Birleşmiş Milletler Zorunlu ve İstemsiz Kayıplar Çalışma Grubu ve Özel Raportörleri, Gülen Cemaatine yakın isimlerin kaçırılmalarıyla ilgili ortak mektup yayınladı.
Birleşmiş Milletler Zorunlu ve İstemsiz Kayıplar Çalışma Grubu ve Özel Raportörleri, Türkiye Hükümeti’nin Gülen Hareketi gönüllülerine yönelik Türkiye’de ve Türkiye dışında zorunlu kaçırma, tutuklama, deport, iade gibi illegal operasyonlarına yönelik yazdığı “ortak mektubu” internet sitesinden kamuoyuyla paylaştı.
2016 yılının Ocak ayından itibaren 29 kişi Gülen Hareketiyle ilişkileri olduğu gerekçesiyle Türkiye’de “siyah transporter” vakaları olarak bilinen çerçevede zorla kaybedildi. Bu kişilerden üçünden halen haber alınamıyor. Türkiye dışından kaçırılan kişi sayısının ise 80’i aştığı belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler Zorunlu ve İstemsiz Kayıplar Çalışma Grubu ve Özel Raportörleri, uzun süredir konuyla ilgili olarak Türkiye ile yazışma halindelerdi ve pekçok vaka için Türkiye’den savunma istendi. Konu üzerine raportörlerin çalışmasının ardından bir ortak mektup hazırlandı ve taraflara gönderilmesinin ardından Birleşmiş Milletler’in internet sitesinden kamuoyuna açık biçimde yayınlandı.
Ortak Mektubun öne çıkan maddeleri şöyle:
– Devlet-destekli yurtdışı kaçırmaların sistematik bir uygulama olduğu;
– Türk vatandaşlarının birden fazla devletten Türkiye’ye zorla kaçırıldığı vurgulandı;
– Hizmet hareketiyle ilişkisi olan kişilerin Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Afganistan, Kamboçya, Gabon, Kosova, Kazakistan, Lübnan ve Pakistan’daki yetkililerle eşgüdüm içerisinde gizli operasyonlarla keyfi tutuklamalara ve gözaltına alınma, zorla kaybetme ve işkenceye maruz kaldı.
– Türkiye Hükümeti’nin, diğer Devletlerle koordineli olarak, 100’ü aşkın Türk vatandaşı zorla Türkiye’ye naklettiği bildirilmekte olup, bunların 40’ı çoğunlukla sokaklardan veya tüm dünyadaki evlerinden çocukları ile birlikte kaçırılan zorla kaybolmaya maruz kalmıştır.
– Güvenlik İşbirliği Anlaşmaları: Türkiye hükûmeti, gerekçesiz sebeplerle “terörizm ve uluslararası suçla mücadeleye” yönelik birden fazla Devletle ikili “güvenlik işbirliği anlaşmaları” imzalamıştır. İddia edilen operasyonların zamanlamasında açık bir bağlantı olduğu görülüyor- çoğu olmasa da anlaşmaların yürürlüğe girmesinden bu yana iki yıl içinde gerçekleştirildi.
– Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MIT), yurt dışındaki operasyonları yürütme veya bunlarla mücadele etme görevi verilen ayrı bir departman kurduğu ve sonrasında Afganistan, Azerbaycan, Kamboçya, Gabon, Irak, Kazakistan, Kosova, Malezya, Moldova, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Sudan, Ukrayna’da çok sayıda Türk vatandaşının kaybolmaya başladığı belirtildi
– Devlet destekli Uluslararası Kaçırma ve Zorla Geri Dönüş: Türk makamları iadeyi yasal yollarla güvence altına al(a)madığında, istihbarat teşkilatları ve polis de dahil olmak üzere üçüncü ülkelerden kolluk kuvvetleriyle işbirliği içinde gizli operasyonlara başvururlar.
– Mustafa Ceyhan (Azerbaycan), Harun Çelik (Arnavutluk), Mesut Kaçmaz, Bayan Meral Kaçmaz ve iki çocuğu (Pakistan), Mustafa Erdem, Yusuf Karabina, Kahraman Demirez, Cihan Özkan, Hasan Hüseyin Günakan ve Osman Karakaya (Kosova), Osman Özpınar, İbrahim Akbaş ve Adnan Demirönal, Eşleri ve Çocukları (Gabon), Osman Karaca (Kamboçya), Ayten Öztürk (Lübnan), Zabit Kişi (Kazakistan) davaları zorunlu kaçırılma ve iade operasyonlarına delil olarak gösterildi.
– Sorumsuzluk: Bildirilen tüm davalarda ortak olan, hukukun üstünlüğü ve yasal güvencelerin yanı sıra, zorla kaybetmeler, keyfi gözaltı, işkence ve diğer temel hak ihlallerine ilişkin sorumluluk (hesap verilebilirlik) yetki ve yükümlülüğünün eksikliğidir.
Türkiye hükûmetinden devlet-destekli yurtdışı kaçırmaların sistematik bir uygulama olduğu ve bu konu hakkında 8 maddelik bir açıklama yapması bekleniyor.
BM’nin Ortak Mektubu ve Türkiye’nin verdiği cevap BM web sitesinde yayınlandı:
– BM’nin Ortak Mektubu:
https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadPublicCommunicationFile?gId=25209
– Türkiye’nin Cevabı:
https://spcommreports.ohchr.org/TMResultsBase/DownLoadFile?gId=35335