Eski büyükelçilik müşaviri Veysel Filiz ve kardeşi Hulusi Filiz’in araçta ele geçirilen yaklaşık 100 kilogramlık eroin nedeniyle sanık olarak yargılandıkları davanın iddianamesinde, ağabey ile kardeşi suçu birbirlerine attı. Veysel Filiz’in avukatlarının suçu kabullenmesi yönünde kendisine telkinde bulunduğunu söyleyen Hulusi Filiz, ”Ele geçen madde ile herhangi bir ilgim ve alakam yoktur. Anladığım kadarıyla abim dışarı çıkabilmek için benim adımı vermiş.” dedi.
Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMİSCO) Sözcüsü, Avrupa Yozgatlılar Federasyonu Başkanı, eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz’in otomobilinde yaklaşık 100 kilo eroin ele geçirilmişti. Skandal olayın basına yansımaması için özel bir gayret sarf edilmiş konuyla ilgili yayınlanan haberler internet erişim yasağı getirilmişti.
Soruşturmanın ikinci perdesini yazan T24’ten Tolga Şardan ifadelerinde 2 kardeşin birbirini suçladığını belirtti.
Tolga Şardan’ın yazısı şöyle:
Edirne’de geçen yılın son günlerinde, Hamzabeyli Sınır Kapısı’dan yurt dışına çıkmak isterken aracında 100 kiloya yakın eroin ele geçirilen müşavir Veysel Filiz’in yakalanması olayını anımsayacaksınız.
Hatta olay bir süre kamuoyundan gizlenmişti.
Fakat “yaşanan hiçbir şeyin gizli kalmayacağı” prensibi bir kez daha işlemiş; olay, gecikmeli de olsa gün ışığına çıkmıştı.
Yine de olayı kısaca hatırlatmak gerekirse; Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği’nin eski basın müşaviri Veysel Filiz, beraberinde ailesi olduğu halde aracıyla 8 Aralık 2020 günü Bulgaristan’a geçmek istedi.
Ancak, gümrük memurlarının durumdan şüphelenip araçta arama yapmak istemesi üzerine aracının özel alana çekilmesi sırasında Filiz, görevlilere diplomatik kimliğini göstererek aracının aranmasını engellemeye çalıştı.
Görevlilerce yapılan incelemede, diplomatik kimliğin eski tarihli ve geçersiz olduğu anlaşılmasıyla birlikte aracın bagaj bölümündeki “zula”da yaklaşık 100 kilogram ağırlığında eroin paketlerinin gizlendiği ortaya çıktı.
Filiz; gerek adli kolluk, gerekse mahkemedeki ilk ifadesinde aracında bulunan paketlerden bilgisi olmadığını ve uyuşturucu olduğu anlaşılan paketlerin kardeşi Hulusi Filiz’e ait olduğunu söyledi.
Yurt dışı misyon görevinin yanı sıra Yozgatlı olması nedeniyle Avrupa’daki Yozgatlıların oluşturduğu sivil toplum örgütleriyle de bağlantısı olan Filiz, aracında çıkan uyuşturucu paketleri konusunda yargıyı ikna edici açıklamalar yapamayınca tutuklanarak cezaevine konuldu.
Olayın kısa özeti böyle.
Sonrasında olayın ortaya çıkmasıyla birlikte yayımlanan haberlere internetten erişim yasağı bile getirildi.
Yurt dışına uyuşturucu madde kaçırılma girişiminin ortaya çıkarılması olayında yeni aşamaya geçildi.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı, tamamladığı ön hazırlık soruşturması aşamasının ardından şüpheliler Veysel ve Hulusi Filiz hakkında hazırladığı iddianameyi mahkemeye gönderdi.
Cumhuriyet Savcısı Adem Aktaş’ın hazırladığı iddianamenin mahkemece kabul edilmesinin ardından Filiz kardeşler, Edirne Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde heyet önüne çıkarak yargılanmaya başladı.
Ancak; sanık Veysel Filiz’in siyasi konumu nedeniyle Filiz kardeşler hakkındaki yargılama süreci, tıpkı yakalamada olduğu gibi yine kamuoyuna duyurulmadan, sessiz sedasız yürütülüyor.
Sanıklar hakkındaki iddianame çok uzun değil, toplam altı sayfa.
İddianamede, sanıklardan aracı sahibi ve eski diplomatik statü sahibi olan Veysel Filiz’in ön hazırlık safhasındaki ifadesi yer aldı.
Çok kısa özetlemek gerekirse; sanık Veysel Filiz, yurt dışında şirket sahibi olduğu için ailesiyle Avrupa’ya gideceğini, araçta bulunan uyuşturucu ile ilgisinin bulunmadığını belirtti. Ağabey Filiz, “Ben söz konusu eşyaların tek kardeşim Hulusi Filiz tarafından araca yüklendiğine eminim. Fakat eşyaların bizzat kardeşim tarafından araca yüklenip yüklenmediğini bilmiyorum. Ben malzemeleri kendisinde gördüğüm için emin olduğumu ifade ettim” şeklinde konuşarak suçu kardeşine yönlendirdi.
Peki, kardeş Hulusi Filiz, ağabeyinin kendisine yönelik suçlamasına nasıl yanıt verdi?
Yine aynı iddianameye göre; Hulusi Filiz şunları söyledi:
“Abimin başına gelen olayı oğlu Fatih’ten öğrendim. Olayı da yakalandığını ertesi sabahı öğrendim. Daha öncesinde herhangi bir bilgim yoktu. Bana okuduğunuz Veysel Filiz’in ifadesini kesinlikle kabul etmiyorum. Suçu benim kabullenmem yönünde kendisinin avukatları bana telkinde bulunmuştu. Ele geçen madde ile herhangi bir ilgim ve alakam yoktur. Anladığım kadarıyla abim dışarı çıkabilmek için benim adımı vermiş.”
* * *
İki kardeşin birbirlerine yönelik ifadeleri özetle böyle.
Savcılık, ifadelerin yanında adli soruşturma kapsamında paketlerden parmak izi aldırdı. Paketlerde iki parmak izi bulundu, ancak parmak izlerinin kimlik tespitine yarayacak biçimde olmadığı anlaşıldı.
Ayrıca savcılık, el konulan eroin paketleri ile beraber Veysel Filiz’e ait otomobilin de müsadere altına alınmasına karar verdi.
Savcılık, Filiz kardeşlerin haklarındaki yurt dışına uyuşturucu madde kaçırılması iddiası çerçevesinde, TCK’nın 188/1 hükmüne göre 10 yıldan 20 yıla kadar, 188/3 hükmüne göre ise on yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını mahkemeden talep etti.
Savcılık iddianamede ayrıca olayın teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle söz konusu cezalarda dörtte birden dörtte üç oranına kadar indirim talebinde bulundu.
Olayın ilk duruşması geçen ay Edirne Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti.
Eski müşavir sanık Veysel Filiz adına altı, kardeşi Hulusi Filiz adına ise iki avukat davaya katıldı.
Duruşmada, sanık ağabey Veysel Filiz kolluk ve savcılıktaki anlatımlarını bir kez daha benzer biçimde yineledi.
Fakat aynı duruşmada, ağabeyinden sonra savunma yapan Hulusi Filiz, mahkeme heyetine ilginç bilgiler aktardı.
Hulusi Filiz’in savunmasıyla olayın yeni bir boyutu ortaya çıktı. Dosyadaki yeni boyutu yarın aktaracağım.