Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’nin, “Ben yetkiyi Kılıçdaroğlu’ndan değil halktan aldım” sözüne tepki gösteren gazeteci-yazar Fatih Altaylı, Selvi’yi topa tuttu.
Gazeteci Fatih Altaylı, HaberTürk’teki bugünkü köşe yazısında yandaş yazar Abdülkadir Selvi’ye tepki gösterdi.
“AK Parti halktan aldığı yetkiyi, geniş kullanıp, medyaya da müdahale etmeye başlayınca Selvi ve benzerleri de o yetki ile o köşelere oturtuluyorlar.” diyen Fatih Altaylı iktidara yakın yazarlara seslenerek, “O yüzden de Selvi ve benzerleri bilmeli ki, yetkiyi halktan alan kendileri değil. Kavak ağacı altında serinleyip, kendini kavak ağacı zannetmek iyi bir şey değildir. Ağaç yıkıldı mı altında kalırsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
İşte Fatih Altaylı’nın dikkat çeken o yazısı;
‘‘Kavak gölgesi altında yatanlar
Abdülkadir Selvi’nin ne yazdığından, Özkök kendisine yanıt verip bu yanıt da internet medyasına düşünce haberim oldu.
Selvi Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, “Ben yetkiyi Kılıçdaroğlu’ndan değil halktan aldım” demiş.
Özkök de çok haklı biçimde “Sen yetkiyi halktan değil, o köşeyi patrondan aldın” diye düzeltmeye kalkışmış.
Selvi’nin “Ben yetkiyi halktan aldım” sözü aslında bir kısım medyanın meseleye bakış açısını gösteriyor.
Bunlar kendilerini “siyasi güç” ile o kadar özdeşleştirmişler ki, siyasi otoritenin halktan aldığı yetkiyi kendilerinin de aldığını zannediyorlar.
Bu aslında siyasi güce bağımlılıklarının itirafı.
Bilinçaltının ortaya çıkması.
Çünkü biliyorlar ki, kendilerini o köşeye oturtan, kendilerini oraya getiren siyaset.
AK Parti halktan aldığı yetkiyi, geniş kullanıp, medyaya da müdahale etmeye başlayınca Selvi ve benzerleri de o yetki ile o köşelere oturtuluyorlar.
O nedenle de oradaki varlıklarının nedeni olarak halkın iradesini görüyorlar.
Ancak yanılıyorlar.
Çünkü eğer yetkiyi halktan almış olsalardı o gazetelerin tirajları yerlerde sürünmez, 10-15 yıl önce 400-500 bin satan gazetelerin tirajları bugün 20-30 binlere düşmüş olmazdı.
O yüzden de Selvi ve benzerleri bilmeli ki, yetkiyi halktan alan kendileri değil.
Kavak ağacı altında serinleyip, kendini kavak ağacı zannetmek iyi bir şey değildir.
Ağaç yıkıldı mı altında kalırsınız.’’