Türkiye, Dağlık Karabağ’da devam eden çatışmalarda Azerbaycan’ın en büyük destekçileri arasında yer alıyor. İki ülke arasında temelleri 10 yıl önceye dayanan yakın askeri işbirliğinin son dönemlerde yoğun şekilde askeri malzeme ve silah satışına evrildiği görülüyor.
“Türkiye’nin gücü bizim gücümüzü artırıyor. Güçlerimizi birleştirmemiz bizi daha da güçlü yapıyor. Bundan sonra da birbirimizin yanında olacağız, birbirimizin başarılarına sevineceğiz, Allah göstermesin, ağır günlerde de her zaman birbirimizin yanında olacağız.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Şubat 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye ile artarak devam eden askeri işbirliğinin önemini bu sözlerle açıklamıştı.
Peki Türkiye’yle yapılan askeri işbirliği anlaşmaları, Azerbaycan için neden önemli?
18 yılda “stratejik ortaklık” anlaşmasına
Azerbaycan, Sovyetler Birliği dağılırken 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan ettiğinde, yeni devleti resmen tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştu.
Diplomatik ilişkiler Ocak 1992’de kurulduktan ve “İşbirliğinin geliştirilmesi” anlaşması imzalandıktan tam 18 yıl sonra, iki ülke arasında askeri alandaki işbirliğinin büyük oranda genişletecek bir anlaşmaya imza atıldı.
“Taraflardan biri, bir üçüncü ülke veya bir grup ülke tarafından silahlı saldırı veya askeri tecavüze maruz kaldığında, Taraflar, BM Şartının 51. maddesinin tanıdığı bireysel veya ortak meşru savunma hakkının hayata geçirilmesi için askeri imkan ve kabiliyetlerinin kullanılması da dahil mevcut olanakları çerçevesinde gerekli bütün önlemlerin alınması amacıyla birbirine karşılıklı yardımda bulunmak hususunda mutabık kalmışlardır. Bu yardımın biçimi ve kapsamı taraflarca acilen belirlenecektir.”
Bu kapsamda silahlı kuvvetlerin yakın işbirliği geliştirmesi için atılacak adımlara da yer veriliyor:
- Tarafların savunma ihtiyaçları ve güvenliği için savunma amaçlı ürünlerin ve maddi-teknik araçların sağlanması,
- Savunma amaçlı ürünlerin tasarlanması ve üretimi,
- Savunma amaçlı hizmetlerin sağlanması,
- Ortak askeri tatbikatların ve savunma hazırlığı ile ilgili faaliyetlerin gerçekleştirilmesi,
- Silahlı kuvvetler için uzmanların yetiştirilmesi,
- Silahlı kuvvetlerin lojistik desteğinin sağlanması.
Anlaşmadan bir ay sonra, 15 Eylül 2010’da Türkiye’nin o dönemki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) oluşturulmasına karar verdi.
Ve iki ülke arasındaki askeri işbirliği, sonuncusu Şubat 2020’de yapılan YDSK toplantılarında atılan yeni imzalarla güçlendi.
25 Şubat 2020’de Bakü’de düzenlenen toplantının ardından konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, iki ülke ordularının askeri ve güvenlik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde 2019 yılı boyunca 13 ortak askeri tatbikat yaptığı bilgisini verdi:
“Bu yıl askeri tatbikatların sayısı daha da artacak. Türkiye’den modern silah almaya devam edeceğiz. Ortak üretim konusunu da bugün müzakere ettik.”
Görüşmede Azerbaycan’ın Türkiye savunma sanayi şirketlerinden 200 milyon liralık ürün ve hizmet satın alması da kararlaştırıldı.
Henüz yılın ortasında Azerbaycan’la Ermenistan arasında önce Tovuz bölgesinde, ardından Dağlık Karabağ’da çatışmalar başladı.
Bu sırada, 2009-2019 yılları arasında Azerbaycan, yaklaşık 20 milyar dolarlık askeri harcama yapmıştı.
Türkiye’nin silah satışındaki rolü bu süreçte artsa da, Rusya ve İsrail Azerbaycan’ın askeri alanda ana tedarikçileri olmaya devam ediyor.
Çatışma, askeri harcama ve silah ticaretiyle ilgili araştırmalar yapan İsveç merkezli bağımsız kuruluş Stockholm International Peace Research Institute (SIPRI) tarafından açıklanan verilere göre, Azerbaycan 2018’de İsrail’den 236 milyon dolarlık; Rusya’dan 53 milyon dolarlık ve Türkiye’den 6 milyon dolarlık askeri araç ve malzeme ithalatı yaptı.
Ülkelerin sıralamasının yıllar içinde değiştiği de bu verilerde görülüyor. Örneğin 2012’de Rusya 256 milyon dolarla ilk sıradayken Türkiye 20 milyon dolarlık; İsrail de Azerbaycan’a 9 milyon dolarlık askeri malzeme ihracatı yapmıştı.
Ancak Azerbaycan’ın Türkiye’yle işbirliği ve teknoloji transferi, ülkenin NATO kapsamındaki çalışmalara katılmasının ve özellikle Ermenistan’la yaşanan çatışmalarda güçlenmesinin önünü açtı.
