Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Libya: Sirte neden önemli?

Sirte'ye savaşmaya giden Libya Ulusal Ordusu birlikleri


Libya’da başkent Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı birliklerin, Sirte kentini General Halife Hafter’in elinden geri almak için başlattığı operasyon sürüyor. Hafter’in ateşkes çağrısını reddeden Trablus hükümeti ve Ankara, Sirte alınmadan masaya oturmayacaklarını söylüyor. Birlikler Sirte’ye yaklaştıkça Hafter’i destekleyen Mısır, şehri kaybetmemek için Libya’ya asker gönderebileceğini duyurdu. Peki Sirte neden bu kadar önemli?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, Cumartesi günü UMH’ye bağlı birlikleri, mevcut mevzilerinden öteye ilerlememeleri yolunda uyardı.

Libya sınırı yakınlarındaki Matruh Üssü’nü ziyaret eden Sisi, “Sirte ve Cufra kırmızı çizgidir” diyerek orduya “sınır ötesi operasyonlara hazır olmaları” talimatı verdi.

Pazar günü de Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Sisi’ye destek açıklaması yaptı:

“Mısır Arap Cumhuriyeti’nin güvenliğinin Suudi Arabistan Krallığı’nın ve tüm Arap ulusunun güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Mısır’ın sınırlarını ve halkını radikallerden, terörist milislerden ve onların bölgedeki destekçilerinden koruma hakkını destekliyoruz. Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin, Mısır’ın batı sınırlarını teröre karşı savunma hakkına desteğimizi sunuyoruz.”

6 Haziran’da General Halife Hafter Kahire’ye giderek Sisi ile bir araya gelmiş ve ateşkes çağrısı yapmıştı. Ateşkesin şartı ise “UMH birliklerinin ilerlememesi ve yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesi”ydi.

UMH ve en büyük destekçisi Türkiye ise ateşkes çağrısına kapıları kapattı.

Rusya da aynı dönemde Türkiye ile ateşkes görüşmeleri için Ankara’ya bir heyet göndermişti.

O dönem Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi olan Emrullah İşler, Rusya ile Türkiye arasında devam eden ateşkes görüşmelerinden henüz sonuç alınamamasının sebebini, “Türkiye ve Rusya arasındaki asıl mesele, Libya hükümetinin Sirte ve Cufra’yı almadan masaya dönmeyeceği gerçeğidir.” diye açıklamıştı.

Peki Sirte neden bu kadar önemli?


Ocak 2020’de 3 saatte Hafter’in kontrolüne geçti

Sirte’nin kimin kontrolünde olduğu, hem iç savaşın gidişatı açısından, hem stratejik konumu açısından hem de ekonomik sebeplerle iki taraf için de çok önemli.

UMH’nin merkezi Trablus ve Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu’nun (LNA) üslendiği Bingazi’nin ortasında yer alan Sirte, 2011’de eski lider Muammer Kaddafi devrildikten sonra uzunca bir süre İslamcı milislerin yerleştiği bir bölge oldu.

2015 yılının başında IŞİD’in eline geçen şehirde, 2016 sonunda, ABD, İtalyan ve İngiliz savaş uçaklarının yardımıyla UMH tarafından yeniden kontrol sağlanmıştı. Ancak IŞİD’den arta kalan grupların düzenlediği saldırılar, Hafter’e “Şehri İslamcı teröristlerden temizleme” gerekçesini kullanarak operasyon düzenlemesi için uygun ortamı sağladı.

Kaddafi’nin doğduğu, aşiretinin yaşadığı ve Kaddafi döneminde gelişip bugünkü halini alan şehri, Sirteli kabile üyelerinden oluşturulan bir tabur koruyordu.

Bu tabur, Ocak 2020’de taraf değiştirerek Hafter’e bağlılık bildirdi ve şehir birkaç saat içinde Hafter’in kontrolüne geçti.


Aynı günlerde Türkiye de, UMH ile imzaladığı güvenlik anlaşması gereği Libya’da askeri techizat yardımı yapmaya başlamıştı.

O tarihten sonra Hafter, 370 kilometre batıdaki Trablus’a doğru hızla ilerlemeye başladı.

4 Haziran’da UMH, Trablus’un kontrolünü tamamen ele geçirdiğini açıkladı. Hafter’e bağlı birlikler Trablus’tan batıya ve güneye çekilmeye başladı. 2 gün sonra, yani Hafter’in Kahire’ye giderek Sisi’yle birlikte ateşkes çağrısı yaptığı gün UMH, Sirte’yi geri almak için “Zafer Yolu” operasyonunu başlattığını duyurdu.

