IŞİD’e yapılan yasadışı silah sevkiyatının MİT TIR’larının kullanılmasının ortaya çıkarılmasında Barış G. isimli muhbirin elde ettiği telefon numarasından hareket edilerek gün yüzüne çıktığını MİT TIRları davası nedeniyle 39 ay hapis yatan jandarma İstihbarat Komutanı Erdal Turna açıkladı.
Kadimkuslar.com isimli internet sitesinde bir yazı kaleme alan Erdal Turna, telefon numarasından MİT TIR’larının durdurulmasına giden olayı şöyle anlattı:
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç karışıklık, AKP ve Erdoğan iktidarının bölgeye müdahaleleri neticesinde hem Suriye hem de Türkiye açısından ciddi birçok handikaba neden oldu.
Hatırlayacaksınız, Hatay’ın Reyhanlı ve Cilvegözü ilçelerinde 2013 yılında meydana gelen terör saldırılarında onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Sonradan öğrenildi ki, Hatay’da gerçekleşen saldırı, aslında Ankara Kocatepe Camii’nin otoparkında yapılmak üzere planlanmıştı. Saldırganlar istedikleri ortamı bulamayınca hedef değiştirmiş ve Konya’da Mevlâna Türbesi’ni eylem noktası olarak belirlemişlerdi. Her iki noktada da başarılı bir eylem yapamayacaklarını anlayınca da Hatay’a yönelmişlerdi. Bu bilgi güvenlik güçlerinin kayıtlarına girmişti.
Bu gelişme üzerine Ankara’da alınan güvenlik tedbirleri arttırılmıştı. Ankara İl Jandarma Komutanlığı’nın istihbarat birimleri de bu kapsamda çalışmalarını sıkılaştırdı. Dikkatleri Ankara sınırları üzerinde yoğunlaştırmak, Ankara’nın güvenliğini sağlamak için yeterli değildi. Bundan dolayı, ülke sınırlarında yaşanan her gelişme doğrudan Ankara’nın güvenliği açısından önemli bir hale gelmişti.
İşte 2014 yılının Ocak ayından beri gündemden düşmeyen MİT Tırları olayının başlangıcı da buna, yani Suriye sınırında yaşanmakta olan gelişmelerin ne zaman ve nerede bir etki oluşturacağının ön görülememesinden kaynaklı istihbarat çalışmalarına dayanmaktadır.
Suriye’deki çatışma ortamı bütün Türkiye’yi, her türlü terör ve kaçakçılık faaliyetinin elverişli bir sahasına dönüştürmüştü. Ankara İl Jandarma Komutanlığında yapılan istihbarat çalışmaları yaşanan hassasiyetin doğal bir neticesi olarak Suriye sınırında meydana gelen her türlü kriminal gelişmenin takip edilmesini gerektiriyordu.
Bu kapsamda Ankara Esenboğa Havaalanında güvenlik görevlisi olan muhbir Barış G.’den de bir takım bilgiler elde edilmişti. Barış G.’nin verdiği bilgilere istinaden yapılan istihbarat takipleri ile birçok olayın, meydana gelmeden önlenmesi sağlanmıştı. Barış G.’nin verdiği bilgiler, elde edilen bütün haberler için yapıldığı şekilde “Haber Kaynağı İrtibat Formu” adlı belgeye kaydediliyordu. Bu belge istihbarat görevlileri tarafından elde edilen haberlerin kaydedildiği ve imzalandığı, kullanılması zorunlu bir istihbarat kayıt belgesidir. Bu belgeler Ankara İl Jandarma Komutanlığı’nın İstihbarat Şubesinin arşivinde bulunmaktadır.
Ankara Esenboğa Havaalanında güvenlik görevlisi olan muhbir Barış G. Jandarmaya Suriye sınırıyla bağlantılı terör ve kaçakçılık konularında birçok istihbarat sağlamıştı. Barış G. görüştüğü jandarma istihbarat görevlilerine, ulaştığı bilgilerin bir kısmını bazı Suriyeli şahıslardan elde ettiğini söylüyordu.
Barış G. 2013 Aralık ayında Suriye’den Türkiye’ye silah, patlayıcı ve her türlü kaçak malzemeyi sokan kişilere dair bilgilere ulaştığını, irtibatlı olduğu jandarma istihbarat görevlilerine söylemişti. Bu bilgiler de “Haber Kaynağı İrtibat Formu” denilen istihbarat belgelerine kaydedildi. (Daha sonra bunların bir kısmının orijinal nüshaları Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen 2015-1 Esas sayılı MİT Tırları ana dava dosyasına da kondu.)
