Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Nijerya 60 yaşında: Afrika’nın en kalabalık ülkesi bir arada kalmayı başarabilecek mi?

Afrika’nın en büyük nüfuslu ülkesi Nijerya İngiltere’den bağımsızlığının 60. yıldönümünü kutluyor. Yazar ve gazeteci Adaobi Tricia Nwaubani, Nijerya’nın bağımsızlık tarihinin en büyük sorunlarına ve bugününe bakıyor.

Bu kadar çok sayıda etnik grubu nasıl birleştirir ve nasıl bir arada tutarsınız? Nijerya’nın bağımsızlığını elde ettikten sonraki ilk 10 yılının en önemli meselesi buydu. 60 yıl sonra hala bu.

Ulusal düzeyde hararetli tartışmalar genellikle hangi etnik grubun ne zaman ne alacağıyla ilgilidir. Ya da belli bir etnik gruba mensup bir kişinin adil muamele görüp görmediğiyle.

Bundan yaklaşık 40 yıl önce Nijerya hükümeti sistemik eşitliği teşvik edici büyük bir siyasi hamle yaptı fakat bu da daha fazla bölünme ve rahatsızlıklara yol açtı.

Nijerya’da 300’ü aşkın etnik grup var. Bunlar arasında üçü diğerlerine göre daha ağırlıklı. Güney-doğuda İbolar, güney-batıda Yorubalar ve kuzeyde Hausalar.

Bu gruplar Britanya sömürge yönetimi onları bir ülke halinde bir araya getirmeden önce ayrı ayrı birimler olarak yaşıyorlardı. Sömürge döneminden bu güne ise 36 eyaletten oluşan federal bir sisteme sahipler ve başkent Abuja’dan yönetiliyorlar.

İktidar mücadeleleri ya da ayrımcılık, adaletsizlik kaygıları ülkede zaman zaman katliamlara, çatışmalara, protesto eylemlerine yol açtı. 1967 ile 1970 arasında ülkedeki bir diğer etnik grup olaran İboların Biafra adında ayrı bir devlet kurma girişimi ardından bu çatışmalar bir iç savaşa dönüştü.

Federal Karakter ilkesi bir lanet mi?

1979’da Nijerya anayasasına konulan ‘Federal Karakter’ prensibi ile sistemin herkesi kapsaması hedeflendi.

Bu prensip kamu kurumlarının Nijerya’nın “dil, etnik köken, din, ve coğrafi farklılıklarını” yansıtmasını da içeriyor.

Başta bunun ülkedeki herkesi memnun etmek için konduğu düşünüldü.

Fakat anayasadaki bu prensip en tartışmalı siyasi konulardan biri ve bir çok Nijeryalı bunun ülkeye faydadan çok zararı olduğunu söylüyor.

Yerel gazeteler sık sık “Federal Karakter Nijerya’nın laneti” gibi başlıklar atıyor ya da şu veya bu grup Federal Karakter lağvedilsin talebini gündeme taşıyor.

Eşitsizliği giderici bir stratejinin eksikliği

Bunun ilk sebeplerinden biri bu prensibe eşlik edecek, Nijerya’nın kuzeyindeki Müslüman çoğunluk ile güneyindeki Hristiyanlar arasındaki dev eğitim uçurumunu ortadan kaldıracak bir strateji getirilmemiş olması.

Bu uçurum din, kültür, geçmiş sömürgecilik politikaları ve daha yakın zamana gelirsek militan İslamcı Boko Haram örgütü ayaklanması gibi çok karmaşık bir dizi faktörün sonucu.

Nijerya’da Unicef’e göre 13 milyon çocuk okula gitmiyor ve bu konuda dünyada bir numara. Okula gitmeyen çocukların yüzde 70’e yakını ise Müslümanların yaşadığı kuzeyde.

Bunun sonucu olarak Nijerya’nın okuma yazma oranı en düşük eyaletleri kuzeyde. Bazılarında bu oran nüfusun yüzde 8’ine kadar iniyor.

Yine de Anayasa’daki Federal Karakter ilkesi gereğince bütün kamu kurumlarına 200 milyon nüfuslu Nijerya’nın etnik ve dini nüfus yapısının yansıması gerekiyor ve Müslüman Kuzey, nüfusun 90 milyonunu ve 36 eyaletin 19’unu oluşturuyor.

Vasıflı elemanlar atıl kalıyor

Bu durumu Nijerya Senatosu’nun eski başkan yardımcısı Ike Ekweremadu “FederalKarakter maalesef vasıfsız insanların kamu hizmetine alınması ile eş anlamlı hale geldi” diye tarif etmiş ve bunun kamu yönetimini nihai olarak etkisiz hale getirdiğini söylemişti.

Kotalar, sadece memuriyetleri değil, önemli kamu sorumluluklarını da oransal olarak dağıtmayı gerektiriyor.