Sirte operasyonu, tüm Libya için verdiğimiz bir savaştır

UMH’ye bağlı ordunun sözcüsü Abdülmenaam al Draa, operasyonu duyururken Sirte’ye verilen önemi de vurguladı:

“Bu, Sirte şehrini alma savaşı değildir. Bu tüm Libya için verdiğimiz bir savaştır. Sirte’den sonra doğuya doğru ilerlemeye devam edeceğiz.”

UMH’nin doğuya doğru ilerlemesinde büyük bir basamak olan Sirte’nin düşmesi, bu sebeple Hafter ve Hafter’i destekleyen Mısır, Rusya, Fransa gibi ülkeler için “kırmızı çizgi” niteliğinde.

Operasyon başladığında, yılın başında taraf değiştiren milisler ilk savunmayı yaptı. Şehirde çok güçlü olan bu kabileyle çatışmalar zorlu geçti. Bu sırada LNA’dan da takviye ekipler şehre ulaştı.

Sirte ve Mısrata’daki kabileler arasında uzun yıllardır süren rekabetin bir devamı olarak, Mısrata’daki kabileler de Sirte operasyonunda UMH’ye destek veriyor. Bu sebeple Sirte’nin, farklı taraflara bağlı kabililerin gücünü göstermesi açısından sembolik önemi de var.

Rus savaş uçakları Cufra’da

Zafer Yolu Operasyonu’nda tek hedef Sirte değil, güneyindeki Cufra da hedefler arasında.

Sirte’de Hafter’e bağlı milisler ve askeri noktalar bulunsa da, Cufra’da Rus savaş pilotlarının olduğu ve Rus savaş uçaklarının da Cufra’da beklediği biliniyor.


Bu sebeple bazı uzmanlar, bu operasyonların ilerlemesi halinde Rusya’nın ateşkes için Türkiye’ye daha fazla taviz vermesinin olası olduğu görüşünde.

ABD ordusunun Afrika Kuvvetleri Komutanlığı, Mayıs ayı boyunca yaptığı açıklamalarda, Rus savaş uçaklarının Cufra’daki Hava Üssü’nde olduğuna dair fotoğraflar da yayımladı.

Rusya’dan gelen yardımın Cufra’dan daha doğuya kaydırılması durumunda Hafter’in birlikleri de büyük oranda ülkenin doğusunda konuşlanmak zorunda kalacak. Bu da, 2014’ten beri kontrol ettiği alanı genişleten Hafter için ciddi bir kayıp anlamına geliyor.

Mayıs sonunda da Hafter’e bağlı birlikler Trablus’tan geri çekilirken Reuters haber ajansına konuşan Bani Velid Belediye Başkanı Selim Alayvan, Rus savaşçıların uçaklarla Cufra’ya götürüldüğünü söyledi. Alayvan, “Ruslar üç askeri uçakla Cufra’ya taşındı. Askeri araçları da karadan Cufra’ya götürüldü” dedi.

Cufra Hava Üssü’nn kontrolü, Haziran 2017’de Hafter’in kontrolüne geçmişti. UMH, 2019’dan bu yana zaman zaman Cufra’daki hava üssünü bombalıyordu.

Petrol yataklarının ve ihraç yollarının üzerinde

Sirte şehrinin güneyini ve doğusunu kapsayan geniş Sirte havzası, Libya’nın petrol yataklarının yüzde 80’inin bulunduğu bölge.

Buradan çıkarılan petrolden elde edilen gelir, ülkenin petrol gelirlerinin yüzde 80’ini oluşturuyor.

Sirte’ye hakim olan birlikler, çoğu Sirte’nin doğusunda bulunan ve petrolün ihraç edildiği limanlara doğru hızlıca ilerleyip buraları da ele geçirebilir.

Ancak petrol yataklarının olduğu bölgelerde de Hafter’e bağlı kabilelerin oluşturduğu silahlı milisler kontrolde.

Öyle ki; Ocak 2020’de Berlin’de toplanan Libya Konferansı sırasında masada istediğini elde etmek için Hafter, tüm petrol yataklarını, petrol dolum tesislerini ve limanlardaki terminalleri kapatmıştı. Bu Libya’nın gelirinin büyük bir kısmına ulaşamaması demek oluyor.

