Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

10 yılda cezaevine atılan insan sayısı yüzde 100 arttı

Resmi olarak 230 bin yatak kapasitesi olan cezaevlerinde 290 bin kişi kalırken son 10 yılda hapiste bulunan insan sayısı yüzde 100’ün üzerinde arttı. Sezgin Tanrıkulu, siyasi davalara dikkat çekti. “Cezaevlerinde 10 bin HDP’li var. 15 Temmuz’dan sonra darbe ile alakası olmayan akademisyen, öğretmen, gazeteci ve memurlar içeri atıldı” dedi.

CHP Milletvekili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu ve Ceza Hukuku Akademisi yöneticisi Avukat Mehmet Zengin Türkiye’deki cezaevlerinin durumu hakkında konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu Ceza Kurumu İnfaz istatistiklerini geçen hafta açıkladı. TÜİK’in açıkladığı rakama göre 230 bin yatak kapasitesi olan cezaevlerinde 290 bin kişi kalıyor. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısının son 10 yılda yüzde 100’den fazla artmasıyla ilgili konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, cezaevlerinin kapasitesinin 120 bin civarında olduğunu belirterek, “Bu arttırılmış kapasitedir. Sıkıştırılmış yani arttırılmış kapasite 230 bin olmasına rağmen, mahkum sayısı çok daha fazla. Bazı cezaevlerinde 20-25 kişi aynı anda kalabiliyor” ifadelerini kullandı.

DARBE İLE ALAKASI OLMAYAN İNSANLAR TUTUKLANDI

Tanrıkulu, 2010 yılında 120 bin kişi hapishanelerde yatarken 2019 yılında rakamın 292 bine çıkmasına sebep olarak, yargının siyasallaşmasını gösterdi. Tanrıkulu şunları söyledi: “İnsanlar birdenbire Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde suç makinesi haline dönüşmedi. Yargı iktidarın sopası olarak kullanılıyor. Aynı zamanda, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, sorgusuz, sualsiz darbe ile alakası olmayan, eline silah almamış binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, mahkum edildi. HDP’lilerin belirttiğine  göre, cezaevlerinde 10 bin parti üyesi ve yöneticisi tutuklu. 15 Temmuz’dan sonra da pek çok akademisyen, öğretmen, gazeteci, memur yani darbe ile alakası olmayan ama bir vesile ile okuluna giden, yurdunda kalan, bankasına para yatıran vs. kişi de içeri atıldı.”

İLLEGAL SUÇLARDA ARTIŞ VAR

Avukat Mehmet Zengin ise, tutuklu ve hükümlü sayısındaki artışın ekonomiyle ilgili olduğunu söyledi. Zengin, “Ekonomik olarak baktığımızda, ülke kayba doğru ilerledikçe ülkede kolay para kazanma eğilimi artar, hırsızlık ve illegal suçlara bulaşanların sayısında yükselme olur. Baktığınızda, bunları yasa ile engellemek bataklığı kurutmadan sinek avlamaya benzer. Bataklık burada ekonomidir, hukuk sistemidir” dedi.

EN BÜYÜK KALEM CEZAEVİ İNŞAATLARI

Bazı cezaevlerinin kapatılmasıyla ilgili ise Tanrıkulu, “Cezaevleri kapanmıyor, kapasitesi düşük ve teknolojisi eskimiş olan ilçe cezaevleri daha çok kapatılıyor. Onun yerine kampüs cezaevleri yapılıyor. Adalet Bakanlığı’nın bütçesi içinde en büyük kalem cezaevi inşaatlarıdır ve Adalet ve Kalkınma Partisi de bununla övünüyor” değerlendirmesi yaptı.

Avukat Zengin ise, “Çünkü, daha büyük cezaevleri inşa ediliyor. Bu, inşaat sektörüne yönelik bir tercih. Bugün Silivri’de aynı anda 50 bine yakın mahkum kalabiliyor. Kapanan cezaevleri de küçük ve eski yapılar oluyor. Bu asla ve asla suç oranı düştü anlamına gelmiyor. 2 tane kapanıyorsa onun 5 katı büyüklüğünde bir tesis açılıyor” görüşünü savundu.

ANNESİNİ YILLARCA GÖREMEYEN MAHKUMLAR VAR

Tanrıkulu, “2019 yılında 292 bin kişi cezaevinde yatarken 230 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Arada neden 62 bin kişilik bir fark var” sorusuna şu cevabı verdi: “Bu arttırılmış kapasitedir. Cezaevlerinin şu andaki kapasitesi 120 bin civarındadır. Sıkıştırılmış yani arttırılmış kapasite 230 bin olmasına rağmen, mahkum sayısı çok daha fazla. Bazı cezaevlerinde 20-25 kişi aynı anda kalabiliyor. Bu dengeli biçimde dağıtılmış değil. Bazı merkezler oldukça yoğun. Mahkumların diğer bir sorunu da yargılandıkları yer ile ikametgahlarının bulundukları yerlerin birbirinden uzak olması. Bu da bir ceza infaz politikasıdır. Annesini yıllarca göremeyen mahkumlar var.

Exit mobile version