Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye’nin mesajını görmezden gelin

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye’nin yeni Navtex ilanı sonrası Milli Güvenlik Hükumet Konseyini topladı. Genelkurmay Başkanı ise  teyakkuz açıklaması yaptı.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye’ye ait sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in Navtex ilan ederek, Kıbrıs Adası açıklarında hidrokarbon arama çalışmalarına devam etmesi üzerine, Milli Güvenlik Hükumet Konseyini (KYSEA) acil toplantıya çağırdı.

Türkiye, haziran ayı sonlarında Antalya’nın Kaş ilçesi açıklarında bulunan Yunanistan’a ait Meis (Kastellorizo) Adası açıklarında Navtex yayımlamış, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in araya girmesiyle Ankara yönetimi Oruç Reis’in faaliyetlerini askıya almıştı.

Yunanistan’da Başbakanlıktan yapılan açıklamada toplantıda “Doğu Akdeniz’deki son gelişmelerin gözden geçirildiği” ve “Türkiye’nin provokatif eylemlerine karşı alınması gereken önlemler üzerinde görüş alışverişinde bulunulduğu” belirtildi.

Yaşanan gelişmelerin ardından Yunan ordusu da teyakkuza da geçti. Açıklamayı Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros yaptı.  Floros, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis başkanlığında olağanüstü toplanan KYSEA toplantısına askeri üniformasıyla katıldı.

“ORUÇ REİS YUNAN DONANMASI TARAFINDAN İZLENİYOR”

Yunanistan Devlet Bakanı Giorgos Gerapetritis ise yaptığı açıklamada Oruç Reis’in gemilerde olması gereken otomatik tanımlama sistemine sahip olmadığını ancak söz konusu geminin Yunan donanması tarafından izlendiğini kaydetti.

DONANMA GEREKTİĞİNDE HAREKETE GEÇMEKTE TEREDDÜT ETMEYECEK

Gerapetritis, Atina hükumetinin siyasi ve yasal eylem açısından hazır kıta beklediğini belirterek, “Donanmamızın büyük bir kısmı nerede ihtiyaç olursa orada görev yapmaya hazır. Gemilerimiz kritik bölgelerde seyre devam ediyor ve yaklaşık birkaç gündür de söz konusu kritik bölgede geziyordu. Gerektiği taktirde gelişmiş donanmamız harekete geçmekte tereddüt etmeyecek” diye konuştu.

Bakan Gerapetritis, bölgede tansiyonun yükselmesi taraftarı olmadıklarını dile getirerek “Haklarımızın sonuna kadar arkasındayız” dedi.

TÜRK DIŞİŞLERİ’NDEN YUNANİSTAN’A TEPKİ

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Oruç Reis’in faaliyetlerine dair açıklaması hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.

Dışişleri Sözcüsü Aksoy, “Akdeniz’in ‘tek sahibi benim’ anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır. Türkiye, kendisine karşı oluşturulan şer ittifaklarını yerle yeksan edecek kudret ve kararlılık ile imkan ve kabiliyetlere sahiptir.” dedi.

Yunanistan’ın Mısır ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına tepki gösteren Aksoy, bu anlaşma ile Türkiye ve Libya’nın Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının ihlal edildiğini ve bunun üzerine Oruç Reis’in, önceden planlanan sismik araştırma faaliyetine bugün itibariyle başladığını belirtti.

Aksoy, “Yunanistan’ın faaliyetimize itiraz etmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur” dedi.

ALMANYA’DAN “DOĞRUDAN GÖRÜŞME” ÇAĞRISI

Alman Hükumet Sözcüsü Steffen Seibert

Alman hükumeti, Ankara ve Atina’ya Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandırmaktan kaçınma, ikili diyaloğu “planlandığı” gibi “acilen başlatma” çağrısı yaptı.

Alman Hükumet Sözcüsü Steffen Seibert, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından izlediklerini, Türkiye ile Yunanistan arasında gerilimin yeniden tırmanıyor olmasından da “büyük endişe” duyduklarını söyledi. Hükumetin Berlin’deki olağan basın toplantısında konuyla ilgili soruları yanıtlayan Seibert, “Yunanistan ve Türkiye’nin, acilen doğrudan görüşmeleri gerekiyor, bu büyük önem taşıyor. Birbirleriyle doğrudan, deniz hukukuna ilişkin ihtilaflar dahil konuları görüşerek, çözüme kavuşturmaları önemli” dedi.

Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christofer Burger ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sismik araştırma faaliyetlerini yeniden başlatma kararını “endişeyle not ettiklerini” açıkladı.

ALMANYA YENİDEN ARABULUCU OLACAK MI?

Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın yeniden iki ülke arasında devreye girip girmeyeceği sorusuna ise Seibert, “Federal Hükumet, her iki tarafla iletişim halinde. Yapıcı katkı sunabileceği durumda, gereğini yapacaktır. Ama belirleyici olan iki taraf arasında doğrudan diyaloğun olmasıdır” dedi.

Exit mobile version