S&P Global Ratings ve Moody’s yetkilileri Türk Lirası’nın dolar ve euro karşısında tarihi kaybını yaşamasının ardından yaptıkları değerlendirmede faiz artırmanın kaçınılmaz olduğunu ancak mevcut problemleri çözmede yeterli olmayacağını söyledi.
Paraanaliz’de yer alan habere göre, Bayram’dan bu yana global finans camiasının Türkiye’ye bakışında çok köklü ve olumsuz bir gelişme gözleniyor. Bayram’dan önce Türkiye tartışmalarında hükümetin yabancı sermaye aleyhtarı kararları ve ekonomide gözlenen toparlanma karşılaştılırılıyordu. Bayram’da Reuters, Bloomberg ve Financial Times (Bayram’dan sonra Wall Street Journal) gibi önde gelen finans yayın kuruluşlarında çıkan haberler, TCMB’nin muhasebe oyunlarıyla FX rezervlerini olması gerekenden daha yüksek gösterdiği iddiasını ortaya attı. Bu iddia fon yöneticileri arasında da karşılık buldu.
TCMB verilerine göre, yabancı yatırımcılar 30 Temmuz 2020’de sona eren haftada fiyat ve kur etkilerinden arındırılmış olarak, hisse senetlerinde net $69 mln satış yaparken, son bir yılda kümülatif para çıkışı $4.88 mlr oldu. Devlet iç borçlanma senetlerinde net $212 mln satış yaparken, son bir yılda kümülatif para çıkışı $8.14 mlr oldu.
Hafta sonuna doğru ise, rayting kuruluşlarından gelen telaşlı uyarılar gündeme düştü:
S&P Global Ratings ve Moody’s yetkilileri Türk Lirası’nın dolar ve euro karşısında tarihi kaybını yaşamasının ardından yaptıkları değerlendirmede faiz artırmanın kaçınılmaz olduğunu ancak mevcut problemleri çözmede yeterli olmayacağını söyledi.
Euro ve sterlin fiyatlarında tarihin en yüksek seviyelerine ulaşılmasının ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu temsilcileri Reuters’a konuştu.
Uzmanlar, Türk Lirası’nın desteklenmesi için seçeneklerin tükenmesiyle er ya da geç faiz artırımına gidilmesinin muhtemel olduğunu söyledi.
Moody’s’in Ülke Riskleri Grubu Başkan Yardımcısı Sarah Carlson, Türkiye’de karışıklığın bir süredir devam ettiğini ve bu karışıklığın yönünü “sonsuza kadar devam edemeyecek bir stratejiye” çevirmiş durumda olduğunu söyledi.
“Bir noktada yol bitecek” diyen Carlson, “Karar vericilerin kısa vadeli ekonomik sıkıntılara ancak uzun vadeli kazanımlara yol açabilecek reformlara ağırlık vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Faiz ortanlarını artırmanın söz konusu problemleri çözmeyebileceğini de sözlerine ekleyen Sarah Carlson, “Temel problem, yatırım ihtiyaçları için gerekli yerel tasarruflardaki kronik noksanlık” diye konuştu.
Devletin faiz ödemelerinin devlet gelirlerine oranındaki artış konusunda endişe duyduklarını söyleyen Carlson, bu durumu “Büyük ve normal olmayan bir hareket” ifadesiyle değerlendirdi.
S&P Global Ratings Direktör Yardımcısı Maxim Rybnikov, Merkez Bankası’nın bu yıl Türkiye’nin döviz rezervlerini tükettiğini ve bu durumun manevra için sınırlı alan bıraktığını söyledi.
Rybnikov, kullanılabilecek döviz rezervlerinin geçen yılki 30 milyar dolarlık seviyesinden bu yıl 10 milyar dolara düşmesini beklediklerini açıkladı.
Birçok yabancı yatırımcının Türkiye’den çıkış yaptığını hatırlatan Maxim Rybnikov, elinde devlet tahvili bulunduran yurt dışı yerleşiklerin oranının yüzde 4 gibi tarihi düşük seviyeye ulaştığını söyledi.
Türkiye’de dolarizasyonun arttığına da vurgu yapan Rybnikov, ülke içindekilerin ellerindeki yabancı paranın 212,92 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Türkiye’nin durumunu 2015’in Azerbaycanı ve Arjantin’in şimdiki durumu ile kıyaslayan Rybnikov, “Türkiye’de yerleşikler, inancını kaybettiğinde döviz almaya başlıyorlar. Bu durum, ödemeler dengesindeki stresi artırabilir” dedi.
İş Yatırım raporuna göre, Gelişmekte olan ülke eurotahvillerinde karmaşık bir görünüm dikkat çekti. Türk eurotahvillerinde dünkü satıcılı görünümün bugün yerini yükselişe bıraktığı görülürken $0,50-1,00 civarı değer kazancı gözlendi. 2047 vadeli hazine kıymetinde yaklaşık $2 yükseliş kaydedildi. Türkiye 5 yıl vadeli CDS yaklaşık 17 baz puan daralarak 583 seviyesinde işlem gördü.
Ancak, aşağıdaki tabloda görüleceği üzere, Türkiye Euro-tahvil faizleri ve CDS primler, benzer ülkelerden olumsuz bir ayrışma içinde.
TL’nin değer kaybının bu hafta da devam etmesi durumunda, S&P ve Moody’sden gelen açıklamalar da fiyatlamalara yansıyabilir.