Bu limanlardan uluslararası pazara gönderilen petrolü, Trablus hükümetine bağlı olan Ulusal Petrol Kurumu işletiyor. Limanda çalışan memur ve işçiler Trablus hükümetinden maaş alsa da, Hafter ve Hafter’e bağlı aşiretler, bu ihracattan gelen gelirin Trablus hükümetine verilmesine karşı çıkıyor. Petrol boru hatlarının geçtiği yollar üzerinde de Hafter’e bağlı aşiretler var ve zaman zaman petrol akışını durduruyor. Böyle durumlarda petrol üretimi de mecburi olarak durduruluyor ve zaten kötü durumda olan ülke ekonomisi savaştan daha da sert etkileniyor.

Sirte’yle ilgili en detaylı çalışma, 2018 yılının başında Avrupa Birliği’nin fonuyla Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapıldı. Nisan 2018’de yayımlanan BM raporuna göre, şehrin nüfusu 126 bin civarında.

IŞİD’in şehrin kontrolünü ele aldığı dönemde kaçan 100 bine yakın kişiden 90 bini, 2017’de şehre geri dönmüştü.

Raporun yazıldığı tarihte şehir nüfusunun yüzde 10’dan fazlası Mısır, Bangladeş, Çad ve Sudan’dan çalışmak için gelen göçmenlerden oluşuyordu.


Kaddafi’nin büyüttüğü şehrin, merkezden özerk bir yönetim yapısı da vardı ancak 2011’de yönetim değiştikten sonra bu özelliğini kaybetti. Ancak bu durum şehirde çok sayıda devlet memurluğu kaynaklı yeni iş alanlarının oluşmasına sebep oldu.

Kaddafi’nin kabilesi olan Kaddafa kabilesi de, 2011 öncesi gücü elinde tutmasa da hâlâ Sirte civarında yaşıyor.

Libya ekonomisinde önemli bir yer tutan Sirte, BM’ye göre, ülkenin kalkınmasıyla ilgili plan yapılırken “özel bir ilgiyi hak ediyor.”

Ülkede işgücünün yüzde 80’ini devlet memurları oluşturduğu için Sirte’deki memuriyetlerin sayısının yüksek olması önemli.

Sirte’de yaklaşık 36 bin kişinin memur olarak çalıştığı kamu kuruluşları, şehrin ekonomisinin en büyük bölümünü oluşturuyor.

Bu sayı, şehirde işgücünün yarısını oluşturuyor. Aynı zamanda işgücünün yüzde 28’ini kadınlar oluşturuyor ki bu oran Libya’nın diğer şehirlerine oranla düşük.


İnşaat çalışmaları için büyük bir fırsat doğuruyor

2010’da başlayan iç savaşta ve sonrasında IŞİD’in elinden geri alınması için yürütülen operasyonlarda şehir ve çevresi, çok büyük oranda zarar gördü. Bu bölgelerin bazılarında yeniden inşa faaliyeti görülse de, özellikle Kaddafa kabilesinin yaşadığı bölgelerde yıkım hâlâ duruyor.

Kaddafi döneminde Libya’da çok büyük inşaat işlerine imza atan ve o dönemden kalan ödemelerini UMH ile yaptığı işbirliği sayesinde geri almak için adım atan Türkiye, ülkede inşaat faaliyetlerine yeniden başlamayı hedefliyor.

Sirte de, inşaat faaliyetlerinin yürütülebileceği çok geniş bir alan olarak görülüyor.

17 Haziran Çarşamba günü Türkiye’den Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bulunduğu bir heyet Trablus’a gitmiş, ziyarette yeni dönemde ticari işbirliği de konuşulmuştu.

Ziyaretin ardından Reuters’a konuşan bir Türk yetkili, Türkiye’nin “Libya’nın yeniden inşası çalışmalarını hızla başlatmaya hazır olduğunu” söylemişti.

BM’nin raporuna göre Sirte’de inşaat lisansları 2011’den beri hiçbir firmaya verilmedi. Şehir konseyi için en zorlu işlerden biri de, operasyonlar sonrası şehre geri dönenlerin yerleştirileceği uygun yerleşim yerleri bulmak.

Şehirdeki en büyük hastane de operasyonlar sırasında büyük zarar gördü ve yeniden yapılması gerekiyor. Aynı şekilde içme suyunun sağlanması ve dağıtımı da, yollar ve elektrik dağıtım şebekeleri de tekrar düzenlenmeli.