Kuzeyden gelen liderler, bağımsızlığını elde ettiği 60 yılın 38’inde, çoğunlukla da askeri darbeler yoluyla ülkeyi yönetti. Yönetimdeki kim varsa o etnik grup kamu yönetiminde de vasfına bağlı olmadan yükseliyordu.

Aynı sebeple hemen her yıl Nijerya’nın en iyi devlet okullarına kaç puanla girileceği tartışması yaşanıyor.

Kotalar nedeniyle Nijerya’nın kuzeyindeki eyaletlerden okula girme puanı 200 üzerinden 2’ye kadar düşerken, güney eyaletlerinden girenler için en az 140 civarında kalıyor.

Aynı Federal Karakter prensibi her bir eyaletin yönetimi için de söz konusu. Bu da sık sık liyakat ve üstün başarının, herkesin temsili ilkesine feda edilmesi anlamına geliyor.

Bu yüzden Nijerya’nın yetiştirdiği en parlak bireyler, bilgi ve becerileriyle ülkelerini ileri taşıyacak politikaları belirleme fırsatına kavuşamıyorlar.

Milli takımda federal temsil

Nijerya 2015 yılında FIFA 17 Yaş Altı Dünya Kupası’nı kazandığında, bir kesim hemen milli takımda federal etnik çeşitliliğin temsil edilmediğine işaret etti.

Nijerya turnuvaya en iyi oyuncularıyla katılmıştı.

Maçtan önce milli takım antrenörü Emmanuel Amuneke, takımı kendisinin de memleketi olan güney doğu bölgesinden oyuncularla doldurmakla suçlanmıştı.

Amuneke uzun uzun oyuncuları geldikleri bölgeye göre değil, oyun yeteneklerine göre seçtiğini izah etmek zorunda kalmıştı.

Bazı Nijeryalılar herkesin temsili ilkesini koruyan Fedaral Karakter’in ulusun birliğini korumak için gerekli olduğunu, bazı düzeltmelerle devam edebileceğini düşünüyor.

Sonuçta her bölgeden vasıflı insan çıkabileceğini, daha iyi bir sistemle bunların bulunabileceğini söylüyorlar.

Sonuçta Nijerya’nın bir çok alanda dünyaca ünlü bazı parlak isimlerinin eğitim uçurumuna rağmen kuzeyden çıktığına işaret ediyorlar.

Eski Merkez Bankası başkanlarından ve kuzeydeki Kano eyaletinin lideri Lamido Sanusi “Ülkenin her yerinden Nijeryalıların kamuda görev alması gerektiğine inanıyorum. Ama bunların hepsi alanlarında yeterli olmalı. Bir liyakat, yeterlilik sınavından geçmeliler” diyor.

Devlet Başkanı Muhammadu Buhari, Federal Karakter prensibinin karşıtları tarafından bile bu ilkeyi ihlal etmekle suçlanıyor.

Şu anda Nijerya’nın 20 kamu hizmetinin 17’sinin başında Buhari’nin geldiği kuzey eyaletlerinden biri var ve bunların 16’sı onun gibi Müslüman.

Nijerya polisinin 21 üst düzey yetkilisinden 15’i kuzeyden geliyor ve 16’sı Müslüman.

Buhari’yi savunan Başkanlık Sözcüsü Garba Shehu bu konudaki soruma “Ordunun yönetimini güvenmediğiniz insanlara mı vereceksiniz?” diye yanıt verdi.

Bir önceki devlet başkanı ve bir zamanlar Buhari’yi desteklemiş olan Olusegun Obasanjo yakınlarda onu, çeşitlilik konusunu suistimal etmekle ve ülkeye tarihinin en bölünmüş dönemini yaşatmakla suçladı.

Nobel ödüllü şair ve yazar Wole Soyinka da geçen ay benzer bir çıkış yaparak “ayrılıkçı ayrıcalık kültürü ve hakim olma iradesi”nden bahsetti.

Ne var ki Buhari’nin sözcüsü daha önceki yönetimin de aynı türden suçlamalara hedef olduğunu hatırlatıyor.

Çözüm ayrılık mı, eyaletleri güçlendirmek mi?

“Bu koltuğa oturan kendiniz olmayınca her zaman karşıdakinin hatalarını görüyorsunuz” diyor.

Güneydeki bazı radikal gruplar artık Nijerya’nın bölünmesinden başka çare olmadığını her bir büyük etnik grubun kendi ülkesine sahip olmasıyla sorunların çözülebileceğini söylüyorlar.

Bazı siyasetçiler ve gözlemciler ise “yeniden yapılandırma” önerileri getiriyor ve her bir eyalete daha fazla özerklik vermenin merkezi yönetimin elindeki güçleri azaltarak ülkeyi birvarada tutabileceğini düşünüyorlar.

Sonuçta ne yöne gidilirse gidilsin, bağımsızlığını elde ettikten onlarca yıl sonra Nijerya’nın geleceği hala ulusal birliğin nasıl korunacağı sorusuna gelip düğümleniyor.

Exit mobile version