KAÇAKÇILIK AMACIYLA DİNLENEN TELEFON NUMARASIYLA MİT TIR’LARINA ULAŞILDI
Muhbir Barış G. tarafından verilen bilgilerin arasında Suriye’den Türkiye’ye her türlü kaçak malzemeyi sokan kişilerin irtibatlı olduğu bir şahsa ait bir GSM numarası da vardı. Bu telefon numarasının kim tarafından kullanıldığı belli değildi. Bütün kaçakçılık faaliyetlerinde kaçakçılar kendi adlarına kayıtlı olmayan GSM hatlarını kullanırlar. ‘Kaçakçılar tarafından kullanılıyor’ diyerek Barış G. tarafından verilen GSM numarası hakkında ilk araştırma yapıldı. Abone bilgileri incelendi. Numaranın üzerine kayıtlı olduğu kişi hakkında ne arşivde ne de açık kaynakta herhangi bir bilgiye ulaşılamadı. Bu durum kaçakçılık olaylarının takibinde karşılaşılan tipik bir durumdur. Her zaman sağlamcıdırlar. “Kirlenmiş” telefon numaralarını kullanmazlar. Bu telefon numarasının istihbarat maksatlı olarak dinlenebilmesi için Ankara Adliyesi’ndeki yetkili Ağır Ceza Mahkemesi hâkiminden istihbari amaçlı “önleme dinlemesi” talep edildi. Ve hâkim tarafından verilen karara istinaden Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde önleme dinlemesine başlandı.
İSTİHBARAT DİNLEMESİ YAPILDI
Burada şu hususu açıklamakta yarar var. İki çeşit telefon dinlemesi vardır: Önleme dinlemesi ve adli dinleme. Adli dinleme Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde savcının talebi ve yetkili hâkimin kararı ile yapılan dinlemedir. Önleme dinlemesi ise doğrudan yetkili istihbarat ve kolluk görevlileri tarafından talep edilen ve hâkim kararı ile yapılan dinlemedir. Önleme dinlemesi suçu “önlemek” için, adli dinleme ise devam eden adli soruşturmayı aydınlatmak için yapılır. Bu iki dinleme türünde usul, işleyiş, maksat ve tutulan kayıtlar birbirinden farklıdır. Söz konusu olayda yapılan dinleme istihbarat dinlemesidir.
07 Ocak 2014 tarihinde ilk önleyici dinleme kararı alındı. Bu karara istinaden dinlenen numaraların arasında, muhbir Barış G. tarafından elde edilen bir adet GSM numarası da bulunmaktadır. Aynı gün telefon dinlemesine başlandı. Barış G. tarafından temin edilen numarayı kullanan kişinin şüpheli görüşmeleri dinlemeyi yapan jandarma istihbarat görevlilerini heyecanlandırır. Şüphe uyandıran şu ifadeler kullanmaktadırlar: “Misafirler geldi mi, açık mı kapalı mı, hangi gün çıkılacak, çıkış kaçta, aynı yerde mi buluşacağız, karşı tarafın haberi var mı? vb.”
Şüphe uyandıran ve neyle ilgili olduğu anlaşılamayan bu tür konuşmalar üzerine birkaç gün içinde dinlenen telefon sayısı arttırılır. Dinlenen numaranın temas kurduğu diğer şüpheli kişilerin telefonları da 14 ve 17 Ocak’ta hâkim kararı ile önleme dinlemesi kapsamında dinlenir. Ve bu süreç 19 Ocak 2014’te Adana’daki TIR durdurma olayı ile nihayete erer.
Adana MİT TIR’ları olayının başlamasına neden olan telefon dinlemesindeki GSM numarasını Ankara Jandarma istihbarat görevlilerine veren muhbir Barış G. Esenboğa’da apron denilen alanda görevlidir. Yani havaalanı dışından gelip uçaklarla teması olan araçların ve kişilerin kontrol edildiği alanda çalışmaktadır. Muhtemelen 18 Ocak gecesi uçaktan indirilip TIR’lara yüklenen silah ve patlayıcıları da gören kişilerden birisidir.
Muhbir Barış G.’nin irtibatlı olduğu jandarma istihbarat görevlilerine bu konuda hiçbir bilgi vermemesi oldukça ilginçtir. 2013 yılı Aralık ayında Jandarma istihbarat görevlilerine verdiği ve 07 Ocak 2014’de dinlemeye alınan telefon numarasının bir MİT görevlisine ait olup olmadığını ise biz bilmiyoruz. Barış G.’nin bundan haberi yok idiyse “gafil muhbir” olarak davranmış oldu ve birileri tarafından farkında olmadan kullanıldı. Haberi var idiyse, o zaman da Jandarma görevlilerine yönelik kumpasın bir parçası olarak görev yaptı. Maalesef bunu hiçbir zaman Barış G.’nin kendisinden öğrenemeyeceğiz.
