Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sevilla Haritası nedir?

Çavuşoğlu, bir televizyon kanalında Yunanistan’ın deniz haklarına temel oluşturan Sevilla Haritası’nı gösteriyor

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Türkiye ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilime konu olan Sevilla Haritası ile ilgili bir açıklama yaptı.

Sevilla Haritası, Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki kıta sahanlığına ilişkin iddialarına temel oluşturan akademik çalışmalardan biri.

ABD, yaptığı açıklamasında Sevilla Haritası’nın ‘hukuki bir önemi olmadığını’ aktardı:

“Sevilla Haritası’nın ‘hukuki statüsü’ hususunda ABD, Sevilla Haritası’nın hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmemektedir. Avrupa Birliği’nin de Sevilla Haritası’nı hukuki bağlayıcılığı olan bir belge olarak değerlendirmediğini görmekteyiz.”

ABD’nin açıklamasında aynı zamanda deniz yetki alanlarının uluslararası hukuk gereğince ilgili devletler arasında varılan mutabakatla karara bağlanması gerektiği vurgulandı; Türkiye ve Yunanistan’ın istikşafi görüşmeleri en kısa süre içinde yeniden başlatmaya teşvik edildiği belirtildi.

Sevilla Haritası, Yunanistan’nın Ege Denizi ve Akdeniz’deki yetki alanları konusunda iddialarına temel teşkil eden bir çalışma.

Sevilla Üniversitesi’nden akademisyenler hazırladı

Sevilla Haritası, 2000’li yılların başında Sevilla Üniversitesi’nden akademisyenler Juan Luis Suárez de Vivero ile Juan Carlos Rodríguez Mateos’un Avrupa Birliği’nin talebi üzerine, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki Doğu Akdeniz’deki MEB (Münhasır ekonomik bölge) anlaşmazlığının çözümü için hazırladığı bir çalışma.

Bu yüzden Sevilla Haritası ismiyle anılıyor.

Bu harita, Yunanistan’ın kıta sahanlığını Türkiye’ye ne kadar yakın olursa olsun Yunan adalarının sınırlarına göre çiziyor.

Böylece haritanın iddiasına göre Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı, güneye doğru Akdeniz’in ortasına kadar iniyor ve Türkiye’ye Antalya Körfezi dışında bir çıkış fırsatı tanımıyor.

Türkiye ise bu haritanın haksız bir şekilde MEB haklarını çiğnediğini söylüyor.

‘Türkiye büyük ihtimalle haklı’

İspanya’daki Navarra Üniversitesi’nden uzmanlığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika olan Prof. Michael Tanchum, Foreign Policy dergisine yazdığı makalesinde Türkiye’nin Sevilla Haritası’na karşı çıkmakta haklı olduğunu kaleme aldı.

Tanchum’a göre Türkiye büyük ihtimalle daha geniş bir MEB’e sahip olmalı.

Ancak Tanchum, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) imzacısı olmadığı için Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs’a karşı dava açamadığını, bu yüzden de iddiasına yasal bir zemin kazandıramadığını söylüyor.

‘Yunan ana karasına 580 km uzaklıkta bir ada’

Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı’na göre şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan, Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki karasularınının ötesinde sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değil.

Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın Meis Adası’yla ilgili iddialarına ilişkin, “Yüzölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu’ya 2 km, Yunan ana karasına ise 580 km uzaklıkta olan bir adanın 40.000 kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı yaratması rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez değildir. Bu nedenle Yunanistan’ın bu iddialarını reddediyoruz.” demişti.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes'in paylaştığı harita

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, “Yunanistan Sevilla haritasından vazgeçmediği sürece ve Türkiye kıta sahanlığına saygı göstermedikçe bu gerginlik bitmez.” açıklamasında bulundu.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, “Sevilla haritası diye ortaya çıkarılan haritanın hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bunun hakkı, hukuku tanımadığını, burada barış ve istikrara katkı sağlamadığı gibi bir problem çıkardığını görmek lazım” dedi.

Diğer yandan Avrupa Komisyonu, Hürriyet gazetesinin Brüksel temsilcisi Güven Özalp’a yaptığı açıklamada, “Kurumlar tarafından hazırlatılan harici raporlar AB’nin resmi belgeleri değildir ve AB için hukuki ve siyasi değeri yoktur” dedi.

Komisyon yanıtında aynı zamanda deniz alanlarının sınırlandırılması ve buralardaki kaynakların kullanımının, taraflar arasında yapılacak müzakerelerle karar verilmesi gerektiğini vurguladı.

Kıta sahanlığı nedir?

Ülke kıyılarına bitişik olan ve 200 metre derinliğe veya bu sınırın ötesindeki su derinliğinin doğal kaynaklarının işletilmesine elverişli olduğu noktaya kadar kara sularının dışında kalan deniz altı bölgelerinin deniz yatağı ve toprak altı kesiminin bütününe kıta sahanlığı deniyor.

Kıyıları karşılıklı olan veya yan yana olan devletlere kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin usul ise 1958 Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenmiş durumda.

Söz konusu madde uyarınca, kıta sahanlığının sınırı, kural olarak taraf devletlerin anlaşmasıyla tespit ediliyor.

Ancak bu konuda böyle bir anlaşma yoksa ve özel durumlar farklı bir sınırı gerektirmiyorsa kıta sahanlığı sınırlandırılması eşit uzaklık ilkesine göre gerçekleşiyor.

Exit mobile version