Bu işbirliğini 3 başlıkta inceledik:
Modern silah satışı
Azerbaycan’ın askeri güç kullandığı en büyük sorun alanı, 1994’ten bu yana Ermenistan işgali altında bulunan Dağlık Karabağ bölgesi.
Burada 26 yıldır zaman zaman can kayıplarının yaşandığı çatışmalar çıkıyor; birkaç gün süren çatışmaların ardından 1994 sonrası duruma geri dönülüyor.
Ancak son olarak Nisan 2016’da çıkan ve 4 gün süren çatışmalarda, Azerbaycan kuvvetleri ilk kez silahlı güç kullanarak sınırlı da olsa Ermenistan işgali altındaki bazı bölgelere girdi.
Uluslararası düşünce kuruluşları ve güvenlik uzmanları ilk kez o dönem, Azerbaycan’ın askeri kapasitesinin gelişmiş olduğuna yönelik analizler yapıldı.
Bunun en önemli ayağını, ülkenin sahip olduğu zengin doğalgaz ve petrol yataklarındaki kaynaklar karşılığında Rusya, Türkiye ve İsrail’den satın aldığı modern ve ağır silahlar ile ekipmanlar oluşturuyordu.
Azerbaycan bu süreçte ordunun haberleşme ve uydu sistemlerini yeniledi. Türkiye’nin savunma sanayi şirketi ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayii) bu kapsamda Azerbaycan’ın geliştirdiği bazı mühimmatları akıllı hale getirmede ve drone savar geliştirilmesinde rol oynadı.
Roketsan da 2010’da Azerbaycan’a güdümlü topçu roketleri ve uzun menzilli roket sistemleri satışı için anlaşmaya varmıştı.
Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde, bu anlaşma kapsamında teslim edilmesi planlanan uzun menzilli roket sistemleri ve Kaplan füzesi görülüyor. 120 kilometre menzili olan 20 adet Kaplan balistik füze fırlatıcısının 2017’de Türkiye’nin envanterine girdikten sonra Azerbaycan’a ihraç edildiği, Azerbaycan basınında yer aldı.
Çok namlulu roketatar TR-300 Kasırga ve 122 mm topçu roketi Sakarya da, bu anlaşmadan sonra Azerbaycan’a ihraç edildi. Sakarya için gerekli teknik ürünlerin Türkiye’den ithal edilerek ortak üretime geçilmesi konusunda da anlaşma imzalandı.
2011 yılında Azerbaycan basınında, Roketsan’ın Azerbaycan’a 244 milyon dolarlık ihracat anlaşması yaptığı yazıldı. Kobra zırhlı araçları ve zırhlı personel taşıyıcılar için de Otokar’ın Azerbaycan’a 23 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiği belirtildi.
Bu ihracat 2011’den 2016’ya kadar daha da arttı. 26 Haziran 2019’da Azerbaycan ordusunun kuruluş yıldönümü törenlerinde Aliyev, “2003’ten bu yana askeri harcamalarımız 15 kat artmıştır” açıklaması yaparken, Türkiye’den ithal edilen ya da Türkiye ile birlikte üretilen askeri malzemeler, gelişmiş silahlar ve tüfekler de bunun içindeydi.
26 Haziran 2018’deki törende, Roketsan’ın ürettiği kara, deniz ve havadan atılabilen yeni nesil seyir füzesi SOM B1 de gösterildi. Orta ve uzun menzilli tanksavar silah sistemleri de Roketsan’dan satın alınarak Azerbaycan ordu sistemine entegre edildi.
2 Mayıs 2020’de, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın resmi Youtube kanalında yayımlanan bir videoda, Türkiye’den ithal edilen Kaplan isimli füze sisteminin sadece Dağlık Karabağ için değil, Nahçıvan için de değerlendirildiği görüldü. Nahçıvan’da aynı zamanda Kasırga ve Sakarya roketatar sistemleri de bulunuyor.
2019’da Azerbaycan’ın ayrıca Türkiye üretimi insansız hava aracı (İHA) ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) da ilgilendiği açıklanmıştı.
Bu yıl temmuz ayında Azerbaycan-Ermenistan sınırında Tovuz bölgesinde çıkan çatışmaların ardından Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, “Savunma sanayiimiz SİHA’larımızdan mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektronik harp sistemlerimize kadar bütün tecrübe, teknoloji ve kabiliyetleriyle her zaman Azerbaycan’ın emrindedir” açıklaması yaptı.
3️⃣ Savunma sanayiimiz SİHA’larımızdan mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektronik harp sistemlerimize kadar bütün tecrübe, teknoloji ve kabiliyetleriyle her zaman Azerbaycan’ın emrindedir!
— Ismail Demir (@IsmailDemirSSB) July 17, 2020
Twitter paylaşımının sonu, 1
Bu İHA ve SİHA’ların teslim edildiğiyle ilgili resmi bir açıklama yok. Ancak Türkiye’nin kamu yayın kuruluşu TRT World, Azerbaycan’ın birkaç ay önce İHA filosuna Bayraktar TB2’leri kattığını ve bunların Dağlık Karabağ’da 27 Eylül’de başlayan çatışmalarda Ermenistan’ın karadan güdümlü füze ve tanklarını vurduğunu yazdı.