TELEFON NUMARASINI KİMDEN ALDIĞINI HİÇBİR ZAMAN SÖYLEMEDİ
Muhbir Barış G. telefonu dinlenen MİT görevlisinin numarasını gerçekte kimden aldığını Jandarmalara hiçbir zaman söylemedi. Konu ülke gündemini sallayınca kendisinden defaatle bu bilgi istendi. Fakat o her seferinde kaçamak cevaplar verdi.
MİT Tırları meselesi gündemi sarsan bir boyuta ulaşınca Jandarmaların görev yerleri değiştirildi. Ankara içinde pasif görevlere alındılar. Muhbir Barış G. ile olan istihbarat ilişkisi de kesilmiş oldu. Çünkü Barş G. isihbarat biriminde kaydı tutulan bir Haber kaynağı değildi. Sadece “muhbir” statüsünde idi.
BARIŞ G. ŞÜPHELİ TRAFİK KAZASINDA ÖLDÜ
Sonrasında ilginç bir gelişme yaşandı. 16 Mart 2014’te Mamak-Elmadağ arasında, Ankara-Samsun karayolu üzerinde Barış G, eşi ve çocuklarıyla birlikte özel aracında seyahat halinde iken yaşanan trafik kazasında hayatını kaybetti. O gün alkollü olduğu için aracı eşi kullanmaktaydı. Barış Gönen’in ölümüyle ilgili kaza haberi bu linkte: https://www.haberler.com/ankara-da-asiri-hiz-can-aldi-5794196-haberi/
Muhbir Barış G.’nin, ‘kaçakçılık yapıyor ya da kaçakçılarla irtibatlı’ diye jandarma istihbarat görevlilerine verdiği telefon numarasının kimden temin edildiğinin Jandarmalar tarafından ısrarla sorgulanması konusunu, bu numarayı kendisine veren kişi ya da kişilere de mutlaka iletmiş olmalı. Haftalarca ülke gündeminde ilk sırada yer alan ve hala daha gündemden düşürülmeyen MİT TIR’ları olayını tetikleyen konu bu telefon numarasının dinlemesidir.
TELEFON NUMARASI MİT GÖREVLİSİNE AİT ÇIKTI
Peki, sonradan MİT görevlisi olduğu ortaya çıkan kişinin telefon numarasını muhbir Barış G. vasıtasıyla Jandarma istihbarat görevlilerine kim servis etti? Bu kişiler her kim ise, MİT tırları olarak bilinen olayın ortaya çıkmasının arkasındaki gerçek aktörler bunlardır. Ben bu kişilerin, olur da bir gün Barış G. zorda kalırsa onların kimliklerini ifşa eder endişesiyle Barış’ı ortadan kaldırdıkları şüphesine sahibim. Yanılıp yanılmadığımı zaman gösterecek.
MAHKEME BAŞKANI ZARFI ALMADI, ANLATILANLARI SORGU TUTANAĞINA GEÇİRMEDİ
Siz de şimdi muhtemelen şu soruyu soruyorsunuzdur: İyi de mahkeme sürecinde bu durum hiç masaya yatırılmadı mı?
Şöyle ki; sanık jandarmalar, daha soruşturma aşamasında tutuklanma istemiyle İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildiklerinde, muhbir Barış G. hakkındaki bilgileri yazılı olarak Sulh Ceza Hâkimi Durmuş Karaçalı’ya vermek istediler, fakat hâkim Karaçalı kendisine uzatılan zarfı almadı. Zarfı almadığı gibi duruşma salonunda kendisine anlatılan detayları da sorgu tutanağına geçirmedi. Yani anlayacağınız bu bilgiler hiçbir şekilde hâkimler tarafından dosyaya konmadı.
MUHBİRİN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜNÜN AYDINLATILMASI İÇİN HİÇBİR ÇABA HARCANMADI
Dava açıldıktan sonra mahkeme aşamasında, yargılamayı yapan Eyüp Yeşil başkanlığındaki Yargıtay 16.Ceza Dairesi ise olaydan 4 yıl sonra üstünkörü bir şekilde sadece muhbir Barış G.’nin ölü olduğu bilgisini kayıtlara geçti. Sanık Jandarmaların ısrarlarına rağmen muhbirin şüpheli ölümünün aydınlatılması için hiçbir çaba harcanmadı. Yeni bir soruşturma açılmadı. Ve bu mesele de her konuda olduğu gibi F.TÖ makarasına bağlandı. MİT’çilerin telefonlarının F.TÖ tarafından temin edildiği iddiasıyla Jandarmalar suçlandı ve mahkûm edildi. Ve o insanlar yaklaşık 6 yıldır hapishanedeler.