Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çıplak arama TBMM raporunda: Halen cezaevlerinde uygulanıyor

TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu, Sincan Cezaevi ziyaretinde tutuklu ve hükümlülerin çıplak aramaya maruz kaldıklarını raporuna yazdı. Raporda, çıplak aramanın usule uygun olduğu savunuldu. CHP şerh düştü: “Bu suçtur, işkencedir!”

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu üyeleri, Sincan Cezaevinde yaptıkları incelemelerle ilgili raporunu tamamladı. Raporda, tutuklu ve hükümlülerin şikayetlerine yer verildi.

ANKA Ajansı’nın haberine göre milletvekillerinin cezaevi ziyareti sırasında, tutuklu ve hükümlüler “çıplak aramaya” maruz kaldıklarını, sıcak suyun paslı aktığını, hastanelere sevklerin aksadığını, doktor muayenesi sırasında kelepçelerinin çıkarılmadığı gibi şikayetlerde bulundu. Raporda, “çıplak aramanın usule uygun” olduğu görüşü savunulurken CHP’li üyeler çıplak aramanın halen uygulandığını kaydetti. CHP’li üyeler, “Bir kadın mahpus 10 yıl önce çıplak arandığını, arama sırasında kendisinden çömelerek ıkınmasının istendiğini beyan etmiştir” dedi.

Bugün komisyonda görüşülecek raporda, tutuklu ve hükümlülerin koronavirüs pandemisine rağmen sağlık koşullarının düzeltilmemesi, gardiyanların keyfi tutum ve davranışları, fiziki koşulların yetersizliği gibi şikayetlerde bulunduğu belirtildi.

KADINLARA ÇIPLAK ARAMA VAR YAPILIYOR

Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan kadınlar, kuruma ilk girişte çıplak arama, hastaneye ve duruşmaya gidiş- gelişlerde ise üst araması yapıldığını ifade etti. Kadınlar kurumun tekstil atölyesinde 26 gün çalışmalarına karşın 22 günlük ücret alabildiklerini, 4 günlük ücretlerinin verilmediğini belirtti. Sıcak suyun paslı akması, pandemi nedeniyle kronik hastalığı olanların hastaneye sevklerinin aksaması, jandarmanın doktora kelepçenin çıkarılmaması yönünde baskı yapması, TBMM TV’nin izin verilen televizyon kanalları arasına konulmaması da şikayetler arasında yer aldı. Kadınlar müebbet hapis alan hükümlülere kişiye göre muamele yapıldığını kaydederek, “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bazıları günde 4 saat havalandırmaya çıkarılırken, bazıları 1 saat havalandırmaya çıkarılıyor. Havalandırmaya başkalarıyla beraber çıkarılanlar olduğu gibi tek başına çıkarılanlar da var” ifadelerini kullandı.

GÖRÜŞLERDEKİ ARAMALAR ONUR KIRICI BOYUTTA

2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, cenazeleri olduğu zaman yol ücretlerinin kendilerinden alınması nedeniyle maddi durumu kötü olan kişilerin mağdur edildiğini dile getirdi. F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, kapalı görüş öncesi ve sonrasında yapılan aramanın “onur kırıcı” boyutta olduğunu belirtti. Ceza infaz sisteminden de şikayet eden hükümlüler, “Bu haliyle ıslahı değil salt ayrı bir yerde tutma amacını güdüyor. Sosyal ilişkileri kısıtlamak ıslah açısından faydalı değil. Sosyalleşmeyi temin edecek bir sisteme geçmek gerek” görüşünü beyan etti.

ÇIPLAK ARAMA USULE UYGUNMUŞ

Tutuklu ve hükümlülerin şikayetleri sonucu değerlendirmede bulunan çoğunluk komisyon üyeleri, çıplak aramanın cezaevine ilk irişte istisna durumlar haricinde yapılmadığını, aramanın usulüne uygun yapıldığını öne sürdü.