Libya’daki önemli ticaret merkezlerinden biri

Libya, doğu ve güneyinde büyük bir bölgeyi kontrol eden Hafter ile Tobruk’taki Temsilcisi ve Trablus’taki UMH arasında adeta ikiye bölünmüş durumda.

İki ordu ve iki meclisin dışında ülkede iki de Merkez Bankası var.

Trablus’taki merkez bankası İngiltere’de, Bingazi’deki merkez bankası Rusya’da kendi parasını basıyor. İki taraf birbirinin parasını kabul etmiyor.

Oysa ülkenin doğusu ve batısı arasında uzun yıllardır malların getirilip götürüldü, ticaret merkezi pozisyonda olan Sirte, son dönemde yine iki çatışan taraf arasında bu görevi görüyordu.

Ancak paraların kabul edilmemesi, Sirte’deki ticareti de son dönemde sıkıntıya soktu.

Ancak Sirte’den ihracat yapılan büyük bir liman yok. Sirte çevresindeki limanlardan petrol ihracatı yapılıyor.

Yine de Libya’nın yeniden inşası üzerine yapılan çalışmalarda Sirte’nin merkezi konumu ve limanlarının, ticaret için daha fazla kullanılmasına olanak sağlayabileceğine değiniliyor.

2016’ya kadar IŞİD’in Libya’daki kalesiydi

2011 sonrası radikal grupların üslendiği Sirte’de, 2014’te Ensar el Şeria adlı örgüt çok güçlüydü. Hükümet binalarını ele geçiren örgüt, trafik kuralları belirlemiş ve “polis gücü” oluşturmuştu.

Bu sebeple 2014 sonrasında dünyanın birçok yerinden IŞİD’e bağlı olanlar da dahil radikal savaşçılar Sirte’ye gitti. 2015’in başındaysa şehir tamamen IŞİD’in kontrolüne geçmişti.

Bu dönemde nüfusun büyük bir bölümü şehirden kaçtı.

Mısır, zaman zaman Sirte’de IŞİD’i hedef alan bombardımanlar düzenledi.


12 Mayıs 2016’da UMH’ye bağlı ordu, ABD, İtalyan ve İngiliz birliklerinin desteğiyle IŞİD’e karşı operasyona başladı. Operasyon, Aralık 2016’da sona erdi. Şehirde yaklaşık 3 bin IŞİD üyesi olduğu ortaya çıktı. Operasyon bittiğinde bir kısmı gemilerle Avrupa’ya kaçmak üzereyken yakalandı.

Operasyonlar sırasında şehirde yeterli istihbarat ağı yoktu, çok sayıda sivil de hayatını kaybetti.

Sirte’de son durum ne?

Hafter’e bağlı, Sirteli kabilelerin oluşturduğu tabur, Haziran ayı başında Hafter’in birlikleri gelene kadar savunmadaydı. Bu sırada iki bölge UMH’nin eline geçti.

Ancak Hafter’a bağlı birlikler Sirte’ye ulaştıktan sonra sahada bu bölgelerin bir kısmı yeniden Hafter’in kontrolüne geçti.

Çatışmalar çoğunlukla Trablus-Sirte karayolu üzerinde ve şehrin Cufra’ya giden güney yolu üzerinde yoğunlaşıyor.

UMH, şehirdeki kabilelere yeniden taraf değiştirme ve “savaşın korkunç sonuçlarından kaçınma” çağrısı da yaptı.


Mısrata’da UMH’ye bağlı kabilelerden de savaşmak için Sirte’ye giden silahlı gruplar oldu. UMH’ye bağlı ordu, Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait insansız hava araçlarının Mısrata’nın güneyindeki bir sahra hastanesini vurduğunu duyurdu.

Sahada durum son iki haftadır ciddi bir değişiklik göstermese de, Mısır lideri Sisi’nin ateşkes çağrısına Rusya ve Fransa’dan da destek geldi.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 22 Haziran’da, Türkiye’nin Trablus hükümetine verdiği askeri desteği eleştiren açıklamalar da yaparak “Türkiye’nin Libya’da üstlendiği role müsaade etmeyiz” dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, 23 Haziran’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a tepki gösterdi. Aksoy, “Macron’un ülkemizin ilgili Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteği ‘tehlikeli bir oyun’ olarak tanımlaması ancak akıl tutulmasıyla izah edilebilir” diye konuştu.

Exit mobile version