Eğitim ve ortak tatbikatlar
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki eğitim programları, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazandığı 1990’lardan bu yana devam ediyor. NATO üyesi Ankara, Azeri ordusuna uluslararası görevler kapsamında eğitim veriyor.
Örneğin 1999’da NATO görev gücü bünyesinde Kosova’ya giden Türkiye ordu birliklerine bağlı olarak Azeri ordusundan askerler de görev yaptı.
2002’de de Afganistan’da NATO kapsamında görev yapan Türk birliklerinin parçası olarak, Kabil’deki Türk ordusu komutasında 30 Azeri askeri görev yaptı. Dönemin Azerbaycan Savunma Bakan Yardımcısı Mamed Beydüllayev, bu askerlerin masraflarının Türkiye tarafından karşılandığını ve bu sayede Azeri ordusunun “Türk komutanlardan NATO standartlarında eğitim aldığını” açıkladı.
İki ülke arasındaki ortak askeri tatbikatlar ise 2000’lerin başına dayanıyor.
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında petrol boru hattının korunması senaryosuna dayalı ortak tatbikatlar, 2000’den bu yana her yıl tekrarlanıyor.
Kasım 2012’de de İç Anadolu’da yine üç ülkenin katılımıyla “Kafkas Kartalı” isimli bir ortak tatbikat düzenlendi.
2013’te bu kez Nahçıvan’da geniş kapsamlı tatbikatlar başladı. 12-28 Temmuz arası Bakü ve Nahçıvan’da eş zamanlı yürütülen hava savunma tatbikatlarının devamı Haziran 2017’de daha geniş kapsamlı olarak yürütüldü.
“Turaz Şahini” isimli hava savunma tatbikatları ise her yıl, sırayla Türkiye ve Azerbaycan’da olmak üzere bugüne kadar devam etti.
Nisan 2016’da Dağlık Karabağ’da meydana gelen çatışmalarında ardından 2017’de, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ortak tatbikatların hem sayısı, hem kapsamı genişletildi.
2018’e gelindiğinde 26 Haziran törenlerinde Türk askerleri, Azeri askerlerle birlikte yürüyerek sembolik bir mesaj da vermiş oldu.
Son olarak Tovuz bölgesinde çıkan çatışmaların ardından 29 Temmuz-10 Ağustos arasında yapılan ortak tatbikatın kapsamı, planlanandan daha geniş şekilde yapıldı. Azerbaycan’ın 5 şehrinde hava kuvvetleri, bugüne kadar yer almadığı kadar geniş şekilde tatbikatlara katıldı, özel kuvvet birlikleri de kara taktik eğitimleri aldı.
Teknoloji transferi ve ortak üretim
Dünya Silah Ticareti Analiz Merkezi verilerine göre 2010-2014 yıllarında 4 milyar 353 milyon dolarlık silah ve mühimmat alan Azerbaycan, dünyada en çok silahlanan 18. ülke oldu.
Türkiye’nin savunma sanayi ürünleri ihracatında ise, 77.195.000 dolarlık satış ile Azerbaycan 5. sırada yer aldı.
2010’daki anlaşma kapsamında Azerbaycan’ın, Türkiye’de üretilen 105 mm’lik topların, modern piyade tüfeklerinin ve 120 mm’lik havan topunun, 122 mm. füzelerin, roketlerin ve gece görüş cihazlarının ortak yapımı projesinde yer alması kararlaştırılmıştı.
Bakü’deki fabrikalarda üretilen askeri teçhizatın Türk şirketleriyle ortak olarak modernize edilmesi de 2010 anlaşması sonrası başladı.
2013’te iki ordu arasındaki işbirliği, savaş malzemelerinin ilerisine taşındı. Türkiye, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’na iki adet mobil sahra hastanesi verdi, Azerbaycan ordusunda kullanılacak üniformaların tasarımını da TÜBİTAK üstlendi.
2020’ye gelindiğinde Azerbaycan’ın Gayrisafi Milli Hasılası 2 kat büyümüşken, savunma harcamaları 5 kat artmıştı.
Dağlık Karabağ’daki gerilimden bir buçuk ay kadar önce, 13 Ağustos’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan’a giderek Aliyev’le görüştü. Görüşme sonrası Aliyev, Türkiye’den teknoloji transferi, eğitim ve iki ülkenin ortak üretiminin son yıllarda büyük oranda arttığını ve Azeri ordusunun da bundan faydalandığını söyledi:
“Türkiye’nin çok yönlü askeri teknik potansiyele sahip olduğu sır değil. Biz de bu potansiyelden yararlanıyoruz. Türkiye’nin günümüzde modern silah üretmesi bizi çok sevindiriyor. Bu olanaklardan gelecekte de yararlanmak istiyoruz. Türkiye’nin askeri teknik işbirliği alanında çok yakın zamanda bizim 1 numaralı ortağımız olacağından eminim.”