Üyelerin raporundaki tavsiye ve tespitler şöyle:

  • Verilen yemek miktarında artışa gidilmeli.
  • Kütüphaneden verilen kitapların değiştirilme süresi ile dışarıdan gelen kitaplar konusunda iyileştirmeye gitmenin yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
  • Meclis TV mevcut televizyon kanallarına eklenmeli.
  • Hükümlü ve tutuklularla yapılan görüşmelerde kuruma ilk girişte istisna durumlar haricinde çıplak arama yapılmadığı, aramanın sadece X-Ray cihazından geçirilmek suretiyle yapıldığı, istisna durumlarda da usulüne uygun olarak aramaların gerçekleştirildiği bilgisi edinilmiştir.
  • Fazla çalışma süresinin ödenmesi konusunda hassasiyet gösterilmeli.

Komisyon üyeleri gardiyanların ağır ve yoğun iş yükü olduğunu belirterek, personel sayısının attırılması ve özlük haklarında iyileştirme yapılması gerektiğini de kaydetti. Komisyonun CHP’li üyeleri ise rapora muhalefet şerhi düştü. CHP’li üyeler, “Her ne kadar cezaevi girişinde çıplak aramanın uygulanması mevzuata dayandırılsa ve zorunlu durumlarda yapılması belirtilse de halihazırda bir kötü muamele aracı olarak çıplak arama uygulanmaktadır. Bu suçtur, işkencedir” ifadelerini kullandı.

KOĞUŞLARA GİRİLEMEDİ YÜZEYSEL GÖRÜŞME YAPILDI

CHP’li üyelerin tespitleri ise şöyle:

  • 4 Mart 2021 tarihindeki ziyarette koronavirüs salgını nedeniyle hücre ve koğuşlara girilemedi. Pandemi nedeniyle yüzeysel yapılan görüşmelerden istenilen verimli sonuç alınamadı.
  • Olumsuz ve iyileştirmeye muhtaç alanlar gözlemlenemedi, az sayıda mahkumdan alına şifahi beyanlarla yetinilmek zorunda kalındı. Heyetimiz görevini tam olarak yerine getirememiştir.
  • Çıplak aramadan kesin bir biçimden vazgeçilmelidir, suç vasfı, ayrımı ve istisna yapılmamalıdır.
KADIN MAHPUSTAN ÇÖMELEREK IKINMASI İSTENDİ
  • Mahpusların kimileri cezaevine ilk girdikleri 2016, 2020 yıllarında cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz bırakıldıkların beyan etmişlerdir. Bir kadın mahpus 10 yıl önce çıplak arandığını, arama sırasında kendisinden çömelerek ıkınmasının istendiğini beyan etmiştir.
  • Ayrıca 19 Kasım 2020 tarihinde F Tipi Ceza infaz Kurumunda tutulan Yücel Yavuz ve Taylan Devrim Eryılmaz ayakta sayım vermedikleri gerekçesiyle darp edildiklerini, kıyafetlerinin zorla çıkartılması suretiyle çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını beyan etmişlerdir.
ÇIPLAK ARAMA SUÇTUR İŞKENCEDİR
  • Bu durumun incelenmesi için Adalet Bakanlığı’na soru önergesi verilmiştir. Ancak ceza infaz kurumu ziyaretinde kendileri ile görüşülmemiştir.
  • Mahpusların temel hak ve hürriyetlerine aykırı olan, kamuoyu vicdanını ciddi oranda rahatsız eden çıplak aramanın uygulandığı bu mahpuslarla görüşme yapılmaması önemli bir eksiklik olmuştur.
  • Her ne kadar cezaevi girişinde çıplak aramanın uygulanması mevzuata dayandırılsa ve zorunlu durumlarda yapılması belirtilse de halihazırda bir kötü muamele aracı olarak çıplak arama uygulanmaktadır. Bu suçtur, işkencedir.
Exit mobile version