz vermenize yol açabilir.”

İstanbul Üniversitesi’nden Doç Zahide Ayyıldız Onaran ise swap anlaşmalarının vadesi dolunca ödenmesi gereken borçlar olarak düşünülmesi gerektiğine dikkat çekti. Merkez bankalarının rezervlerine swap anlaşmalarını çıkararak bakılması gerektiğini söyleyen  Onaran şu ifadelere yer verdi:

“Bu anlaşmalar bir anlamda kredi maliyetini azaltmak, uluslararası kurumlardan kredi talep etmemek ve ekonomi ile ilgili negatif görüntü vermemeye çalışmak için kullanılıyor. Yani merkez bankaları swapı ülkenin özellikle de Kovid-19 dönemi yüzünden ödeyemediği döviz borçlarını kredi almadan ödeyebilmek için kullanmaktadır. Bunu söyle düşünebiliriz. Elinizdeki paradan bahsederken bankadan aldığınız krediyi işin içine katamazsınız. Çünkü bir süre sonra onu faiziyle geri ödemekle yükümlüsünüz. Swaplar da benzer özelliktedir.”

Doktora tezini merkez bankalarının bağımsızlığı üzerine yazan Doç Ayyıldız Onaran, rezervlerin düşmesinde yanlış politikaların etkili olduğunu söyledi.

Öte yandan Doç Ayyıldız Onaran Merkez Bankası’nın bağımsızlığının engellenmesi, faizi düşük tutma çabası, üretim kapasitesindeki azalış ve uluslararası alanda kredibilite sorununun tümünün  net döviz rezervlerini 10,7 milyar dolara gerilettiğini söyledi.

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

Exit mobile version